Giresun Üniversitesi öncülüğünde bir araya gelen 6 siyasi parti il başkanı ve aralarında Fiskobirlik Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf Odaları Birliği,Giresun Eczacılar Odası Başkanı, Tabipler Odası Başkanı, Gazeteciler Derneği,Türk Ocakları, Atatürkçü Düşünce Derneği,Kamu-Sen gibi dernek, sendika odalardan oluşan 25 sivil toplum kuruluşu, Hocalı için bir açıklama yayımladı.
"HOCALI SORUNU TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASININ SORUNUDUR"
Üniversitede düzenlenen panelde İİBF Dekanı Prof. Dr. Selçuk Duman tarafından okunarak deklare edilen açıklamaya imza atan kuruluşkar, 1992 yılında Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında Ermenistan tarafından 613 kişinin katledilmesini ve ardından yaşanan etnik temizlik harekatı ve göç ettirme operasyonu 'Türk Soykırımı' olarak kabul ettiklerini belirterek kınadılar.
Kuruluşlar, Azerbaycan'da yaşananların Türkiye ve Türk dünyasının sorunu olduğunu belirttiler.
"Kamuoyuna çağr"ı başlıklı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Ermenistan tarafından Karabağ’ın işgal edilmesi sürecinde yapılan “Hocalı Katliamı’nı” bir taraftan 1948 tarihli Birleşmiş Milletler kararı gereğince “Türk Soykırımı” olarak tespit etmek doğru iken, bu soykırımın; 30 Ocak 1992 tarihinde Prag’da yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı bakanlar toplantısında Türkiye’nin girişimiyle bir komitenin bölgeye gönderilmesi kararının alınması,3 Şubat 1992 tarihinde Ermenistan Dışişleri Bakanı ile Azerbaycan Dışişleri Bakanının da bir araya getirilmesi ve bu toplantıya Rus Dışişleri Bakanının da katılması ile orada alınan karar gereğince sorunun barışçıl yollarla çözülmesine karar verilmiştir ve bu soykırımın 20 Şubat 1992 tarihli ateşkes mutabakatından sonra olmasını özellikle kaydediyoruz.
Çünkü Ermenistan bununla Uluslar arası hukuka uymadığını ortaya koymuş ve uluslar arası toplumun gözleri önünde bu soykırımı gerçekleşmiştir.
Diğer taraftan “Hocalı Soykırımı” bir başlangıç teşkil etmiş, bu tarihten sonra Karabağ’a koridorlar açmak amacıyla Ermenistan, işgallerine devam etmiş, AGİK sürecinde Minsk Grubunun çalışmalar yaptığı esnada Laçin bölgesini işgal etmiş, 7 Aralık 1992 Minsk Grubunun çalışmalarının akabinde, 3 gün sonra da Kubatlı ve Zengilan bölgeleri işgal edilmiş, bunu takiben de Kelbecer ve Fuzuli’yi işgal eden Ermenistan büyük bir etnik temizlik ve göç ettirme uygulamalarına devam etmiştir.
Böylece Azerbaycan ile Karabağ’ın ve Özerk Nahcıvan’ın bağlantısı kesilmiş, Nahcivan büyük bir tehdit altında kalırken, açlığa da mahkûm edilmiştir.
Bu durumun bir başka sonucu ise, genelde Türk Dünyası ile Türkiye’nin özelde Türkiye ile Azerbaycan’ın kara bağlantısının kesilmesine neden olmuştur ki, bu şekliyle sorunun sadece Azerbaycan’ın sorunu olmadığı, Türkiye’nin ve Türk Dünyasının da sorunu olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.
Öbür yandan bu işgaller ile birlikte ortaya çıkan bir milyon civarındaki göçgünler; soğuk, salgın hastalık, açık ve susuzluk ile karşı karşıya kalmışlar, bu sefalet durumu ise hala devam etmektedir.
Ermenistan’ın bu olayları pervasız bir şekilde yaptığını söylemek bize göre mümkün olmayıp, büyük bir güvence ile yaptığını söylemek daha doğru olacaktır.
Çünkü Ermenistan oldukça küçük bir ülke olmasının yanında, ekonomik, askeri, coğrafi ve stratejik açıdan da yardıma muhtaç bir ülkedir. Bu sebeple Türkiye’nin bölgesel güç olmasını istemeyen güç odakları, Türkiye-Türk Dünyası bağlantısını kesmek için bu olaylara göz yumdukları ortaya çıkmaktadır.
Giresun Üniversitesi öncülüğünde ortaya konulan bu metin ile altında imzası bulunanlar olarak yukarıda kısaca izah ettiğimiz Hocalı Katliamı ve devam eden etnik temizlik harekâtını, 1948 Birleşmiş Milletler sözleşmesinin açık hükmü gereğince TÜRK SOYKIRIMI olarak tanımlıyoruz. Bu nedenle insanlık dışı uygulamayı şiddetle ve nefretle kınıyoruz.