GiresunManşet Üstü

ÜMRAN HALİLOĞLU TURGUT/KORONA İLE MÜCADELEDE BİLMEMİZ GEREKENLER

Bu yazıyı kaleme alıp, kağıda dökmekteki tek amacım; tüm toplumun anlayacağı düzeyde, olabildiğince açık ve anlaşılır şekilde Covid19 –Korona hakkında insanlarımızı bilgilendirmektir…
Bu bilgilendirmenin ulaşacağı kitleler ne kadar çok olursa biz o kadar toplumu aydınlatabilir, dolayısıyla da sağlık ordumuzun neferlerini bir nebze olsun rahatlatabiliriz diye düşündüm. Soruları tamamen tüm toplumun anlayacağı düzeyde, olabildiğince açık ve günlük yaşamımızı düzenleyebileceğimiz şekilde hazırlamaya gayret gösterdim.
Ben sordum, Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Ruşen Topallı hocamız da aynı açıklıkla sizler için cevapladı.
Gönül isterdi ki bu işi bendeniz; edebiyat üzerine bilim uzmanlığı yapmış bir gazeteci –yazar arkadaşınız değil de , daha büyük kitlelere seslenen başta TRT olmak üzere , Türkiye’nin bütün medya kuruluşları, 81 ildeki üniversitelerin, hatta kimi ilçelerde varolan fakültelerin bilim uzmanları yapsın… Ama ne yazık ki pandeminin başladığı günlerden itibaren bu bahsetiğim cenahın, toplumun neredeyse tamamını hedef alan böylesi hayati bir konuya ayıracak ya vakitleri yok ya da ilgileri yok… Konu gündeme geldiğinde de hastalığa karşı hala tam olarak ortak bir fikir sunulmaması da insanlardaki kafa karışıklığını arttırıyor. Öyle ki toplumun bir bölümünde de ileri boyutta panik ve korku havası yaratıyor.
Neredeyse 1 yıla yakın süredir mücadele ettiğimiz bu virüse karşı , hala maskenin nerede-nasıl kullanılacağı, izolasyon-filasyon, temaslı gibi kavramların ne anlama geldiği hakkında toplumun birçok kesiminin bilgisi olmadığını gördük. Hal böyle olunca da şu sorular gündeme geliyor:
Mantığını açıkça anlatamadığımız sürece yasaklamalarla ne kadar başarılı olabiliriz ?
Maskeyi “polis maskesi” adı vererek, salt ceza yememek için cebinde taşıyan bir toplumun pandemiyle mücadelesi mümkün mü?
Kurallara sırf ceza yememek için değil, insan sağlığına değer verdiğimiz için uymamız gerektiğini bilmiyorsak, başarılı olabilir miyiz?

Aslında her birey tam olarak konuya vakıf olsa, yasaklara bile gerek kalmadan herkes kendi karantinasını, izolasyonunu uygulayabilir mi?
Evet , uygulayabilirdi. Olması gereken birbirimizi suçlamadan, rencide etmeden, aşağılamadan topyekün mücadelede gönüllü olabilmek ve sonunda başarabilmek…
Korana virüse karşı biz vatandaş olarak ne yapabiliriz ? İşte yanıtları…

Hocam, söyleşimize sağlıklı günler dileyerek başlamak istiyorum:
Ben de iyi ve sağlıklı günler diliyorum…
Covid 19- Korona Nedir?
Corona virüsler, 1960’lardan beri bilinen bir virüs ailesi. Sıradan soğuk algınlıklarının bazılarının etkeni olan dört türünün yanı sıra 21. yüzyılla birlikte önce SARS ve sonra MERS olmak üzere iki ağır hastalık yapan Corona virüs türü daha çıkmıştı. Şimdi de bunlara COVID-19 eklendi. Dünya’da bir yılını doldurdu, ülkemizde de dokuz ayını doldurmak üzere olan bu yeni corona virüs türüne SARS-CoV-2 diyoruz. Yani SARS-CoV-2 virüsün adı, COVID-19 da yaptığı hastalığın adı…
Nasıl Bulaşır?
Solunum yolundan bulaşır. Yani ağız, burun ve burunla anatomik bağlantısı nedeniyle gözden girebilir. Burunda tutunabileceği reseptörler daha fazladır, orada bulaşma olasılığı daha fazla, burnu açıkta kalacak şekilde maske takanlara da bir hatırlatma olsun…
Pozitif olduğunu öğrenen nasıl davranmalı?
