GiresunManşet Üstü

KİM BU AKP’Yİ TOPA TUTAN İ.D?

BAŞBAKANA İHANET

Giresun’da Ak Partili olsun olmasın herkes AKP’nin neler yaptığını çözmeye çalışıyor.

Kendi seçmenleri dâhil yapılanlara bir anlam verebilmek mümkün değil.

Türkiye çapında Ak Parti çıta yükseltmeye çalışırken, Giresun’da tam tersi bir durum hakim…

Ancak netice şudur ki; Giresun’da işi yürütenler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ciddi bir ihanet içerisindedirler.

Bir Ak Partili gözüyle süreci gözlemlediğimizde bu sonucu çıkarmak hiçte zor değil.

Öncelikle seçim öncesinde resmi ve ciddi anlamda hiçbir sebep yokken İl, Merkez İlçe, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları teşkilatlarını görevden aldılar. Dere geçerken at değiştirildi.

Madem sorun başkanlarda idi, işi öğrenmiş, yıllardır görevde bulunan, istişaresi, muhabbeti oturmuş yönetimler niçin görevden alındı?

Kaybedilmiş bir seçimi tekrar alma yolundaki iktidar partisinin yapacağı en son hamledir yönetimleri görevden almak. Yeni bir yönetimin aralarında ısınması bile en az 3 ay sürer.

4 sorunlu başkandan en problemlisi Hatice Kocaoğlu,özel talimatla yeni il yönetimine alındı.

Çetin Çakıroğlu, İl Genel Meclisi Adayı,

Şeyma Tekin Memiş, Belediye Meclisinde,

Sabri Öztürk avukatlığa devam ediyor…

Yeni kurulan yönetimlere baktığımızda ise, başlara ses çıkarmayan, olanı biteni göremeyen veya görse de itiraz etmeyen isimlerin tercih edildiği ortada.

Koltuk peşinde koşan Hasan Aydın İl Başkanı,

Etliye sütlüye karışmayan ve Giresun’da selam verdiği insan sayısı bir elin parmakları kadar olan, kendi köyüne bile Ak Parti’yi sokamamış Derelili Aytekin Şenlikoğlu Merkez İlçe Başkanı,

Giresun’u tanımayan bilmeyen, arkadaşlıkları çay partileri ve eşinin arkadaşları ile sınırlı, siyasetten anlamayan, insan ilişkileri zayıf,  Çorumlu Rabia Hafızoğlu İl Kadın Kolları Başkanı. Orada bulunma sebebi Aytekin Bey’in çok yakın arkadaşının eşi olması. Yani hiç birşeye itiraz etmeyecek ve her şeye evet diyecek birisi.

Bunların yanına birde gözü açılmamış Apaydınlar’ın oğlunu (Eyüp Apaydın) aldın, işi bitirdin.

Listeler akrabalarla dolu. Şu şunun akrabası, şu bunun üst komşusu, şununla şu zaten ev gezmelerinde hep beraberler.

100.000’in üstünde nüfusa sahip Giresun’da bir avuç partili ve onların yakın çevresi ile ancak bu kadar kısır bir liste yapılabilir.

Küçük olsun ama hep bizim olsun. Araya gık çıkaracak adam girmesin.

……………..

Giresun’lunun dışarıdan geleni zor kabul ettiğini biliyoruz.

11 yıllık Nurettin Canikli bile hala Giresun’lu görülmezken transfer aday Yılmaz Can tercihi ise seçimin kazanılmamasına yönelik en ciddi adım.

Belediye Başkanı Sn. Kerim Aksu’ya en güzel seçim malzemesini verdin. “Plakam 28, kalbim 28”

Yılmaz Can’ın tercih edilmesi esnasında bunlar gözden geçirilmedi mi? Giresun’da insanları, sülaleleri tanıyan, caddeleri sokakları bilen, bu sokaklarda gezmiş dolaşmış, bu mahalle aralarında top oynamış, bu şehrin takımının maçlarına gitmiş, bu şehrin sahilinde yüzmüş bir adayın olması gerektiğini çok iyi biliyordunuz. Ama seçimin alınmaması için vizyonu iyi ama şehirden olmayan bir adayın çıkarılması gerektiğini de çok iyi biliyordunuz beyler!

Ve bunu başardınız.

Gelelim sonraki hamlelere.

Tüm bunlara rağmen hala belki seçim kazanılır diye listelere müdahaleler gecikmedi.

Yıllardır partiye uğramayan, işyerinden çıkıp ta insan içine karışmayan A. Mürşit Gürel liste başı.

Birçok sıfat ve eylem yükleyebileceğimiz, kardeşinin bile Ak Parti’ye muhalefet ettiği, kendisinin bile Ak Partili olduğu tartışmalı Çetin Çakıroğlu 2.sırada.

