Bugünkü İYİ Parti Giresun mitinginin yorumunu Giresun Haber TV’de yapacağım. Ama şu kadarını söyleyeyim: Sanki İYİ Parti’nin Giresun’da milletvekili çıkarma olasılığı beliriyor. Yarış da giderek Millet İttifakı’nın iki partisi olan CHP’nin ikinci sıra adayı ile İYİ Parti’nin birinci sıra adayı arasına kayıyor.
Ak Parti’nin
3’üyle CHP’nin 2’si veya İYİ Parti’nin 1’i yarışıyor diyemiyoruz hala…
2 milletvekili ortada duruyor.
CHP ile İYİ Parti arasında oy geçişleri var. Şu ana kadar ve son düzlüğe girilirken Ak Parti’den çok büyük oy kopuşlarını başaramadılar. Ak Parti’nin oyu 90 binlere indi mi, bence hayır? Kararsızlar da aynen kararsızlıklarına devam ediyor. Kitleler sarsılmadı.
Ayrıca ne gerek vardı Ak Parti’nin en çok oy aldığı illerden biris olan Giresun’da bu ayrılığa? CHP neden Giresun’da tek liste için dayatmadı, stratejik hata var burda. Öyle olsaydı eğer, Türkiye’de yaşanan olumsuzluklar sandığa yansıyacak, Giresun gibi hizmet mağduru bir ilde Ak Parti bu kötü, çok kötü listesiyle büyük hezimete uğrayacaktı. Bugün CHP güçlükle çıkaracağı 1’i değil 2’yi konuşuyor olacaktı.
İYİ Parti’ye de soralım: Bu mu sizin en iyi aday sıralaması listeniz? Öyleyse neye göre bu?
Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e sloganı sadece halk arasında değil, CHP’nin intikam pususuna yatıp bekleyen, başarısızlıktan nemalanmak için ellerini ovuşturarak mış gibi yapan tayfası ve kaptanları arasında da tuttu. Bu sloganı çok sevdiler, gereğini de yapıyorlar sanırım. Kemal’le partilerinin oyu arasındaki açıklık onların başarısı olacak.
Yakında kokusu çıkar.
Aynı şey İYİ Parti’deki oncu, şuncu, buncular için de geçerli. Orada da slogan tersten yorumlanıyor. Bir oy Kemal’e tamam ama bir oy kime hala net değil.
Ama bunlar işin detayı. Son günlere girilirken oluşan bu tablonun nedeni; sadece genel başkanın vaatlerini pazarlayan, onların rüzgarlarıyla yelken şişirmeye çalışan, yerel politik söylemler geliştiremeyen partilere ve adaylarına sorumluluk yüklemek lazım. Kendi anlaştıkları medyalar dışında kitlelere ulaşma araçları yok. 3 tane araçla, 2 tane pankartla olacak şey değil. Siyasal iletişim dilinin kullanılmadığı, profesyonellikten uzak, içeriksiz, özden yoksun, vıcık vıcık seçmen yağcılığı akan sosyal medya fotoğraflarıyla yürütülen kampanyaların seçmen eğilim ve algılarını değiştirmediği görülüyor. Başka bir şey lazım.
Hadi bir tanesini söyleyelim: İki kadın adayı erkek gibi dolaştırmaktan vaz geçin artık.
4 gün kala ne değişir, belki çok şey…İş inşallaha kaldı.