UFUK KEKÜL
Enver Paşa ve Resneli Rıza Bey dağa çıktı, hürriyet için başlattıkları mücadelede başarılı oldular. II. Meşrutiyet ilan edildi. Pek çok özgürlükler gibi basına özgürlük de o yıllarda geldi.
107 yıl önce 24 Temmuz 1908’de, basın üzerinde kurulan sansür mekanizması kaldırıldı.
Bugünü bu nedenle ‘basının özgür olduğu gün’ kabul edip ‘Basın Bayramı’ olarak kutluyoruz.
İkinci kutlama günümüz de 10 Ocak…Çalışan Gazeteciler Günü. 1961 askeri darbesi sonrasında basın özgürlüğü anayasa güvencesi altına alınarak güçlendirildi, 10 Ocak 1961’de ise, gazetecilere ekonomik ve sosyal haklar tanıyan 212 sayılı kanun kabul edildi.
Ama bugün geldiğimiz noktada gazeteciler ne bayram yapacak, ne de kutlama yapacak durumda. Yaparsak da bize ‘deli’ derler. Çünkü özgür olduğumuzu gösteren en ufak bir emare yok.
Tablo çok kötü, sayılar acı verici ve kara…
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Temmuz 2019 istatistiklerine göre, 11 bin 157 gazeteci işsiz. Son beş yılda basın kartı iptal edilen gazeteci sayısı 3 bin 804. 15 Temmuz 2016’dan sonra 685 gazetecinin milli güvenlik nedeniyle basın kartı iptal edildi. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2003-2018 arasında 12 bine yakın gazeteci hakim karşısına çıktı. Tutuklu gazeteci sayısı ise 91’e ulaştı. 200’e yakın gazeteci hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Sadece 2019 yılında 59 gazeteciye toplam 200 yıl ceza kesildi.
İşte böyle bir gerçeğin, rakamların ve bilgilerin gölgesinde, böyle bir Türkiye’de, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyoruz.
Kutlu olsun…
Ama kimlerin?
Etik değerlere ve erdemlere, kişilik, doğa ve canlı haklarına bağlı kalarak, ülkemiz ve halkımızın, kentlerimizin hak ve menfaatlerini her şeyden üstün tutarak görevlerini yapan, yaptığı haber ve yorumlarla hem kamu haklarını koruyan, hem de Cumhuriyet ve demokrasinin güçlenmesine katkı sunan, bu ve benzeri nedenlerle de mağdur edilen, maddi manevi bedeller ödeyen gazeteci arkadaşlarımın ve bütün medya çalışanlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.
Onlara başarılar diliyorum.
Basın ve ifade özgürlüğüne, halkın haber ve bilgilenme gereksinimine saygılı anlayışların hakim olduğu, gazetecilerin çalıştıkları kurumlarının kapatılmadığı, yazdıkları nedeniyle işlerinden edilmediği, uyduruk gerekçelerle, yandaş mahkemelerde yargılanmadıkları, basın emekçilerinin hapislerde olmadığı demokratik bir ülkede yaşamayı diliyorum.
Başta Hasan Tahsin ve Uğur Mumcu’nun şahsında, bütün basın şehitlerini, ebediyete gitmiş bütün meslektaşlarımızı, saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.
Özgür basın, güçlü demokrasi için çalışan gazeteci olmaya, mücadeleye devam.