GiresunManşet Üstü

AKREDİTASYON VE UÇMAK….

Yarın açılışı yapılacak olan Ordu-Giresun Havaalanı için ilginç ve bugüne kadar görülmedik bir akreditasyon yöntemi uygulanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun katılacağı tören için Giresun’da görev yapan basın mensupları, Ordu Valiliği tarafından eğer uygun görülürse akredite edilecek ve töreni izleyebilecek. 

Bu konuda Giresun Valiiği'nden yapılan açıklamalarda, gazetecilerden Ordu Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'ne  başvurarak akreditasyon işlemlerini yaptırmaları istendi. 

Başvuranlar havaalanı girişindeki kapıda bekleyen Ordu Valiliği görevlisinden valilik mühürlü kartlarını alacaklar.
Tabi ki bunu ben yapmadım.

Çünkü…

Bu ilin bir valisi ve o valiye bağlı bizimle ilgili iş ve işlemleri yerine getiren bir Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü var.  

İki ilin ortak mücadelesiyle elde edilen bir hizmetin açılışı töreninde Giresun Valiliği'nin devre dışı bırakılmasını, sadece basına değil, bu ilin varlığına, hükmü şahsiyetine yapılan bir hakaret olarak gördüm. 

Giresun basınını bir başka ilin basını gibi göstermeyi bu ilin halkına saygısızlık olarak değerlendirdim. 

Ordu Valiliği'ne akreditasyon için başvurmayı da bu nedenle ret ediyorum.

Bu tavrı kınıyorum Protesto ediyorum.

Töreni de izlemeyi düşünmüyorum.

 

Bu nasıl bir işgüzarlıktır, kimdir bu kendini bilmez?

 

O havaalanı kimsenin babasının malı değildir.

İki ili halkınındır.

O havaalanın temelinde iki halkın parası, memurların maaşları, üreticilerin fındığı vardır.  
Giresun basının da emeği vardır.
Bunu kendimden biliyorum.

Gazetecilik ve TV programcılığı görevlerim sırasında en çok da havaalanı için yazdım, haberler yaptım, konuştum gündem oluşturdum.

Tüm bunlar ve diğer arkadaşların yazdıkları ile birleşti ve siyaset kurumu üzerinde baskı oluşturdu.  

Şimdi oraya uçakla inenler ise o zamanlar iki ilin halkını uçağa layık olmayan insanlar olarak görüyorlardı.

”Köye uçak iner mi”, “uçağa binecek Trabzon’a, Samsun’a gitsin”diye küçümsüyorlardı. 

Ama yılmadık, mücadele, direnç ve kararlılık onlara geri adım attırdı. Yükselen halk muhalefeti AKP’yi dize getirdi. Talebimizi dikkate aldılar ve yaptılar.

 

Ama amacımız uçakla uçmak falan değildi. İlimizin havaalanının yaratacağı iş ve istihdamdan yararlanarak kalkınma ve gelişmesini sağlamaktı.

 

Bugün geldiğimiz noktaya bakın.

Havalanında sadece Giresun'un ismi var. İsim ortağıyız, hizmet ortağı değil.

Çünkü bugüne kadar bütün hizmet alımları, personeller ve diğer katma değer, istihdam yaratan her işlem Ordu Özel İdare ve o ildeki diğer kurumlar üzerinden yapıldı.

Yani havalalanından biz uçacağız ama Ordu ekonomik gelişmişlik ve kalkınmışlık olarak uçacak.

Hal böyle olunca o ilin basınını basın saymaları da gayet normal. Giresun’daki gazeteci arkadaşların da manşetlerini atarken tüm bunları düşünmelerini ve  akreditasyon hakaretini dikkate almalarını, onurları kırılmış gibi davranmaları bekliyorum.

Siyaset kurumunun havaalanı üzerinden algı yaratarak oradan oy devşirmelerine yardımcı olmaları kendi kendilerine küfür etmektir.  

AKP’nin Giresun’u Ordu’ya bağlamak gibi bir fikri vardı. Nurettin Canikli ve Mehmet Geldi bunun için çok uğraşmışlardı.

İşte hayalleri gerçek oldu.

Valiliğimiz orası oldu.  

 

Uçuyoruz diyenleri paçasından aşağı çekin. Uçmuyoruz, sürünüyoruz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir