CHP’li başkanlar Kent Lokantası açıyor…İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geliri az yurttaşların piyasa fiyatlarının altında ucuza yemek yemeleri için projelendirdiği ve İstanbul’un bir çok yerine açılan Kent Lokantaları, şimdi yurda da yayılıyor.
Karadeniz’de ilk lokanta Trabzon’a geliyor.
Ortahisar’ın CHP’li Belediye Başkanı Ahmet Kaya, seçim vaatlerinden biri olan Kent Lokantası’nın açıyor. Lokanta Trabzon’un merkezi konumlarından biri olan Çömlekçi Yokuşu’na kurulacak. Aldığım bilgilere göre kısa süre içinde sayı 4’e yükselecek.
Kaya’nın ilk proje olarak Kent Lokantası’nı hayata geçirmesi, Trabzonlular tarafından takdirle karşılandı. Kendisini kutluyorum, helal olsun.
CHP’NİN GENEL İKTİDARI YOKSULLUKLA MÜCADELEDEN GEÇİYOR
CHP’nin kazandığı 35 belediyede yaşayan kişi sayısı 52 milyon 900 bin 730. Bunların toplam nüfusa oranı ise yüzde 61.96’ya karşılık geliyor. Halk bu kentleri yönetme yetkisini CHP’ye verdi. Niye, AKP’den umudunu kesti. Lüks, şatafat, ille de kibir, ego bu partinin önce yerelde sonunu getirdi.Halk şimdi buralarda CHP’den; şeffaf, liyakatlı, rant değil, hizmet odaklı yönetim politikaları, halk belediyeciliğine dönük sosyal uygulamalar istiyor. Farklıklar, hayatına dokunuşlar bekliyor.
Hep söylüyorum, yerel yönetimlerdeki uygulamalar CHP için bir sınav. Yereldeki başarılar genel iktidara giden yolun taşlarını döşeyecektir.
Hangi belediyenin hizmet önceliği ne bilemem ama ben belediye başkanı olsaydım, birinci sıraya kent yoksulluğu ile mücadeleyi koyardım.
Ama yoksulluk tanımım çok genel, sadece ‘refah düzeyi düşük, geliri az yurtaşlar’ı içermiyor.
Bana göre eğer bir kentteki insanlar, doğal beslenemiyorsa, doğru dürüst,sosyal donatıları olan mekanlarda barınamıyorsa, park bahçede çocuklarını oynatamıyorsa, yaylaya, denize, pikniğe, sinemaya, tiyatroya gidemiyorsa, tatil yapamıyorsa, kültür ve turizm varlıklarını göremiyorsa, kitap alamıyorsa,eğitimini güçlendiremiyorsa, geleneksel aile tipinden uzaklaşmışsa, sosyal iletişim ve etkileşimden yoksunsa, toplumsallaşamıyorsa, yani özetle eğer bir kentte yaşayanlar kendilerini mutlu edecek şeyler yapamıyorsa, en temel, insani hizmetlerden yararlanamıyorsa, çalışamıyorsa, üretemiyorsa, yurdunu bırakıp göçüyorsa o kenttekiler yoksuldur.
İnsanı ulaşamadığı şeyler yoksullaştırır. Yoksunluk yoksulluktur. Ve belediyelerin mücadele etmesi gereken yoksulluk türleri işte bu kadar çoktur.
GİRESUN’DA EN DERİN YOKSULLUK TÜRÜ BESLENME
Nerden bakarsanız bakın Giresun da yoksuluğu çok bir kenttir. Hatta ülkemizin mahrumiyet bölgesidir. AKP’nin politikalarının olumsuzluğunu en çok da bizim buralılar yaşadı, yaşıyor, yaşayacak…
Başkan Fuat Köse’nin başlayacağı nokta da bana göre tam burası olmalıdır. Sayın Köse diğer yoksulluk ve yoksunluklarımızı zaman içinde belirleyecek, planlayacak ve politikalar geliştirecektir. Ama önce bu kentin beslenememeyle ilgili yoksulluğunu kısmen de olsa giderecek olan çözümler bulmalıdır.
Üzerinde çalıştığını tahmin ediyorum.
Bu kentte nüfusun üçte biri aynı-nakdi yardımlarla, ekmek fişleri, aşevi yemeği ile karın doyuruyor. Emekliler, öğrenciler öğün sayılarını bire düşürdü. Ben görüyorum Pazar yerleri, market kapıları ucuz, atık meyve sebze arayanlarla dolu.
Bugünler iyi, daha kötüsü geride…
KENT LOKANTALARI İSTENİYOR
Dolayısıya Kent Lokantası yoksulluk yarasına merhem olacaktır.
Sayın Köse de belediye bütçesinin olanaklar çerçevesinde Kent Lokantası projesini hayata geçirmeyi düşünmelidir. Bunun için (bir öneri olarak söylüyorum) belediye, 6 bin kişiye üç öğün yemek pişirme kapasitesine sahip Mobil Aşevi Tır’ını şehrin çeşitli noktalarında açılacak kent lokantalarına yemek üretimi yapmak için kullanılabilir. Sayı bu kadar olmayabilir, ama bir yerden başlamak lazım.
Sadece Fuat Köse’den değil, bütün CHP’li belediye başkanlarından Kent Lokantaları açmaları, önünden de fotoğraflar bekliyoruz.
İnanıyorum ki; el birliği, iş, güç birliği ile bu kentte yatağa aç giren kimse kalmayacaktır.
Giresun’da yoksullukla mücadele seferberliği ilan ediyorum.