Öncelikle pozitif olduğunuzu öğrenmek için test yaptırmış olmanız lazım. Test de iki türlü yaptırılabiliyor ya da hastalık belirtileri gösteriyor olabilir, ya da bir tarama programına dahil olarak test edilmiş olabiliriz. Belirti göstererek test yapılmışsa zaten test sonucu çıkana da kadar da bazı tedbirler alınmış olacaktır. Öncelikle izole ediliyoruz yani diğer kişilerle temasımız kesiliyor. Evimize dönüyoruz, evde başkaları varsa onlardan da ayrı bir odaya çekiliyoruz… Evin ortak alanlarına gitmek zorunda kaldığımız anlarda mutlaka hem biz hem de diğer ev halkı maskeli oluyor ve ortam sonrasına ve sık sık havalandırılıyor… Bu konuda ayrıntılı bilgiler zaten size iletilecektir. Ayrıca sizinle telefonla ya da gelerek temas kurulacak, duruma göre belki ilaç verilecek ya da hastaneye yönlendirilebileceksiniz…
Maske nasıl takılmalı? Ne kadar süre kullanılmalı?
Maske solunum yolumuzun iki ana girişi olan ağız ve burnu kapatacak şekilde ve kenarlarında kaçışı en aza indirecek şekilde burun teli ayarlanmış ve lastikleri gevşek ise düğüm atarak ya da maske tutucu parçalar ile sıkı oturması sağlanmış şekilde takılmalıdır. Maskeler üç tabakalı olmalı, tercihan orta tabakasının meltblown olduğu belirtilmiş olan markalar tercih edilmelidir. Maskeler kabaca dört saat kullanımda etkinliklerini korurlar. Zorunlu durumlarda bu süreyi 6 saate kadar çıkarabiliriz, ya da maskenin kirlenmesi ya da ıslanması durumunda daha erken de değiştirmek gerekebilir.
Maskeyi nerede nasıl kullanırsak fayda sağlar?
Açık havada, yakınlarımızda kimseler yokken, tek başına araç kullanırken maske takılmasına gerek yoktur, ancak kurallar yine de takılmasını gerektiriyor olabilir, böyle durumlarda ceza yaptırımına uğramamak için takmak gerekebilir. Genellikle sokaklarda maske kullanımında çok sıkıntı yok, Türk halkının bu konudaki uyumu yüksek düzeyde… Ancak, sorun olan durumu evde, çok yakın bile olsa, annemiz, babamız çocuğumuz bile olsa, ev halkı dışından birisi varken de maskeli olunmalıdır. Keza iş yeri ziyaretlerinde de bu kural geçerli. Maskeyi çıkarmayı gerektirecek ikramlar hiç olmamalı, ya da kısa süreli olmalıdır ve maske yokken en azından konuşmamalıdır. Tabi bu tür ziyaretlerin hiç olmaması tercih edilir. Ev içi bu şekil bulaşlar çok yaygın çünkü.. Bir çok hane halkını bir araya getiren gün, parti, taziye, nişan vb. etkinlikler bu dönem kesinlikle hiç olmamalı.
Pozitif olduğunu öğrenen kişilerdeki en büyük çelişki şudur: İlaç kullanmalı mıyım? Sizce ilaç kullanmalı mıyız?
Risk grubu olmayan, genç yaştaki ve belirtisiz ya da hafif belirtileri olan kişiler çoğunlukla ilaçsız iyileşmektedir. Bir çok ülkede bu gruptaki kişilere bir tedavi verilmemektedir. Verilen antiviral ilaçlar genellikle hastalığın ağır geçme riskini, yoğun bakım ihtiyacını azaltmaktadır. Genellikle belli hastalıkları olanlar ya da ileri yaştakilerin ağır geçirme riski fazla olduğu için özellikle bu gruptakilerin mutlaka ilaçları kullanması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak risk grubu olmayanlarda da ağır hastalık görülme ihtimali vardır. Ve baştan kimin ağırlaşacağını kestirme imkanı da çoğu zaman olmuyor. Bu itibarla herkes ilaç kullanmayı düşünmeli. Bu ilaçlar erken dönemde alındığında etkilidir, o yüzden, şimdi iyiyim, ilacı alayım evde dursun, şikayetlerim artarsa içerim düşüncesi hatalı olur. İlacın geç dönemde alınması durumunda yararı çok sınırlı olacaktır. Sağlık Bakanlığınca sağlanan antiviral ilaçlar dışında ağrı kesici, balgam sökücü, vitamin vb. ilaçlar kullanılabilir, bunlar için de aile hekimimize danışabiliriz..
Pozitif olanlarda tam iyileşme süreci ne kadardır?
