Türkiye, uluslararası anlaşmalarla elde ettiği ülke dışındaki tek toprağını, kutsal Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu alanı, oradaki karakolu yıkarak, askerleri geri çekerek, bayrağını indirerek, savaşmadan, bir terör örgütüne bırakarak terk etti, çekildi.
Bu 'terk' için 16 savaş uçağı, 39 tank, 57 zırhlı araç, 100 araç, 572 askeri personelle güya'operasyon' yapıldı.
Operasyon sonunda IŞID, 8 aydır rehin aldığı 44 askerimizi teslim etti, mezar ve bazı eşyaları aldık geri döndük.
Şimdi de algı operasyonu yapılıyor.
Bu akşamdan itibaren Abdulkadir Selvi’nin gölgesine dizilirler, Ulu Ahmet Hakan yine çanak sorular sorar konuklarına.
Gerçeği kimse söylemez.
Halk ‘mücahit’ diye Davutoğlu’nu bağrına basar.
Ama kimse utanmaz.
Allahınızı severseniz bunun neresi zafer, başarı, itibarı koruma, stratejik harekat?
Kaçmak ne zamandan beri kahramanlık sayılıyor?..
Sonuç şu değil mi?
Soyumuz Kayı boyu şeyhinin,yani atamızın, ceddimizin, bu toprakları yurt bilmemizi sağlayan, Osmanlı Devleti'nin kurucusunun babasının mezarını dahi koruyamadılar.
O mezarı yıkıp atamızın sızlayan kemiklerini elimize verdiler, piyonlar bize şahımızı çektirdiler, mat ettiler.
Gerisi lafı güzaf…
Bir süre önce Musul, şimdi de Süleyman Şah, sadece kaçıyoruz. Ulusal sınırlarımız içinde de öyle.İçte de dıştada hakimiyetimiz, dünyada ida tibarımız kalmadı.
Başka diyecek bir şey bulamıyorum.
Yazıklar olsun…
22.02.2015/İSTANBUL