Giresun
Üniversitesi’ne ve dolayısıyla Giresun’a en büyük zararı Cevdet Coşkun verdi..
Coşkun’u ve onun yöneticilerini FETO’dan tutuklanan Halil İbrahim Bahar
Erzurum’dan getirmişti. O kriptolar buraya konuçlandılar. Daha öncesinde Rektör
olan Aygün Attar’a hep birlikte saldırdılar. Hatta Coşkun Zaman Gazetesi’nde
üniversite ve Attar aleyhinde yazılar yazdı, yazdırttı ve sonra rektör oldu.
Üniversitenin gerilemesi de O’nun zamanında başladı. Akademisyenler, idari pesonel arasına nifak soktu. Kriz ve kaostan, mobingten bunalan akademisyenlerin büyük bölümü kaçtı gitti.
O zamandan sonra fakülte ve yüksekollardaki kalite düştü.
Sonra Yılmaz
Can’ı getirdiler. Ama Can da bir üniversiteyi yönetme vizyonu, misyonu
eksikliği var. Bunu vekalet döneminden de biliyoruz. Giresun STK’larıyla,
basınıyla, siyasi partilerle, bürokrasiyle ilişkisi yok. Tek özelliği Nurettin Canikli’nin okul
arkadaşı olması. Canikli mutlu olsun
yeter, sadece ona karşı sorumlu oldu. Onun çıkarlarına hizmet etti.
Can’ın döneminde Giresun Üniversitesi’nin çöküşü sürdü. Hedefleri olan bir
üniversite olmaktan çıktı. Öğrenci sayısı düştü. Üniversitenin sorunları
artarak çoğaldı. Çünkü eğitim-öğretim kimsenin umurunda değil. Herkes koltuğunu
korumanın maaaşını cebine koymanın peşinde.
Son örnek üniversitenin elinden binasının alınması. Binasını koruyamayan bir Yılmaz Can’ın bu şehirde rahat dolaşamaması lazım. Sen Rektörlük makamını kapatırsan, müze yapacam diye binayı boşaltırsan, orada etkinlikler yapan KARASAM’ı yok edersen, sonra 200 yıllık binaya çay ocağı açarsan el de gelir binanı alır.
Yeniden
talep mahkeme,senato kararlarıyla gündem yaratma gibi çabalar bakalım ne sonuç
verecek, bekleyip göreceğiz. Sahi Can’ın Nurettin abisi veya O’nun rolünü
üstlenen Cemal Öztürk bu işi neden çözmüyor?
Bugün
Giresun Üniversitesi’nde yönetim zaafiyeti var. Üniversite yönetilmiyor,
savruluyor. Fakülte ve yüksek okulların nerdeyse tamamı vekil dekan ve müdürler
tarafından yönetiliyor. Çünkü asil olacakları Can tercih etmiyor.
Üniversite vekalet sorumsuzluğuyla yönetiliyor…Tirebolu İletişim, İktisadi
İdari Bilimler, Görele Güzel Sanatlar, Mimarlık, İslami İlimler, Sağlık
Bilimleri, Spor Bilimleri, Diş Hekimliği, Denizcilik, Fen Edebiyat
fakültelerinin dekanları vekil,
enstitüler, Şebinkarahisar, Tirebolu, Bulancak MYO müdürleri vekil…
Böyle bir tablodan başarı çıkarmı, çıkmaz, çıkmıyor da…
En ilginç
örnek Tirebolu İletişim Fakültesi’nde yaşanıyor. Bu fakülte de Cevdet Coşkun ve
halefi Yılmaz Can döneminden nasibini aldı. Burayı tam 4.5 yıldır yasa ve
yönetmeliklere aykırı bir şekilde iletişimin İ’sinden haberi olmayan Nazım
Elmas yönetiyor. Makamı kullanıyor, özel araçla gidip geliyor. Ulusal basına
haber bile oldu, hala ısrarla o görevde kalmaya devam etti. Yılmaz Can da nedense
onu almaktan korkuyor. Her halde arkasındaki cemat ve olmadığı halde varmış
gibi gösterilen Ak parti gücünden korkuluyor.
Şimdi YÖK yazı yazdı vekil dekanlar yerine asil atayacaksın diye. Can hala
direniyor. Basın toplantısında kendisine sorulunca işi yokuşa sürüyor. Neymiş
Giresunlu akademisyen bulacakmış falan.
Olmaz Can hoca. Yeter artık verdiğin zararlar. Orası herhangi bir fakülte
değil. Üniversitenin gözbebeği. Başka yerlerde liyakat, ehliyet, donanım,
akademik kariyer ve diğer özellikler aramayabilirsin ama orasıİletişim
Fakültesi. Ne demek Giresunlu? Sadece bu memleketten olması yeter mi? Orası
fakülte orta mektep değil. fakültenin
akademisyenlerini bir topla neyi nasıl ve kimi istiyorlar. Ben fakültenin sitesine girdim baktım dekan
olabilecek nitelikte profesörler var. Hadi oraya gitmedin bir araştır. Orada
görev yapan profesörler Günseli Bayraktutan, Serpil Karlıdağ uluslararası
alanda başarı sağlamış iletişimciler. Neden bunlar arasında bir tercih
yapmıyorsun? Diyelim Giresunlu olsun, Serpil hanımın bildiğim kadarıyla ailesi
Giresunlu, üstelik Tirebolulu. Senin
niyetin başka Yılmaz hoca.
Bir de duyuyorum başka üniversitelerden arkadaş arıyormuşsun, tıpkı Cevdet gibi
Erzurum’dan akademisyen transfer etmeye kalkıyor muşsun, sakın ha. Bunu yapma
giderayak. Görevin sona ererken yarın öbürgün sokaklarında gezeceğin bu şehirde
iyi anılmak istiyorsan duygularını, anlayışlarını bari bu konuda dışarda bırak.
O fakültede huzursuzluğu, kaosu artırma, kim layıksa onu göreve getir. Ama önce
Nazım’ı görevden almakla işe başla.
Milletvekilleri de bilsin diye yazdım, yarın fatura onlara kesilir. Sayın
Cumhurbaşkanı da olaydan haberdar.
Bu işin takipçisiyim.