Berkin Elvan, 16 yaşındaydı. Ekmek almaya giderken polis tarafından atılan gaz fişeğinin başına isabet etmesiyle ağır yaralandı. 269 gün sonra hayatını kaybetti.
Mehmet Selim Kiraz 46 yaşındaydı. 2 çocuk babasıydı. Fakir, yoksul bir Anadolu çocuğuydu. Terzilik yaparak okumuştu.14 yıllık savcıydı. Eşi de hakimdi.
Savcı Mehmet son olarak Berkin’in ölümünü soruşturuyordu.
Faili olduğundan şüphelendiği 3 polisin açık kimliğinin tespiti için emniyetten gelen 21 polisin açık kimlik bilgilerini görüntü ve fotoğraflarını Adli Tıp Kurumu’na yollamıştı. Mütealasını yazacaktı. Dosya tamamlanacaktı.
Ancak tam da sona gelindiği bir sırada…
Çağlayan Adliyesi’ne silahlarla, pankartlarla baskın düzenleyen iki terörist, 6.kattaki odasında Savcı Mehmet’i rehin aldı.
8.5 saat sonra ‘rehin kurtarma’ operasyonu yapıldı. 2 terörist öldürüldü.
5 kurşunla vurulan savcı hastanede hayatını kaybetti.
Kimlikleri, terör örgütü üyesi oldukları belli olan bu iki kişi nerede barınıyorlardı, bu eylem nasıl planlandı, MİT’in haberi nasıl olmadı, en büyük, en korunaklı adliyeye, içeriye o silah ve dokümanlarla nasıl girdiler. 6.kata nasıl çıktılar…
Bu ve benzeri sorular önemli mutlaka.
Konuşulmalı…
Yerli basına sansür, katillerin savcının başına silah dayadığı fotoğraflarının yayımlanması, Cumhurbaşkanının polisleri kutlaması, Başbakan’ın neredeyse Kılıçdaroğlu’nu katil ilan etmesi, eylemi avukatların aranmamasına bağlaması da tartışılmalı…
Ama asıl önemli olan Savcı Mehmet’e 5 kurşunu kim sıktı?
Bu nasıl rehin kurtarma operasyonu?
Gerçekten rehin kurtarılmak istendi mi?
Kime ait o kurşunlar, polise mi?…
Ben bunu çok merak ediyorum.
Eğer öyleyse yani polis kurşunuysa…Operasyon yapan polisler rehin savcıyı rehin alanlarla birlikte mi katletti?
Ortada karışık bir durum var…
Berkin’in katillerini belirleyen ve yargılama sürecinin içindeki Savcı Mehmet, o katillerin yargılanması, isimlerinin ve ifadelerinin açıklanması için teröristlerce
neden rehin rehin alınsın ki.
Türkiye dün kimsenin hala nedenini bilmediği ama devletin hakimiyetini yitirdiğinin en önemli kanıtı sayılacak bir karanlıktaydı.
O karanlık günde karanlık bir cinayet daha işlendi.Türkiye’nin en önemli davasının savcısı şehit oldu.
Elektrikler yandı ama karanlık hala sürüyor.
Faili meçhuller hanesine ekmek almaya giderken polis tarafından öldürülen Berkin’in isminin yanına, ekmeğini hukuktan kazanırken polis operasyonunda hayatını kaybeden Savcı Mehmet de yazıldı.
Berkin’le Mehmet’ten geriye iki kanlı ekmek kaldı.
Türkiye’de adı cumhuriyetle anılan tek meslek gurubu Cumhuriyet Savcılarıdır. Bu cumhuriyet eğer savcısının katilini bulamazsa, katillerin ekmeğine hep birlikte yağ süreceğiz demektir.
İsminin soluna Cumhuriyet’ten, Savcı’dan sonra Şehit ünvanını da ekleyen ‘Memedimiz’… Ruhun şadolsun.
Bütün şehitlere ve çocuk masumiyeti karanlık bir kanlı terör eylemiyle kirletilmeye çalışılan Berkin’e selam söyle…
Hala sormanın zamanı gelmedi mi; “ülkem nereye” diye…"Yeter artık" demeye…