Tiyatro, ellerini toprağın karnına geçirip doğrulan ilk insandan bu yana, insanın insanlaşmasına, düşünce taşımasına, acıma, vicdan, sevgi, öfke, kin, kötülük, iyilik, inanç gibi duygulara sahip olmasına; yani evrimleşmesine katkı sağlayan en önemli sanattır.
Heykel, resim, mimari, müzik gibi bütün sanatları, edebiyat, tarih, felsefe, psikoloji, arkeoloji, antropoloji gibi ana bilim dallarını içinde barındırmıştır.
Bazen konuşamayan insana dil, iletişim aracı, bazen kültürleri oluşturma, yaşatma ve aktarma işlevi üstlenmiş, bazen de tanrılara, doğa üstü güçlere, soylu kişilere, erki temsil edenlere inanılmasını özendirerek, kurulu düzenler oluşmasını, toplumsallaşmayı hızlandırmıştır.
Tüm bunları yaparken asla hayatı, düzenleri, kurumları sorgulamaktan, eleştirip yargılamaktan geri durmamış, toplumu iyiden güzelden yana değiştirme, dönüştürme sorumluluğunu unutmamış ve hep muhalif, devrimci ve özgür bir ruh taşımıştır.
Dolayısıyla baskılar, sansürler, tehditler, yokluk ve yoksunluklar ve ödenen bedeller tiyatroyu ve oyuncuları yıldıramayacaktır.
Tiyatronun ışığı ve perdesi hep açık kalacaktır.
Bu sanata oyuncu, yönetmen, sahne işçisi olarak 27 yılını vermiş, bedelini pek çok şeyle ve de gençliği ile ödemiş birisi olarak, bir kez daha bilinçle inançla, Yaşasın Tiyatro diyor, Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum.
1988 yılında Giresun Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nu yeniden kuruluşunda yer alan, ilk üç oyundan birisini yönetmiş hayattaki son yönetmenlerden birisi olarak, bir gazeteci olarak arkadaşlarımı anmak ve bugüne not düşmek bana düşen bir görev.
O nedenle bu anlamlı günde, şimdi aramızda olmayan ve 1978’lerden başlayarak aynı sahneleri paylaştığım; Salih Üstündağ, Şakir Yenal, Muzaffer Uzun, Mürsel Gülmez, Sadık Şahin, Nurdoğan Demir, Fatma Gümüşkaşık, Ali Bulut, Fevzi Bayazıtoğlu ve Mustafa Dağ, ve Giresun’un ilk özel tiyatrosu olan Giresun Sanat Tiyatrosu (GİST)’i birlikte kurduğumuz Vahit Sütlaş ve diğer ebediyete uğurladığımız Giresun Tiyatro Sanatına emek verenleri, başkanlar Mehmet Larçın, Mehmet Işık’ı saygıyla rahmetle anıyor ve yürekten selamlıyorum.
Yaşayanlara, Şaban Karakaya, Ahmet Yamak, Zeki Uçak, Ahmet Başaran, Dursun Akyol, Sinan Bektaş, Mehmet Yılmaz, Halil Domaç, Fethiye Uzuner’e ve bütün arkadaşlara uzun ömürler diliyorum.
Ve tabi ki 5 yıl önce sahneden uğurladığımız, toprağa verdiğimiz ustam Sema Yazıcıoğlu abimizin ruhu şad olsun.
Alkışlar olsun hepinize.