Temel göle girmiş çırılçıplak. Çıkmış bakmış ki giysilerini hırsız çalmış. Napsın, ellerini kapatmış önüne, arkasına, evine doğru koşmaya başlamış.
Köy meydanından geçerken Dursun seslenmiş: “Ula temel oralarını niye kapataysun ki? Yüzünü kapa, yüzünden tanurlar seni! ’’
Kıssadan hisse…
Memleketimizin hırsızları oralarını buralarını, savcılarıyla, yargıçlarıyla satılık medyalarıyla, Fatih Altaylı, Rasim Ozan Kütahyalı’yla, neyle ve kimle kapatırlarsa kapatsınlar, halkımız onları yüzlerinden tanıyor artık.
Kaçarları göçerleri yok.
Az kaldı ilk toplumsal sınavımıza.
30 Martta göreceğiz. Umarım göreceğiz.
Neler görmedik ki…
Menderes, Yahya Demirel, Tuncay Mataracı, İsmail Özdağlar, Koray Aydın, Hilmi İşgüzar, Yaşar Topçu, Güneş Taner, Hüsamettin Özkan, Mesut Yılmaz ve daha pek çok eski bakan, başbakan, bazıları kendi istekleriyle, bazıları partisinin önergesi, desteği ile Yüce Divan’da yargılandı. Türk milleti adına görev yapan adalete hesap verdi. Çoğu aklandı. Yeniden saygınlık ve itibar kazandı.
Çok suçları vardı, ortak suçları ‘‘kişisel menfaat elde etmek’’ti. Yolsuzluktu…
Ama şimdiye kadar bilinen ama şimdi ortaya çıkan başka bir şey.
Miktarı, kullanılan yöntemi, ilişki ağı, örgütlü yapısı ve kapsadığı kişiler itibarıyla kanıtlanmış, belgelenmiş, ayyuka çıkmış, eşi benzeri olmayan başka bir yolsuzluk vakıası yok.
Türk siyasi tarihinde bir ilktir bu…
İşte en sonuncusu da patladı: ATV-SABAH satışı…
Ötekiler bir yana benim en çok kanımı donduran da bu oldu.
Yasal bir telefon dinlemesine takılan o konuşmaların tapelerinde, Başbakan’ın, Bakan Binalı Yıldırım aracıyla salma salarak işadamlarından para toplattığı ve havuz oluşturduğu anlaşılıyor.
İstanbul'daki havalimanı inşaatını alan konsorsiyumun patronları Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir ve Celal Koloğlu'na 100'er milyon dolar, Adnan Çebi ve Hayrettin Özaltın'a daha az veriyor.
İbrahim Çeçen, "Bana ihale vermediler ki para vereyim" diye karşı çıkmış.
Tam 630 milyon dolar toplanmış. Sabah-ATV gurubunun alımı için kullanılmış.
Bilal Erdoğan o dinleme kayıtlarında var.
Damat Berat Albayrak da hadisenin içinde.
İş takipçiliği ve ihale tevzi ortada…
1 hafta oldu neredeyse, bunun böyle olmadığını söyleyen yok. ‘yapmadık’ diyen de yok. İtiraz eden de yok.
Sadece ‘komplo bunlar’ deyip işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor. Üstü kapatılmaya çalışılıyor, olmamış gibi davranılıyor.
Failler tam bir pişkinlik içinde faaliyetlerine devam ediyor.
Araştırma önerilerine ret, TBMM’ye gelen fezlekelere ret; yargılayacak yargıç, sorgulayacak savcı, tutuklayacak polis yok.
İşte onun için diyorum ya ilk defa bu vakıaların aktörlerini halk, oylarıyla yargılayacak veya aklayacak.
Hani Sayın Başbakan diyor ya, hani her cümlesinin başında ‘‘Onnnlaarrrr….’’diye başlayıp imam-i ses tonuyla devam ediyor ya…
Ben de soruyorum: Halkımız “Kutsal kitabımız Kuran’da bunlar yazmıyor” deyip ‘bunnlaaarın’ Müslümanlıklarından şüphe edecek mi?
Merak ediyorum…%99’u Müslüman olan bu ülke halkı; soyan, çalan, çırpan, fakir, fukara, garip gurabanın kul hakkını yiyen, beytülmale el uzatan, üstüne üstlük, zulmeden, halkına kan kusturan, kaba kuvvet, şiddet uygulayan, birlik ve dirliği bozanlardan oylarıyla hesap soracak mı?
Halkımız bunlarla aynı dinden olmadıklarını, onların başka Allaha, başka peygambere iman ettiklerini, hatta paraya taptıklarını gösterecekler mi?
Göstermezlerse o zaman da başka bir fıkra anlatırım…
(02.02.2014)