Bu ülkede bugün Anayasa Mahkemesi kararına karşı kumpas kuruldu, bir FETÖ sevicisine okutturulan bir mahkeme tutanağı ile bir milletvekili görevden alındı ve bir mahkum haline getirildi. Millet iradesi ortadan kaldırılarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne anayasal devlete karşı darbe yapıldı. Anayasadaki ‘Türkiye Cumhuriyeti Laik sosyal bir hukuk devletidir’ tanımı değiştirildi.
Anayasalar toplumla yapılan bir sözleşme metnidir. Bu sözleşmenin tarafı yurttaşlardır. O sözleşme tek taraflı olarak değiştirilemez ve içerdiği kurallar çiğnenemez.
Tam bir tam hukuksuzluk halidir bu. Türk siyasi hayatının dönüm noktası, kısmi demokrasinin bir parçasının daha koparıldığı bir başka sürece evrildiğimiz gündür bugün.
Ümmeti ulus, padişahlığı üniter devlet,rejimi cumhuriyet yapan hukuk düzeninin rotası değişmiştir. İbre Lozan’dan Sevre dönmüştür. İstibdat mı desek, Tiranlık, Ortaçağ, oligarşi, Faşizm mi yoksa hepsini birden mı desek. Yani çok vahim bir durumdur bu. Tanım bulamadım.
Bu arada tam bugün sorulacak bir soru soralım…Zamanında milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması için oy kullanarak bu günlere gelen yolun taşlarını döşeyenler; sizin hiç mi suçunuz yok? Memnun musunuz ‘eserinizden’?
Birden bire gelmedik bugüne. Oylarla kurdular bu düzeni. Parlamenter sistemi kim kaldırdı ey halkım, kabahatin çoğu senin değil mi?
Daha çok şey göreceğiz. Bu ne ki… Sorun Can Atalay değil. Sıra herkese ve her şeye gelecek. Çünkü devletin koruma kalkanı hukuk artık kuralsız hale gelmiştir. Siyasal gücü eline bulunduranlar bundan sonra hukukun maddelerini yeniden yazabilir ve uygulatabilirler. Engel yok. Bu da kaos, kargaşa, istikrarsızlık ve itibarsızlık, en önemlisi de güvenlik sorunu yaratır. Olsun, istenen bu değil mi? Zaten saray rejimi, tek adam yönetimi ile demokrasi olmaz. Anayasal devlet bu düzene uygun değil.
Vah,vah benim zavallı ülkem.Hak ediyor musun bu kadar kötülüğü?