AVRUPALI TÜRKLER tam YARIM ASIR'ı aşan bir süreden beri ALMANYA'da yaşıyorlar ve yaşamaya da devam edecekler.
Ancak AVRUPALI TÜRKLER’in çok zorlu bir süreçten geçtiği de AŞİKAR…
AVRUPA’DA TÜRK LOBİSİ
Son 20 yıldan beri TÜRKİYE'deki siyasetçilerimiz ve buradaki diplomatlarımız bize şöyle seslendiler;
"YURTDIŞINDA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE LOBİSİ oluşturmak için mutlaka bulunduğunuz ülkelerin VATANDAŞLIĞINA geçip, SEÇME ve SEÇİLME hakkını alın, yerelden başlayarak genele kadar siyaset yapın!.. Sizler orada KALICISINIZ ve kalıcı olduğunuz için UZUN VADE'ye yönelik yatırımlar yapın.."
RAHMETLİLER ve YAŞAYANLAR BÖYLE SÖYLEDİ
Bu sözler; Rahmetli Demirel, Rahmetli Özal, Rahmetli Ecevit, Rahmetli Erbakan, Rahmetli Türkeş, Sn Mesut Yılmaz, Sn Çiller ve Sn Abdullah Gül dönemlerinde hep söylendi.
AVRUPALI TÜRKLER'in büyük bir bölümü bu açıklamaları ya EMİR olarak ya da mantıklı buldukları için yaşadıkları ülkelerin UYRUĞUNA geçtiler…
Gel zaman, git zaman köprülerin altından çookk sular geçti ve Sn ERDOĞAN dönemi başladı.
İktidara geldiğinde yönümüz BATI diyen ve AB’ye girmek için köklü kanuni değişimler yapan Sn Erdoğan son iki yıldan beri BATI ile bilhassa da ALMANYA ve HOLLANDA ile tüm köprüleri attı ve açıklamalarıyla çok derin yaralar açmaya devam ediyor.
KONUŞMAK BİR İHTİYAÇ, SUSMAK İSE SANATTIR
Elbette SULAR bir gün durulacak. Ama edilen bu sözler unutulmayacak ve YARALARIN kabuk bağlaması uzun sürecek.
Zira atalarımız;
"SÖZ VAR GELİR GEÇER, SÖZ VAR DELER GEÇER" derler….
Bu süreçte her iki tarafında bilhassa Sn. ERDOĞAN'ın sarfettiği sözler unutulacak cinsten değil ve adeta DELİP GEÇİYOR….
AVRUPALI TÜRKLER TEHLİKE DE
HAAA bu açıklamalardan ve gerginleşen ilişkilerden kimler zarar görür?!
En başta AVRUPALI TÜRKLER bundan çoookk zararlar görecektir.
Başta; SOKAKTA, OKULDA, İŞYERİNDE, Vs. Vs.. bu DELİP GEÇEN açıklamaların ETKİ ve TEPKİSİ görülecektir. AVRUPALI TÜRKLER alenen ve gizli olarak ayırımcılığa uğrayacaktır.
Neler mi olacak? İsterseniz birkaçını sıralayayım;
Sokakta yürürken sözlü sataşmaya uğrayacak, işyerinde topun ağzında olacaklar. Çocuklarına mesleki eğitim yeri bulmakta güçlük çekecekler. Okula giden çocukları, arkadaşlarının ve öğretmenlerin laf dokundurmalarına maruz kalacak, hatta öğretmen not verirken ayırımcılık yapacak, Türk işyerlerine (bilhassa da DÖNERCİLER‘e) karşı belirgin bir BOYKOT çağrısı yapılacak. Camii’lere karşı saldırılar artacak. Vs. Vs..
Bütün bunları nasıl mı tahmin edebiliyorum? TECRÜBE diyelim!.. Vee Perşembenin gelişi Çarşamba’dan bellidir de ondan…
Bu açıklamaları yapanların İŞLERİ ve DÜZENLERİ yerinde!.. Ya AVRUPALI TÜRKLER’in geleceği N‘OLUCAK?!
PEKİ KİME OY VERELİM?
Gelelim aynanın diğer görünmeyen tarafına;
Sn. ERDOĞAN diyor ki; "CDU, SPD ve Yeşiller'e OY VERMEYİN!…“
Kime verelim peki?!
Die Linke (SOL) ve alenen TÜRK ve TÜRKİYE düşmanlığı yapan "Almanya için Alternatif" yani AfD'ye mi verelim?!