Beldesini (İnişdibi) bile koruyamamış, belediyesini kapattırmış adı çok farklı mecralarda anılan Ahmet Şahin 3.sıra.

Şehrin her olayında bulunan, halkla içiçe, tanınan ve sevilen isimler Fuat Yurt ve Bahadır Akar seçilemeyecek yerlerde.

Ciddi bir oy potansiyeline sahip, Alucralı olmasının çok ötesinde Giresun merkezin siyasi adamı olmuş, seçmenle ve özelliklede muhtarlarla arası çok iyi olan Osman Öden’le, meclisin hukukçusu, Nurettin Canikli’nin avukatı Behice Çavuşoğlu liste dışı.

Osman Öden’i bile aratır bir liste sunuldu Ak Partili seçmenin karşısına.

Spikerin dediği gibi, “Buda mı gol değil?”

Evet, Giresun Ak Parti kendi kalesine gol atmaya devam ediyor.

Başbakan’a ihanet etmeye devam ediyor.

Gelelim Belediye Meclisine.

Hizmetin, yani cemaatin geceleri Başbakana bedduaya kalktığını biliyoruz.

Samanyolu ve Zaman’ın yayınlarını takip ediyoruz.

Başbakanımız ve Ak Parti hakkında ne düşündükleri apaçık ortada.

Beddualar, kasetler, montajlar, hakaretler, dinden çıkarmalar, karalama kampanyaları ve daha neler neler…

Bu iş bu kadar ortada iken, siz hangi akla hizmet “Biz hizmetin içindeyiz ve hizmetin adamlarıyız” diyen kişileri Belediye Meclisinde garanti yerlere koyuyorsunuz.

Aday Yılmaz Can’ın yaptığı toplantıda bile hizmetin adamların olduklarını tekrar tekrar söyleyen, cemaate laf söylendiğinde tepki gösterip, biz cemaat adına buradayız diyen bu insanların listelerde yer alması Başbakana ihanet değil midir?

Giresun Ak Parti’yi yönetenler seçimin kazanılmaması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Giresun’da yaşayanların hiç su parası ile ilgili bir sorunu konuştuklarını duymadım.

Belediye Başkanı Sn. Kerim Aksu’nun o kadar eleştirilecek icraatı varken, aylarca elinde su faturasıyla basında boy gösteren Hasan Aydın’ın ne kadar komik duruma düştüğüne tüm Ak Parti seçmeni olarak şahit olduk ve güldük.

Yılmaz Can seçim çalışmalarında seçmeniyle tokalaşırken, sıradan gidiyor ve grubun en sonundaki kendiyle gezmeye çıkmış partililere de “Ben Yılmaz Can, Ak Parti Giresun Belediye Başkan Adayıyım” diyor. Biz buna da güldük.

Açtığınız seçim bürosundaki kocaman “satılık” tabelasına da güldük.

Yönetim ve meclis listelerindeki akrabalıklara da güldük.

Merkez İlçe Başkanının “Seçim çalışmalarına şu şu isimler katılsın, diğerleri katılmasın” demesine de güldük.

Yılmaz Can’ın arabasının plakasının 55 olmasına güldük.

Sayın Canikli’nin 1 Martta geliyorum demesine ve hala ortalıkta görülmemesine de güldük.

Görüntü şu, elimizden geleni yaptık ama seçimi alamadık.

Giresun Ak Partili bunu görüyor ve yemiyor beyler!

Nurettin Canikli’nin de birkaç defa, farklı yerlerde “Kerim Aksu’yu eleştirmeyin, ben gerekeni yapacağım” dediğini de öğrendik.

Nurettin Bey, Kerim Aksu’ya defalarca müfettiş gönderdiniz, adamın para ile ilgili hiçbir açığı yok. Eleştirilecekse yatırım tercihleri ve siyasi yönden eleştirilecek.

Bırakında eleştirilsin, sizlik bir şey yok. Niçin eleştirilmesini istemiyorsunuz. Bu bir plan mı?

Yoksa Hasan Ali Tütüncü ismini liste başı yapıp, Belediye Meclisine girmesini garantileyerek başka planlarında olduğunu mu vurgulamaya çalışıyorsunuz? Yoksa Hasan Ali Tütüncü listede değil, kontenjanda olurdu ve seçim kazanılırsa belediye meclisine girerdi.

Seçim kaybedildiği durumda bile mecliste olması sizin hangi planınızın hangi parçası?

Gerçi Ali Tütüncü isminin listede olması başka bir soru.

Yıllardır Giresun’u arka planda yöneten, Özel İdare’nin malum trilyonluk satışı ve daha bir çok konu ile yakından alakası olan, lise mezunu olmasına rağmen rektörlük döneminde koskoca Prof’un dış kapıya kadar uğurladığı Tütüncü hangi akla hizmet merkez belediyenin liste başı oluyor!

