UFUK KEKÜL
4, 5 MİLYON İŞSİZ…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayına ilişkin işsizlik rakamını duyurdu.
Mart döneminde işsizlik oranı yüzde 14,1 oldu. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 334 bin kişi artarak 4 milyon 544 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 4 puanlık artış ile yüzde 14,1 seviyesinde gerçekleşti.
Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 4,2 puanlık artış ile yüzde 16,1 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 7,5 puanlık artış ile yüzde 25,2 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 4 puanlık artış ile yüzde14,3 olarak gerçekleşti.
Kav çakmayın, gerisi lafı güzaf, asıl sorun bu.
Türkiye işte bu noktaya geldi.
MURSİ ŞEHİDİMİZ Mİ?
Ülkemizden kaçan hainler ve İngilizlerin 1928 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okumak için kurdukları ve daha sonra Mısır başta olmak üzere bütün Ortadoğu ve Arap ülkelerinde karanlık suikast ve terör eylemleriyle tanınan, El Kaide, El Nüsra gibi terör örgütlerinin ilham kaynağı cihatçı İhvan (Müslüman Kardeşler Teşkilatı)’nden, sapık ve sapkın yasaların mimarı, vatan hainliği ve casuslukla yargılanırken mahkemede ölen Mursi’ye, ‘Allah rahmet eylesin’le yetinmeyip; temsili cenaze törenlerinde şov yapmak, kefeninini sömürmek belki kabul edilebilir, yapanlara yakışabilir ama demokrasi kahramanı, şehit, hatta şehidimiz demek, abesle iştigaldir.
Dinen de caiz değildir.
Çanakkale’de, Kurtuluş savaşında, yurt savunmasında ve vatanın bölünmez bütünlüğü, laik demokratik cumhuriyetimiz için canınını veren şehitlerimize saygısızlıktır.
10 Kasımlarda bu ülkenin kurucusu Atatürk’e, hutbelerde bir güzel lafı, bir Fatihayı çok gören diyaneti bu gösterisi nedeniyle kınıyorum.
BU İMAMOĞLU VAR YA!..
Seçildi, gerekçe yerine kılıf bulup oyları çaldı dediler, mazbatasını aldılar,
Fetö’yle bağlantılı, PKK destekliyor diye karaladılar, altında kaldılar.
Ramazanda su içti dediler montaj çıktı.
İsraille ilişkilendirmeye çalıştılar Hahamlarla görüşenin o olmadığı anlaşıldı.
Makariosun anıtını dikti dediler, Rauf Denktaş ve Kıbrıs mücadelesini anlatan rölyef olduğu görüldü.
Yalancı dediler, belgeleri yüzüne yediler.
Pontus dediler tutmadı, ters tepti.
Vali’ye it dedi dediler inanılmadı.
Şimdiki en son suçu ise, televizyonda programa çıkacağı sunucuyla görüşmek.
Bu İmamoğlu var ya bu İmamoğlu…
Akıllarını başlarından aldı!
TEKOKRASİ
Kim nereyi yönetebilir, cennete kim gider, Kim kime oy verebilir, kime oy veren vatansever olur, kim hangi soy soptan, uçağa kim nereden biner, iner, yarın gazetelerde ne var, otellere kim girip çıkıyor, kim Mursici kim Sisici sadece bir kişi biliyor ve karar veriyor.
Oh ne güzel, ne rahat.
Yan gel keyfine bak.
Gözünü sevdiğim demokrasi!..
İT İZİ
‘CHP-İYİ Parti kandille anlaşma yaptı, Ekrem İmamoğlu’nu PKK destekliyor’ gibi söylemler, görevlendirilen ne idüğü belirsiz bir akademisyen tarafından İmralı’dan alınan ve dağıtılan bu mektupla çöktü.
Kimin nerede hangi tarafta olduğunu anladık.
Algılar, olgular tersine döndü.
Ee, şimdi ne yapacaksınız?
Hiçbir özelliği olmayan birini yasadışı biçimde ‘elçi’ gibi terörist başına görüşmeye gönderip İstanbul seçimine dahil edenlere hiç mi sözünüz yok?
HDP PKK yandaşı, genel başkanı teröristse, Öcalan şahsı nazarınız da kim oluyor?
Ona ne oluyor ki doğu ve güneydoğu illeri doğumlu İstanbul seçmeninin iradesine yön veriyor, verdirtiliyor?
Haddine mi…
Vatan haini, emperyalizmin kuklası faşist bir cani paydaşınız mı, İttifaka ortak lider mi ki, görüşleri muteber kabul edilip üzerinden politika ve strateji kuruluyor?
Size söylüyorum,size…
BİR SKANDAL DAHA…
Denize düştüler, yılanlara sarılıyorlar.
PKK’nın elebaşısı, İmralı’da yatan caniden medet umdular, elçi gönderip mesajlarını devletin ajansından servis ettiler.
Yetmedi..
Şimdi de Ergenekon ve Balyoz davalarında “gizli tanık” olarak TSK’ya ve Türk subaylarına kumpas kuran, onların cezaevlerinde çile doldurmasına neden olan kardeşi, onlarca askerimizi, polisi, vatandaşımızı katledilmesinden sorumlu Osman Öcalan’a TRT mikrofon tuttu.
İmralı’dan servis edilen mektup ve İstanbul seçimi ile ilgili görüşleri soruldu, söyleşisi ve kürtlere yönelik ‘İmamoğlu’na oy vermeyin’ çağrısı yayınlandı.
Kardeş Öcalan’ı Türkiye kırmızı bültenle arıyor, bulamıyor ama TRT buluyor ve ‘değerli’ görüşlerini aktarıyor.
Aynı ekran doğrulara, doğruları söyleyenlere, halkın yaşadıklarına kapalı, teröristlere açık.
Ne diyeyim, tarihin aklına, milletin vicdanına kayıt düşülüyor herhalde…
Bizim paralarımızla, vergilerimizle, emek alınterimizle devletin kuruluşlarından terör örgütü propagandası, yardım ve yataklık yapanlara da İstanbul seçmeninin diyecek bir lafı olması lazım.