25 Kasım; Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü.
Bundan tam 60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde özgürlük mücadelesi veren üç kız kardeşi öldürdüler. Onları öldüren tiranın adı unutuldu ama Mirabel Kardesler ölümsüzlesti.
Bugün köşemde Giresun Kadın Platformu’nun 25 Kasım’a yönelik açıklamasına yer veriyorum:
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, demek için sokaklardayız”
Giresun Kadın Platformu, “İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, katliamlara ve savaşlara karşı Yaşamımızı Savunmak İçin sokaklardayız. Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz ve vazgeçmiyoruz” açıklamasını yaptı.
Platformdan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü nedeniyle yapılan açıklamada, kadın cinayetlerine, işsizliğe ve şiddete dikkat çekildi. “Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız” denilen açıklamada, kadınların sesini duyurmak için alanlarda olacağı belirtildi. Kadın cinayetlerinin yüzde 59’unun eski koca/koca, yüzde 20’sinin erkek akraba, yüzde 16’sının eski sevgili/sevgili tarafından işlenildiğine yer verilen açıklamada, “Biz kadınlar yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz; ‘kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir’ ve bu şiddeti önlemenin en önemli yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer. Şiddeti önlemenin yolu İstanbul sözleşmesinin tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından, yeterli sayıda sığınma evinin açılmasından geçer. İktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer” ifadelerine yer verildi. “Çok daha güçlü ve çok daha örgütlü olarak hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyor ve yaşamlarımızı savunmak için sokaklara çıkıyoruz” diye belirtilen açıklamada, ayrıca şunlar kaydedildi: Kadınları erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlardan hesap sormak için sokaklardayız. Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı sokaklardayız. Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçe hakkımıza sahip çıkmak için sokaklardayız. Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı buyur ederek bize sınır çizenlere karşı sokaklardayız.
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır demek için sokaklardayız. İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, katliamlara ve savaşlara karşı yaşamımızı savunmak için sokaklardayız. Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz ve vazgeçmiyoruz. Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi.”