Listeler akraba dolu. Yeğenler, kuzenler, enişteler, yengeler…

Ak Parti’nin içinde olanlar biliyor tüm bu isimleri.

Tütüncü listede, eniştesi kontenjan.

Mete Bahadır Yılmaz kontenjan, kuzen listede. Paralelin biri garanti.

Biri Kadın Kolları Başkanı, yengesi listede.

Biri milletvekili, kuzeni o kadar tepkilere rağmen İl Genel Meclisinde.

Bir doktorumuz yönetimde, kardeşi belediye başkan adayı. (Tirebolu)

Biri milletvekili, kardeşi İl Genel Meclisinde. (Durmuş Canikli)

O İl Genel Meclisi kardeşin ortağı, Belediye Başkan Adayı… Daha neler neler…

Geçen seçimde Kadir Aydın ve Ak Parti aleyhine elinden geleni fazlasıyla yaparak seçim kaybettirmeye çalışan Recep Yakar’ın aday gösterilmesi neyi ifade ediyor? Anketlerden fazla çıkmışmış. Başbakan Erdoğan bile söylüyor; ”Biz o anketlerin asıl yapıldığını biliyoruz” diye.

Recep Yakar’ın adının nelerle anıldığını gidin Bulancak’ta sorun. Sadece TMO değil…

Ak Parti’ye ve Canikli’ye neler söylediği hala hafızalarda.

Seçimi kazanalım da kiminle olduğu fark etmez gibi anlayışın Başbakan Erdoğan’ın anlayışı ve prensipleriyle ne kadar ters düştüğünü siz de biliyorsunuz.

Yoksa bu partide hainler ödüllendiriliyor mu?

Yine bir önceki seçimde Ak Parti’ye ve Mehmet Emür’e Keşap’ta yapmadığını bırakmayan Abdullah Tekbaş’ın İl Genel Meclisi liste başı olması, Giresun’da ki seçmenin bu tezini doğruluyor.

Alucra’da adam kalmadı da Ak Parti’yi İl Genel Meclisinde temsil edebilecek tek kişi Nurettin Canikli’nin kardeşi mi? İstanbul’da alay konusu oldu. Alucralılar bile dalga geçiyor.

Belediye Başkanı olarak gösterilecek adam bulunamadı ve Durmuş Canikli’nin ortağı aday gösterildi.

Başbakan Erdoğan’a en yakın Belediye Başkanı Ertuğrul Melikoğlu, saf dışına itildi.

Ak Partili İl Genel Meclisi’nden ağır abisi Şükrü Kahraman ve Ak Parti için canını ortaya koymuş İsmail Yıldız partilerinden istifa ediyor.

Kolay zamanda yöneticiliği herkes yapar, ustalık zor zamanlarda. Bu isimlerin partiden ayrılmasını engellemek için hangi milletvekili, hangi parti yöneticisi adım attı?

Veya çabalayan ve başarılı olamayan hangi beceriksiz yönetici?

Tüm bu seyre baktığınızda, ortaya çıkan sonuç bizleri rahatsız ediyor.

Giresun’da seçimi sabote eden ve Başbakan Erdoğan’a ihanet eden bir güç var.

Ve bu oynanan oyunları Giresun seçmeni görüyor.

Biz Ak Parti seçmeni olarak memleketimizi takip ediyor olan biteni net bir şekilde seyrediyoruz.

İhaneti gayet net görüyoruz.

Onları da önce Allah’a sonra Ak Parti Genel Merkezine havale ediyoruz.

Bir yorum

  1. Aday tespitlerinde hatalı tercih yapılmış olabilir…
    30 Mart’ta “kim ne kadar rey almış, seçimi kim kazanmış” diye bakılmayacak… “Seçimi hangi parti kazandı, hangi parti ne kadar rey aldı” diye değerlendirme yapılacaktır.
    Samimi bir Ak Partili; aday tespit aşamasında aday adayları arasından en layığının, temsil ve hizmet kabiliyeti en yüksek olanın seçilmesi için mücadelesini yapar… Aday tespiti yapıldıktan sonra, velev ki tespitte hata yapılmış da olsa, kesinleşen aday üzerinde artık yorum yapmaz!
    Yapılacak yorumlarını seçim sonuna tehir eder. Partisinin seçimleri kazanması için bütün imkânları ile çalışmaya devam eder.
    Bir hatalı harekete, başka bir hatalı hareketle cevap vermeye kalkışmaz!

    “Partiye zarar veren hatalı hareketlerden kaçınmayanlardan hesap sorulmamalı mı?” denilirse; evet hesap sorulmalı, ama zamanlamaya ve üsluba dikkat edilmeli!

    Ahmed Çıtlakoğlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir