BM’de konuşan Pirazizli Eğitimci Enver Yücel: “Ders kitaplarında, farklı inanç ve dinlere yönelik nefret dili ortadan ayıklanmalıdır”
BM toplantısı Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Moratinos, BMW Group İletişim Stratejisi Başkan Yardımcısı Bill McAndrews ve ülkelerin Dışişleri Bakanlarının da katılımları ile ABD New York’ta gerçekleşti.
Toplantıda “Medeniyetler İttifakında Eğitimin Önemi” isimli bir konuşma yapan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı ve BAU Küresel Eğitim Başkanı Enver Yücel, ders kitaplarında, farklı inanç ve dinlere yönelik nefret dilinin ayıklanması gerektiğini söyledi. Yücel, konuşmasında, “Dünya üzerinde karşı karşıya kaldığımız sorunların temelinde, insanların birlikte, barış içinde yaşayamaması, farklı inanç ve kültürlerin başka amaç ve çıkarlar için kullanılması yatıyor” dedi.
Küresel vatandaşlık programının tüm ülkelerin eğitim müfredatına girmesi gerektiğini söyleyen ve Irk, din, mezhep farklılıklarına dayanan çeşitliliğin maalesef günümüzde bir zenginlik olmayıp, bir ötekileştirme nedeni olarak görülmesine de vurgu yapan Yücel, şöyle konuştu: “Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman bunu daha az görsekte, eğitime erişimin kısıtlı olduğu coğrafyalarda bu sorun göze daha fazla çarpıyor. Farklı kültür ve inanç mensuplarının saygı, hoşgörü ve barış içinde yaşayabilmesi için Medeniyetler İttifaki projesinde başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İspanya eski başbakanı Zapatero’ya böyle bir girişimi başlattıkları için teşekkürlerimi sunuyorum. Projenin bundan sonrası daha da gelişmeli, daha da kalıcı olmalı. Bir eğitimci olarak şunu söyleyebilirim ki, eğer çocuklarımızı genç yaşta, insanlık onuruna, farklılıklara ve çeşitliliğe saygı göstererek ve ortak bir insanlığa ait olma duygusunu geliştirerek eğitirsek, bizi çok farklı bir gelecek bekliyor. Küresel vatandaşlık eğitiminin temelinde daha barışçıl, hoşgörülü, kapsayıcı, güvenli ve sürdürülebilir toplumların destekçilerini yetiştirecek değerler yatıyor. 200 bini aşkın öğrenciye her seviyede eğitim hizmeti sağlayan bir eğitim ağının kurucusu olarak, Birleşmiş Milletler uzman kuruluş ve enstitüleriyle işbirliği yaparak, birlikte yaşam kültürüyle ilgili projeler yürütüyor, müfredatlar oluşturuyor ve uyguluyoruz. Dünya’nın en önemli konusu, yine söylüyorum, birlikte yaşama kültürünün olmayışı. Bu hedefe ulaşmak için küresel vatandaşlık programı bütün ülkelerin gündemine, eğitim müfredatlarına girmeli. Yine 2030 hedefleri paralelinde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ülkelerin müfredatlarına eklenmeli ve ilkeleri benimsetilmeli.
BU VİZYONU YANSITACAK DERSLER KOYMALIYIZ
Bizler müfredatlarımıza bu vizyonu yansıtacak dersler, konular koymalıyız. Avrupa’da bulunan Erasmus benzeri öğrenci değişim programlarının Medeniyetler İttifaki vizyonuna uygun bir kapsamda hayata geçirilmesi önemli. Bu vizyona proje ve çalışmalarımızla halihazırda katkı sunduğumuzu eklemek isterim. Global vatandaşlık, birlikte yaşam kültürü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini her kademede eğitim kurumlarımızda müfredatımıza entegre ettik. Farklı Afrika ülkelerinden öğrencilere okullarımızda burs vererek birbirleriyle kültürlerarası alışverişte bulunmalarına imkân sağlıyoruz. Bunun yanısıra, her yıl düzenli olarak dünyanın farklı üniversitelerinden farklı dil, din ve kültürlerden öğrencilerin katıldığı yaz okullarına, 10 yıldır İstanbul’da ev sahipliği yapıyoruz.
Uzun vadede çatışmaların önlenmesinde gençlerimiz önemli rol üstleniyor. Çatışmaların önlenmesinde kapsayıcı bir yaklaşımla politika yapıcıların yanında sivil topluma kadınlara, gençlere ve dini liderlere rol verilmeli. Son olarak tüm bu vizyonun altında belirtmek istediğim, insanlar, ülkeler tarihleriyle ve kahramanlıklarıyla övünebilirler, fakat küresel vatandaşlık eğitiminin gereği olarak karşı tarafa yönelik kullanılan nefret dili ortadan kaldırılmalı. Özellikle okullarımızda okutulan ders kitaplarında, farklı inanç ve dinlere yönelik nefret dili ortadan ayıklanmalı. İşte o zaman bizim geleceğimiz daha iyi olur. Çocuklarımıza, torunlarımıza çok daha güzel bir dünya bırakmış oluruz.”
Türkiye’de bu konu özelinde yapmış olduğu önemli çalışmaları da paylaşan Yücel, “Öncelikle bir medeniyetler belgeseli olarak ürettiğimiz ve şu anda üniversitemizde medeniyetler tarihi dersi olarak yer alan Batıya Doğru Akan Nehir projesi küresel çapta kapsayıcı bir uygarlık anlayışını işlemektedir. Ortaya koyduğumuz temel düşünce, medeniyetler, dinler, hepsi insanlık içindir, birbirine karşı üstünlüğü kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
“Öğrencilerimizin kültürlerarası alışverişte bulunmalarına imkan sağlıyoruz”
BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Moratinos’un Medeniyetler İttifakı’nda özellikle eğitim alanında ortaya koydugu vizyonu paylaştığını belirten BAU Global Başkanı Enver Yücel, “Bizler müfredatlarımıza bu vizyonu yansıtacak dersler, konular koymalıyız. Avrupa’da bulunan Erasmus benzeri öğrenci değişim programlarının Medeniyetler İttifaki vizyonuna uygun bir kapsamda hayata geçirilmesi önem arzetmektedir. Bu vizyona proje ve çalışmalarımızla halihazırda katkı sunduğumuzu eklemek isterim. Global vatandaşlık, birlikte yaşam kültürü ve sürdürülebilir kanlkınma hedeflerini her kademede eğitim kurumlarımızda müfredatımıza entegre ettik. Farklı Afrika ülkelerinden öğrencilere okullarımızda burs vererek birbirleriyle kültürlerarası alışverişte bulunmalarına imkan sağlıyoruz. Bunun yanısıra, her yıl düzenli olarak dünyanın farklı üniversitelerinden farklı dil, din ve kültürlerden öğrencilerin katıldığı yaz okullarına, on yıldır Istanbul’da ev sahipligi yapmaktayız.” açıklamasında bulundu.
Sayın Moratinos’un çatışmaların önlenmesinde önleyici diplomasi yaklaşımının eğitimciler için büyük bir önem taşıdığını belirten Yücel, “Uzun vadede çatışmaların önlenmesinde gençlerimiz önemli rol üstlenmektedirler. Çatışmaların önlenmesinde kapsayıcı bir yaklaşımla politika yapıcıların yanında sivil topluma kadınlara, gençlere ve dini liderlere rol verilmelidir. Son olarak tüm bu vizyonun altında belirtmek istediğim, insanlar, ülkeler tarihleriyle ve kahramanlıklarıyla övünebilirler, fakat küresel vatandaşlık eğitiminin gereği olarak karşı tarafa yönelik kullanılan nefret dili ortadan kaldırılmalıdır. Özellikle okullarımızda okutulan ders kitaplarında, farklı inanç ve dinlere yönelik nefret dili ortadan ayıklanmalıdır. İşte o zaman bizim geleceğimiz daha iyi olur. Çocuklarımıza, torunlarımıza çok daha güzel bir dünya bırakmış oluruz.” diyerek sözlerini tamamladı.