Ülkemizi temsilen, Birleşmiş Milletler’in Cenevre’de bulunan Milletler Sarayı’nda (Palais des Nations) yapılan, UNESCO Toplumsal Cinsiyet ve Medya Küresel İttifakı toplantısına katılan GRÜ Rektörü Prof.Dr. Aygün Attar, ülkeye dönüşü sonrasında, Kanal 24 TV’de Moderatör Prgramına konuk oldu. Attar programda, Rusya Krizi, Türkiye-Rusya ikili ilişkileri, Türkiye-İran İlişkileri ve Türkiye’nin Musul’da asker bulundurmasıyla ilgili önemli değerlendirme ve açıklamalarda bulundu.
Program sunucusu Seda Salek’in sorularını yanıtlayan Attar bölgemizd , enerji hatları ile ilgili bugün tüm dünyanın dahil olduğu ciddi bir rekabet söz konusu olduğunu belirterek,”
Akdeniz, Asya’dan Avrupa’ya doğalgaz ve petrolün taşınması için çok önemli ve en uygun güzergahtır. Onun için bölgede yaşanan sıcak gelişmeler her zaman risktir”dedi
Rusya ile yaşanan uçak krizini de değerlendiren Attar, Putin’in dünyada haksız konuma düştüğünü, bu nedenle de gerilimin gerileme sürecine girdiğini iddia etti.
Aygün Attar, şunları söyledi“Türkiye’nin tavrından Putin ciddi bir karizma sorunu yaşadı. Bunda Türkiye’nin sakin ve akılcı politikalar izlemesi ve gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın gerekse Sayın Başbakanımızın, Rusya’yla ilişkilerimizin devam edeceği yönündeki açıklamaları da etkili olmuştur.
Rusya ve Türkiye, Karadeniz’e kıyıdaş olan ve çok uzun yıllara dayanan ekonomik ve kültürel işbirliği içinde olan iki ülkedir. Rusya konum olarak dünyaya açılabilmek için Türkiye’ye ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeplerle gerilimin bitmesi ve ikili ilişkilerin sürmesi gerekmektedir.
Ancak her kriz yeni fırsatlar ve kapılar açar. Türkiye bunu da çok akılcı bir şekilde yönetti. Azerbaycan’la enerji ortaklığı fırsatı ortaya çıkmıştır ve bu Türkiye için iyidir. Bu olay tek alternatifimizin Rusya olmadığını görmemiz açısından da önemlidir”.
Konuşmasının devamında Türkiye-İran ilişkilerine de değinen Rektör “Bölgede yaşanan gelişmeler üzerine İran’da varlığını göstermek, Suriye-Irak olaylarında varız demenin çabası içine girmiştir. Türkiye’nin gerisine düşmek istemeyen İran’ın bu tutumu da Türkiye’nin bulunduğu coğrafya da ki ve bölgedeki önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye bölgedeki Türk varlığına hiçbir zaman duyarsız kalamazdı. Yaşanan gelişmelerde de kalmamıştır. Musul’da ki Türk askeri varlığı da Irak hükümetinin isteğiyle orada bulunan askerlerinin eğitimi için talep edilmiştir. Bugün Irak hükümetinin karşı olması yanlış bir politikadır. Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığı orada ki hükümetlerin yararına ve bölgedeki terör örgütlerinin kontrolü ve ortadan kaldırılmasına yöneliktir” diye konuştu.