Diyeceksiniz ki; „iki tane TÜRK Partisi var onlara verin!..“
Birisi yani (BİG) bu seçimlere girmiyor. Diğeri ise daha yeni ve yine yeterince oy alamayacak ve dolayısıyla oralara gidecek oylar yine IRKÇI AfD'nin işine yarayacaktır…
BELKİ; BİG ve AD Demokraten güç birliği yaparak birleşebilselerdi o zaman ONLARI SEÇELİM derdim. Ama biz de TÜRK MİLLETİ olarak ortak hareket etme eksikliği var!..
Bu yüzden Sn. ERDOĞAN'ın BOYKOT çağrısı çok gereksiz ve yersizdir.
Madem AVRUPALI TÜRKLER burada kalıcıdır. Bırakın kendi iradesiyle ÖZGÜRCE SEÇSİN!..
Hiç kimse kendi siyasetine TERS geliyor diye AVRUPALI TÜRKLER’i politika malzemesi olarak kullanmasın lütfen!..
TÜRKİYE benim için ne kadar değerliyse ALMANYA'da o kadar değerli ve ÖNEMLİ…
Birisi CANIM diğeri CİĞERİM ve her iki ÜLKE’de benim VAZGEÇİLMEZLERİM!.. Aklı başında ve ileriyi görenlerin de tıpkı benim düşündüklerini biliyorum, görüyorum ve hissediyorum!..
ÇÖZÜM NE OLMALI?
Sn. ERDOĞAN bu çağrıyı yaparken bir nevi daha önceki CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN ve DİPLOMATLAR’la da TERS düşmüş oldu. Bizleri VATANDAŞ olup, yaşadığımız ülkelerin siyasetini yapmaya teşvik eden LİDERLER’imiz yaşasaydılar acaba ne derler di?
ELEŞTİRİYİ yaptık, peki ÇÖZÜM ne olmalı?
24 Eylül 2017 Pazar günü Almanya sandık başına giderek ülkeyi gelecek dört yıl içinde yönetecek milletvekillerini belirleyecek. Şu anda ülkeyi yöneten CDU ve SPD’yi TÜRK ve TÜRKİYE düşmanı gibi görmek veya göstermek tamamen yanlıştır.
Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız; „ÜLKELERARASI EBEDİ DOSTLUK YOK, EBEDİ MENFAATÇİLİK VARDIR“
Ve MEVCUT Alman partilerinin içinde gerçekten TÜRKİYE DOSTLAR’ı da vardır!.. Zaman zaman beğenmesek te TÜRK KÖKENLİ MİLLETVEKİLLERİ’de vardır. Onlar hiç mi güzel işler yapmadılar?! Ya da hiç mi güzel işler YAPMAYACAKLAR?!
İnkarcı olmayalım lütfen!.. Bana göre TÜRK KÖKENLİ olarak orada bulunmaları bile gelecek nesiller adına çok önemlidir. Bu bir geçiş sürecidir ve ALMAN PARLAMENTOSU’nda siyaset yapan TÜRK KÖ KENLİLER’in sayısını artırmalıyız!..
Peki bu nasıl olacak? Elbette MEVCUT partiler içinde siyaset yaparak olacak. İşte buna dayanarak SEÇMEYİN demek ya da BOYKOT çağrısı doğru değil!..
SON SÖZ; Almanya’da yapılacak olan seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olan TÜRK kökenlilerin sayısının yaklaşık olarak 850 veya 900 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Bu çok büyük bir RAKAM. Ve TÜRKİYE’den yapılan çağrının aksine bizAVRUPALI TÜRKLER olarak SANDIKLAR’a giderek oyumuzu kullanmalı ve GÜÇ’ümüzü, POTANSİYEL’imizi göstermeliyiz!..
Veee yapmamız gereken SİYASET’in yaşadığımız AVRUPA ülkelerinin siyaseti olduğunu unutmamalıyız!.. Buralarda SİYASET yapacak ADAY sayımızın hızla artması için çalışmalar yapmalıyız!.. Yapanları TEŞVİK etmeli ve DESTEK olmalıyız!..
Zira AVRUPALI TÜRKLER’e Türkiye’de siyaset yapma hakkı tanınmayacaktır! İSPAT mı istiyorsunuz?! Milletvekili sayısı 550’den 600 çıkarılırken YURTDIŞI neden ayrı bir SEÇİM BÖLGESİ olarak tanınmadı?!..
Eyyy AVRUPALI TÜRKLER!..
Mutlaka yaşadığınız ülkelerin siyasetine ilgi duyun. Kapasitenize göre yerelden başlayarak eyalet ve genel seçimlerde ADAY olun. En önemlisi de sandık başına giderek OY KULLANIN!..