Hastalığı ayaktan geçirenlerde virüs bulaştırıcılığı, belirtilerin başlaması ya da test pozitifliğinden sonra 5-10 gün kadar sürüyor. Yatan hastalar, yoğun bakımda kalan hastalar ya da bağışıklık yetmezliği olan kişilerde bu süreler daha uzun.. Bunlar dışında on gün sonunda kişiyi iyileşmiş sayıyoruz. İyileşme sonucu bulaşıcı olmayan virüs parçacıkları nedeniyle test pozitif çıkabilir ve bu yanıltıcı olur, bu nedenle bu dönemde test yapılması önerilmiyor.. Yine bazı belirtiler, özellikle öksürük, halsizlik ve tat-koku kaybı iyileşme sonrası da devam edebilir, bu da kişinin bulaştırıcı olduğu, izole olmaya devam etmesi gerektiği anlamına gelmez. COVID sonrası sendromu denilen aylar süren belirtiler de bazı hastalarda görülebilmektedir. Keza hastalığı ağır geçirenlerde akciğerler, kalp, böbrekler gibi bazı organlarda kalıcı ya da ne kadar süreceği henüz bilinmeyen hasarlar ortaya çıkabilmektedir.
İyileşme sonrası ilaçların olası yan etkileri var mıdır? İnsanlar böyle bir durumda neye dikkat etmeli?
COVID-19 için kullandığımız ilaçların da bazı yan etkileri ya da kullandığımız başka ilaçlarla etkileşimi olabilir. İlaç verilirken bu duruma azami dikkat gösteriliyor, bu itibarla sağlık personeli tarafından arandığımızda sorulan sorulara doğru yanıtlar vermek önemli…
Acil yardıma ne zaman ihtiyaç duyarız?
COVID-19 iyiye giderken birden kötüleşebilme ihtimali olan bir hastalık. Nefes darlığı hissetmek, bir türlü aldığımız havanın yetmediği hissi, ayakta güçlükle durmak, düşecekmiş gibi olmak, bir yiyip içememek, bilinç bulanıklığı, günlerce düşmeyen ateş, devamlı çarpıntı gibi durumlar tedavimizin hastanede devam etmesi gerektiğine işaret ediyor olabilir, buna benzer durumlarda 112’yi arayarak yardım istemeliyiz…
Covid 19 geçirenlere ne gibi psikoljik destek verilmeli? Tavsiyeleriniz nelerdir?
COVID-19’un tükenmişlik, sürekli korku, endişe, abartılı kaçınma ve temizlik davranışları gibi sorunları tetikleme potansiyeli var. Çok geriliyorsak bir süre gündemden uzak kalmak iyi olabilir. Kendimizi riske atmadan kitap okumak, film izlemek, hobilerimizle ilgilenmek, çalışıyorsak kendimizi işimize vermek ya da imkanımız varsa kırsal alanlarda vakit geçirmek yararlı olabilir. Baş edemediğimiz durumlarda valiliklerin, sağlık müdürlüklerinin, sivil toplum örgütlerinin ruhsal destek hatlarını arayıp danışabilir ya da bir kısmı online de hizmet veren psikolog veya psikiyatristlerden yardım alabiliriz…
Hocam, hala Covid 19’un biyolojik bir savaş olduğunu, virüsün laboratuvar ortamında üretildiğini iddia eden ve tüm yasaklara karşı gelen bir kesim var. Bu kesime bir açıklamanız var mı?
Komplo teorilerini severiz. Bunları güzel senaryolarla bezeyip inanılabilir halde topluma sunma konusunda becerikli kişiler de oldukça fazla. Bazen bu tür düşünceler ruhsal bozuklukların sonucu olarak ortaya çıkabiliyor. Ancak ortada bir hastalık gerçekliği var. Bunu gözümüzle görüyor ve yaşıyoruz. Sonuçta bu iddialar doğru bile olsa, hastalıkla savaşmak ve kendimizi korumak her durumda zorunlu ve gerekli…
Son olarak, sizin topluma vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?
Bu hastalığın çoğunlukla hafif, belirtisiz geçiyor oluşu, özellikle yakın çevresinde hasta olan, ölen kişi olmayanlarda bir boşvermişliğe yol açabilir. Üzücü de olsa bir yakını hastalanmamış kişi sayısı hastalığın hızla azalmasıyla giderek azalsa da hala gevşek davrananlar olabilir. Hiçbir hastalığı hafife almayalım ama COVID-19 gerçekten çok ciddi bir durum ve belki bir çoğumuzun hayatı boyunca karşı karşıya kalacağı en büyük tehdit. Kendimizi korumanın yolu, herkesi korumaktan geçiyor bunu unutmadan önerilere ciddiyetle uymamız gerekiyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir