Covit-19, tüm ülkeleri kasıp kavuruyor.
Ülkemizi de…
Sorumluluğu büyük ölçüde vatandaşın üzerine atarak, olguyu değil de algıyı yöneterek “başarılı” olmaya çalışıyor iktidar…
Muhalefet, TTB ve pek çok kişi açıklanan rakamların gerçek olmadığını söyleyip durdular.
Birden çözüm (!) buldular.
“Vaka ayrı, hasta ayrı” dediler.
Bu da uzun sürmedi. Nihayet açıklanan rakamları revize ettiler.
Çünkü İBB, her gün mezarlıklar müdürlüğünden aldığı bulaşıcı hastalıktan vefat edenlerin sayılarını açıklamaya başlamıştı.
O nedenle rakamlarla oynamayı sürdüremediler…
Sormak, sorgulamak, konunun üzerine gitmek etkili oldu.
Fakat pek çok doktor, açıklanan rakamların da eksik olduğunu söylüyor.
Tespitimiz ne idi?
İktidar olgu ile değil de algı ile uğraşıyor.
Algı da çöküyor…
***
Bu salgından kurtulmanın yolları belli. Genel bir kapanma…
Uzmanlar en az iki haftalık kapanma istiyor.
İktidar ekonomik nedenlerle bunu yapamıyor.
Evlerine kapanacak yurttaşların ihtiyaçlarını karşılayacak gücü yok.
Gücün olmadığını dükkanlarını kapattığı esnaflar örneğinde gördük.
İflaslar başlayacak…
Yoksulluk artacak…
İşsizlik artacak…
Vatandaş ekmek ile virüs arasına kıstırılmış vaziyette…
***
Virüse karşı kapanma bir çözüm idi. Yapamadık. Bir başka çözüm ise aşılamadır.
Çeşitli ülkelerden aşı çalışmaları konusunda olumlu bilgiler geliyor.
Öylesine geniş bir pazar var ki…
Her ülke müşteri.
Bu nedenle aşı çalışması yapan ülkeler arasında, kıyasıya bir pazar rekabeti var.
“Ben daha fazla pay alayım” çabası var.
Kapitalizm böyledir.
Yeni bir örneğini yaşıyoruz.
Aşı savaşları…
***
Bu aşı savaşlarında Türkiye pazarı da elbette önemli.
Bu nedenle ‘savaş’ ülkemizde de görülüyor.
Dev ilaç tekelleri arkalarına destekçilerini de almış ve pazar savaşlarına başlamış.
Bir kaç gündür bu ‘savaşın’ arttığını, giderek daha da artacağını görüyoruz.
Dev ilaç şirketleri DSÖ ‘yü dahi etkileyebilecek güçteler.
Koyun can derdinde kasap ise et…
Kapitalizm