GiresunGÜNCEL HABERLER

FINDIĞIN BAŞKENTİNE FINDIK MÜZESİ YAKIŞIR

Giresun Kent Konseyi Başkanı N. Uğur Karaibrahimoğlu, Giresun’un fındığın başkenti olduğunu, Fiskobirlik genel Müdürlüğü, Fındık Araştırma Enstitüsü ve İhracatçılar Birliği gibi üç önemli kuruluşun Giresun’da bulunduğunu, ancak yıllardır “Fındık Müzesi ve Kültür Merkezi”nin kurulamadığını, şehre prestij katacak sembol bir yapıt olarak bu müzenin mutlaka kurulması gerektiğini belirtti.

FINDIK MÜZESİ ELZEMDİR

Fındık müzesinin şehir için bir ihtiyaç olduğunun 1934 yılından beri dile getirildiğini belirten Başkan Karaibrahimoğlu, “İlk olarak 1934 yılı Mayıs ayındaki Aksu Dergisi’nde tarafından, fındığın geleceği açısından mutlaka şehre bir müze kurulmasının elzem olduğu ifade edilmiştir. Süregelen yıllarda yine dile getirilmesinin ardından, ben 2002 yılında Giresun Ticaret ve Sanayi Odası adına “ahşap üçlü çotanak” şeklinde tamamen ihtiyaç programını izah eden bir avan porje ve teknik rapor hazırlayarak ilimizi ziyarete eden TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na valilik binasında, dönemin valisi Ali Haydar Öner’in ve geniş bir heyetin huzurunda brifing vermiştim. Hatta başkan Hisarcıklıoğlu fındık müzesinin çok önemli olduğunu ve yapımında önemli ölçüde bir maddi yardımın yapılacağının da vaat etmişti. Yine 2007 yılında Mimar Uğur Ömür Tarakçı tarafından “iç fındık” şeklinde yeni bir proje ve teknik rapor da hazırlanmıştı. Bu husus imar planında bir yer gösterilmesi ve arsa temini için başta GTSO olmak üzere tüm yetkili ve görevlilere anlatılmıştı. Bütün çabalara rağmen yer konusu ile gerekli şekilde ilgilenilmediği için herhangi bir sonuç alınamamıştır.” Dedi.

FINDIĞIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ

Dünyanın muhtelif ülkelerinde muhtelif zirai ürün, yiyecek ve içecek müzeleri bulunduğu gibi, ülkemizde de Çanakkale Küçükkuyu’ya Zeytinyağı Müzesi, Samsun Bafra’ya Türün Müzesi, Muğla ve Rize’ye Su Ürünleri Müzesi, Kastamonu’ya şapka müzesi gibi müzeler kurularak şehrin değerlerine ve geçim kaynaklarına sahip çıkıldığını, bu şekilde hem yerli halkın hem de şehre gelen ziyaretçilerin bu ürünler hakkında bilgilendirildiğini ifade eden Karaibraihmoğlu, “Hep fındığımıza sahip çıkalım diyoruz ama şehrimize bir fındık müzesi dahi kuramıyoruz. Hep “Fındık bizim başımızın tacı” diyoruz ancak müzesini kuramıyoruz. Bu yüzden içinde fındığın geçmişine dayanan bilgi ve belgelerin, bir veri istasyonunun, görsel sunumların, ürün satış alanlarının ve ürün kafeteryasının yer aldığı bir müze bu şehrin olmazsa olmazıdır. Bu müze, hem fındığımızın geleceği, hem de şehrimiz için bir kazanç olacaktır.” Şeklinde konuştu.

BU KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Karaibrahimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Eğer bu şehre bir fındık müzesi dahi kurulamıyorsa bu şehrimizin sahipsizliğinin en büyük göstergelerinden biridir. Artık bu durumun önüne geçmeliyiz. Biz Kent Konseyi olarak bu konuyu sürekli gündemde tutacak ve takipçisi olacağız. Ben milletvekillerimiz, valimiz ve belediye başkanımızdan bir kez daha bu konunun üzerinde durmalarını ve müzenin kurulmasına öncülük ederek, şehrin geleceğine bir miras bırakmalarını arzu ediyorum.”

Bir yorum

  1. müze çok geç kalmış karar, elde fındık çekme makinası, yani alt yüzeyi dişli iki kişi tarafından kullanılan alet var ya o benden. yalnız müze serender (mazı) şeklinde olabilir. Ne edip edip, fındığın cinsel güç üzerindeki etkisini yurdum insanına anlatmalısınız. Fındık denen bu iksirin aile münasebetlerine mütiş faydası var diye bu gaytan bıyıklı halkım bi inansın, sen seyret satışı, Çin’e Avrupaya ihracata gerek kalmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir