EğitimGenelGiresun

YENİ AKİT’TEN GİRESUN ÜNİVERSİTESİ İDDİALARI

İKTİDARA YAKIN YENİ AKİT’İN YAZARI NURETTİN VEREN VERDİ VERİŞTİRDİ

Nurettin Veren, “Dehşete Düşüren FETÖ iddiaları” başlıklı gazetedeki köşe yazısında, FETÖ’nün üniversitelere girip asistan, doktor, doçent ve profesör olma talimatı doğrultusunda ele geçirme operasyonun yaptığını ifade ederek “15 Temmuz darbe girişiminden sonra üniversitelerde gerçek bir FETÖ temizliği yapılmamış, YÖK tarafından göstermelik olarak kısa bir süre için 1577 dekanın görevi askıya alınmış akabinde ise şüpheli bir eleme ile çoğu iade edilmiştir. Üniversitede üst düzey yönetim kadrolarına ve Röktörlerine dokunulmamıştır” dedi.

FETÖ’nün üniversitelerde hala faaliyetlerine devam ettiğini belirten Veren, şu görüşleri dile getirdi: “Her üniversitedeki vatanperver ve FETÖ karşıtı mücadele veren hocalarımızın FETÖ kumpasıyla, nasıl mücadele ettiklerinin örneklerini, sayın Cumhurbaşkanımıza iletmekten başka bir yol bulunamamıştır. Bu şikayetlerin, faciaların ve şok edici suiistimallerin, yolsuzlukların duyulmaması için Cumhurbaşkanımızın önü kesilmekte, yüzlerce öğretim üyesinin randevu talebi ulaştırılmamaktadır. Bilakis itibarsızlaştırarak ve iftiralarla karalanarak, önleri kesilmektedir”.

Nurettin Veren Giresun Üniversitesi Rektörlüğü’nde tarafından yürütülen soruşturmaları ‘kumpas’olarak değerlendirdi. Veren şöyle devam etti: “200’e yakın soruşturma başlatılarak, kişilere adeta zulüm edilmekte, sindirilmeye, görevden el çektirmeye ve üniversiteden ayrılmaya zorlanmaktadırlar. Soruşturmalarda kanunun emrettiği zamanaşımı sürelerine uyulmamakta, kişilerin ifadelerine başvurmadan cezalar verilmektedir.

YÖK’e yapılan şikayetlerin idarece öğrenilmesi üzerine, kişiler hakkında soruşturma başlatılmakta, müfettişlerce yapılan soruşturmalarda verilen ifadelerdeki cümlelerin hakaret içerdiği gerekçe gösterilerek, tekrar soruşturma başlatılmaktadır. Soruşturmalar sonunda, Aylıktan Kesme ve Kademe İlerlemesinin durdurulması gibi üst sınırdan cezalar verilmektedir. Bu kısır döngü sürekli tekrarlanarak devam ettirilmekte, şikayet eden mağdur hocalar canından bezdirilerek mobbing uygulamalar ve tehditlerle görevlerinden ayrılmaya zorlanmaktadırlar.

Boşalan kadrolara FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı olanlar yerleştirilmektedir.

Rektör Yardımcıları ve Danışmanlarına geçmişe yönelik işlemlerle ilgili tutanaklar hazırlattırılarak soruşturmalar başlatılmakta, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen konularda dahi soruşturmalar açılmakta, önce soruşturma başlatıp, ardından soruşturmaya delil üretmek adına tutanaklar hazırlanmaktadır.

Aynı konuda başlatılan bir soruşturmada bazı personellere ceza verilirken, FETÖ’cü olanlara ise her hangi bir ceza verilmemekte, haklarında üniversite ile ilişkilerinin kesilmesi kararı verilen FETÖ iltisaklı öğrenciler hakkındaki karar usul hataları bahane edilerek, Üniversite Disiplin Kurulunda bozulmaktadır. Bir kişiye 20’nin üzerinde soruşturma başlatılabilmekte, soruşturmalarda müfettişler ve Disiplin Kurullarında Üye olarak, haklarında FETÖ iddiaları bulunan;

Alenen Cumhurbaşkanına ve AK Parti’ye hakaret eden, “Ü.B”, “U.K” ve “Ş.A.D” isimli şahıslargörevlendirilmektedir.

Giresun Üniversitesi FETÖ İnceleme Komisyonunda haklarında, FETÖ iddiaları olan ve inceleme başlatılan kişiler görevlendirilerek, FETÖ ile mücadele sulandırılmaktadır. 13 B-4 maddesi zulüm aracı olarak kullanılarak, personeller sürgün edilmekte, bunları yetkili mercilere ileten öğretim üyelerine ise, 18 aydır kadroları verilmemektedir.

En önemlisi ise; Üniversite Yönetimini Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti’ye alenen hakaret eden, adeta FETÖ’nün avukatlığına soyunan, çocukları KHK ile kapatıldığı güne kadar, FETÖ okullarında eğitim alan, Bank Asya’da hesabı bulunan, eşleri KHK ile meslekten ihraç edilen ve haklarında lüzum-u muhakeme kararı verilen kişilerden oluşturulmuştur.

Örnek verecek olursak;

17/25 Aralık 2013 sürecinden sonra, 4 Ekim 2014 tarihinde kişisel twitter hesabından, CHA’nın haberini paylaşan “E.S” Dekan,

FETÖ tutuklusu Halil İbrahim BAHAR’ın Rektör Danışmanlığı görevlerinde bulunan “Ü.B” ve “S.T” AÖF Koordinatörü, Üniversite Yönetim Kurulu Üyesi, BAP Komisyon Üyesi ve Meslek Yüksekokul Müdürü,

17/25 Aralık 2013 sürecinden KHK ile kapatıldığı güne kadar çocukları FETÖ okullarında eğitim alan, eşi İcra Müdür Yardımcısı olan ve KHK ile meslekten ihraç edilen “G.S” Hastane Müdür Yardımcısı,

17/25 Aralık 2013 sürecinden KHK ile kapatıldığı güne kadar çocukları FETÖ okullarında eğitim alan “S.D”, “R.S”, “Ş.A” ve “İ.K” Dekan, Müdür, Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı,

YÖK tarafından haklarında lüzumu muhakeme kararı verilen “A.Y.T”, “M.T” ve “B.E” Dekan ve Yüksek Okul Müdürü yapılmışlardır.

Daha vahim olanı ise YÖK Başkanlığına bildirilmiş olan bu hususların, tamamından YÖK’ün haberdar olmasına rağmen, söz konusu BİRÇOK ÜNİVERSİTELERDE HÂLÂ, şahısların birçoğu görevlerini sürdürmektedirler.

Fakat unutulmamalıdır ki; Ülkemiz 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımızın liderliği ve necip milletimiz sayesinde FETÖ’nün işgalinden kurtulmuştur.Bu durum ortadayken, söz konusu şahısları korumak açıkça vatana ihanettir. Bu nedenle Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımızı haberdar ediyoruz.

Bu açıklamalarını ve ellerinde belgeleri bulunan mağdur öğretim üyelerini, Cumhuriyet Savcılarımız tarafından incelemeye davet ediyoruz”.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir