UFUK KEKÜL
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülkemizi yok etmek, yutmak isteyen emperyalizme karşı asıl zaferin, iktisadi bağımsızlıkla kazanılacağını biliyordu. O’na göre; “siyasal, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.”di…
Kapitülasyonlardan yeni kurtulmuştuk. Osmanlı’nın borçlarını ödüyorduk.
İhracat ve ithalatı yabancıların yaptığı ve yönlendirdiği, yabancı para birimleri ve yabancı bankalar üzerinden işleyen bir ekonomik sistemi devlet olarak kontrol etmek mümkün değildi.
Bundan kurtulmak ve Türk parasının evrensel değerlere kavuşması için milli bir banka gerekliydi.
O banka üretimi, sanayileşmeyi ve her alanda kalkınmayı da sağlayacak olan kaynakları da oluşturacaktı.
Türk özel sektörünü yaratacaktı.
İş Bankası işte bu amaçla ve Atatürk’ün talimatıyla verdiği 250 bin lira sermayeyle Celal Bayar ve arkadaşları tarafından kuruldu.
O dönemde kurulan ve çoğu ‘özelleştirme’ adı altında kapatılan veya peşkeş çekilen devlet fabrikalarının, eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerinin çoğunun finansı bu bankadan sağlandı.
Cumhuriyet bu banka sayesinde korundu, güçlendi.
Hedeflerinden hiç sapmadan, bugüne kadar gelen ve bütün ekonomik çalkantılara, kriz ve kaoslara karşı yıkılmadan, sarsılmadan gelen 25.700.569.000 TL değere ulaşan İş Bankası’nın başına şimdi çorap örülmek isteniyor.
Kamu bankalarının içini boşaltıp savurganlıklarına, çökmüş, bitmiş ekonomilerine ve yandaşlarına kredi kaynakları aktaranlar, gözünü hiç zarar etmeyen, 4-5 milyar dolar karla yılı kapatan bu bankaya dikti. Bu bankanın musluklarını ceplerine açacaklar.
Gerekçeleri güya CHP’nin bu bankayı yönetmesi… Hisselerinden pay alması. Hiç utanmadan, sıkılmadan koca adamlar bunu yayıyor.
Yok böyle bir şey!…
Mustafa Kemal Atatürk, vasiyetinde İş Bankası hisselerinin mülkiyetinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakılmasını istemişti. Bu hisselerden oluşan kârlar, temettü gelirleri ise Atatürk’ün vasiyeti üzerine Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na aktarılıyor.
Şimdi yapılmak istenen bu ülkenin kurucusunun, üstelikte sanki bunları biliyormuş gibi hukukla güçlendirdiği vasiyetini çiğnemek, yok saymaktır.
1980 darbesinden sonra darbeci faşist general Kenan Evren de benzer bir girişimde bulunmuş bu hisseleri hazineye devrettirmişti.
Ancak CHP dava açıp hisselerin yönetimini geri almıştı. Vasiyet uygulanmaya devam etmişti.
Tarihin bir bölümü tekerrür ediyor. Vasiyet hedefte…
Gene öyle olur mu, CHP kendisinin ve cumhuriyetin kurucusunun bu vasiyetini korumaya yönelik hangi tavır içinde olacak bunu göreceğiz.
Ama şimdiye kadar çok güçlü bir ses çıkmadığına göre galiba bu da kabullenilmiş bir durum olacak.
Ama şimdiye kadar çok güçlü bir ses çıkmadığına göre galiba bu da kabullenilmiş bir durum olacak.