Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 27. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 16 – 18 Şubat 2024 tarihlerinde Bilecik Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde yapıldı.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’na üye 9 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara bağlı 86 gazeteciler cemiyeti başkanı ve basın meslek kuruluşu temsilcisinin katıldığı toplantıdan sonra açıklanan TGK 27. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:
1. MESLEK YASASI EKSİKLİĞİ
Günümüzde Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.
Hemen hemen her iş kolunda düzenleyici yasalar varken basın sektöründe böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir.
Bu nedenle; gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “‘Gazetecilik Meslek Yasası” teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak çıkarılmalıdır.
Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalıdır
2. EKONOMİK SORUNLAR
Son dönemde ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle, diğer sektörlerde olduğu gibi; gelişmiş demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan basın sektöründe de tarihin en zor ekonomik krizlerinden birisi yaşanmaktadır.
Özellikle yerel gazeteler yaşam savaşı vermektedir.
Kâğıttan mürekkebe, elektronik cihazlardan yazılımlara kadar medya sektöründe kullanılan malzemelerin çoğu ithaldir.
Bu olumsuz sürecin durdurulması için medya kurumları malzeme kullanımında dışa bağımlılıktan kurtarılmalı, eskisi gibi yerli kâğıt fabrikaları kurulmalı ve işletilmeli, gerekli teknolojik destek verilerek darboğazdan çıkmalarına olanak sağlanmalıdır.
3. BASIN İLAN KURUMU DESTEĞİ, İCRA İFLAS İLANLARI
Demokratik ülkelerde medya kurumları çeşitli yöntemlerle devletler tarafından desteklenmektedir. Türkiye’de de devlet desteği, resmî ilanlar yoluyla gerçekleşmektedir.
Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesinde 2023 yılı sonunda yapılan ve onaylanarak yürürlüğe giren artış sayesinde yerel gazetelerimiz 2024 yılına rahat bir nefes alarak girme olanağı bulmuştur.
2023 ve 2024 yıllarında BİK fiyat tarifesi artışında önemli rol oynayan başta Sayın BİK Genel Müdürüne, Yönetim Kurulu ve Genel Kurul üyelerine Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Kurulu olarak meslektaşlarımız adına teşekkür ediyoruz.
Öte yandan; ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünerek ilan sınırları dışına çıkması, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerine sıklıkla başvurulması, kooperatif ve dernek ilanları ile özel eğitim kurumu ilanlarının yayın zorunluluğunun kaldırılması gibi nedenlerle resmi ilanlarda ciddi oranda azalma meydana gelmektedir.
Ayrıca 2022 yılı içinde “5. Yargı Paketi” kapsamında TBMM’de yapılan değişiklik icra iflas ilanlarının gazetelerde yayınlanması konusundaki kararı icra müdürlerine bırakmıştır. Bu düzenleme gazetelerin resmi ilan gelirlerinin çok önemli oranda düşmesine neden olmaktadır.
4.İNTERNET BASINI
“Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği”, başta yerel gazetelerin kurduğu internet haber siteleri olmak üzere tüm internet haber siteleri için ağır koşulları içermektedir.
Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği günden bu yana yapılan uygulamalara bakıldığında; yerel gazetelere ait bazı internet haber siteleri süreç içerisinde yönetmelikte belirtilen personel istihdamı, haber ve içerik kriterlerini sağlasa da, “ziyaretçi ve tıklama” sayılarına ulaşmakta zorluk yaşamaktadır.
1 Ekim 2023 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte, Türkiye genelinde basın ilanı alan 401 yerel gazeteye ait internet haber sitesinden sadece yarısı gerekli ziyaretçi ve tıklama sayısına ulaşabilmektedir.
Yeni döneme uyum açısından yönetmelik gerekliliklerinin tekrar gözden geçirilerek, yerel gazetelerin ve internet haber sitelerinin desteklenmesi beklenmektedir.
5. YEŞİL PASAPORT
15 yıl mesleki kıdemi bulunan basın kartı sahibi basın mensuplarına yeşil pasaport verilebilmesine yönelik iktidar ortağı MHP tarafından meclise sunulan kanun teklifi, yıllardır gündeme getirdiğimiz bir sorunumuzun çözümü yönünde sevindirici bir gelişmedir.
Beklentimiz bu teklifin 10 yıl basın kartı taşıyan basın mensuplarıyla eş ve çocuklarını kapsamasıdır.
6. TELEVİZYON VE RADYO YAYINCILIĞI
Türkiye genelinde yerel, bölgesel ve ulusal yayın yapan televizyon kanallarının ortak sıkıntısı Türksat yayın giderleri, RTÜK’e ödenen ücretler gibi diğer yayın mecralarında olmayan masraflar nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasıdır. Radyolar da aynı sorunu yaşamaktadır.
Özellikle yerel ve bölgesel yayın yapan televizyon kanalları büyük bir borç yükü altında kalmıştır. RTÜK Yasası günümüz koşullarına göre mutlaka yeniden ele alınmalı, RTÜK gelirlerinin bir bölümü, kurumsal yerel radyo ve televizyonlara destek olarak verilmelidir.
Yerel yayıncıların ödediği 10 yıllık yayın lisans bedeli düşürülmeli, yerel ve bölgesel yayıncıların gelirlerine uygun hale getirilmelidir. Yerel yayıncılar açısından benzer sorunun yaşandığı TÜRKSAT yayın iletim ücreti de aynı çerçevede değerlendirilmeli ve miktarı düşürülerek Türk Lirası üzerinden tahsil edilmelidir.
7.GÜÇ ODAKLARINA BAĞIMLILIK
Gelişmiş demokrasilerin olmazsa olmazı konumunda yer alan ve kuvvetler ayrılığı prensibiyle gerçekleşen ülke yönetimlerinin 4. gücü olarak kabul edilen medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmek için ekonomik bağımsızlığını sağlamak zorundadır.
Medyanın, siyasal iktidar ve devlet kurumları da dâhil olmak üzere resmi ya da sivil hiçbir güç odağının kontrolünde olmadan yaşamını sürdürmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması, demokrasinin gelişmesi ve yerleşmesi için zorunluluktur.
Ülkemizde öncelikle medyanın ekonomik bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler yapılmalı hem medya kuruluşları hem de bu kuruluşlarda çalışan basın emekçileri ekonomik baskıdan kurtarılmalıdır.
8.BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Sektörümüzde yaşanan bir diğer sorun, Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerdir.
Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır.
Demokratikleşme ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi bakımından bugüne kadar yapılan tüm bu düzenleme ve iyileştirmelere rağmen ifade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir.
9. BASINDA ÇALIŞMA KOŞULLARI
Basın işkolunda “gazeteci” olarak çalışan kişilerle işverenleri arasındaki ilişkiler ve çalışma koşulları Basın İş Kanunu ile düzenlenmiştir.
Yaklaşık 70 yıl önce, 20 Haziran 1952’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5953 sayılı kanunda, 1961 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilerek meslektaşlarımıza yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar birçok alanda sağlanan kazanımların birçoğu maalesef geri alınmıştır.
Bu yasanın günümüz koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
5953 Sayılı Kanun; Yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar geniş bir yelpazede ele alınarak, elektronik medyayı da kapsayacak şekilde güncellenmelidir.
Ayrıca; gazetecilik mesleği basın kartı sahibi koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmeli, basın kartı sahibi ve çeşitli nedenlerle basın kartı alamayan gazetecilerin anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammı geri verilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.