Şair Yevtuşenko
diyor ki, “Gençler halktır”…Doğru, yarının yönetim kurumlarını onlar
yönetecekler. Hayatın her alanında etkili ve etkin olacaklar. Onlar bizim sonramız…
Dolayısıyla onların gelişmiş ülkelerdeki çağdaşları gibi eğitimle, bilimle, sanatla,
kültürel değerlerle, insani erdemlerle donatılmaları, demokratik ve özgür bir
ortamda yetişmeleri önem kazanıyor.
Ama ülkemizde ne yazık ki gençler böyle görülmüyor. Genç değince akla, özelliklerini, hayatlarını yaşayamayan, iradelerini kullanmalarına fırsat tanınmayan, bir an önce ülkeyi terk etmeyi düşünen mutsuz ikinci, hatta üçüncü sınıf insan topluluğu geliyor.
Büyüdükçe işsizlik, açlık, yokluk, karamsarlık, kaygı onları bekliyor.
Sayısız örnek var, gençlerin neden genç olamadıklarını gösteren. Son ve en eksta örnek de bizim ilimizden.
Anlatalım, irdeleyelim…
Bir gurup üniversite öğrencisi, sosyal medyada üniversitenin adını taşıyan dans gurupları var. Oradan örgütlenip kamusal bir alanda bir nedenle kutlama için bir araya gelip eğlence düzenliyorlar. Görüntüleri de yayınlıyorlar.
Vay efendim
sen misin eğlenen…. Gençler, kıyafetleri, dansları, masa üstündeki içki
şişeleri, çaldıkları müzikleri nedeniyle gerici, yoz ve yobazların, o gençleri
anlamayanların, hayatlarını ağlarla örenlerin saldırısı başlıyor.
Tepki çeken eğlence olarak sosyal medyada haberler dolaştırılıyor.
O gençler bir anda adeta bilmem ne partisi düzenlemiş gibi algılatılıyor.
İşin ilginç yanı anne babaların emaneti öğrencilerine sahip çıkması, koruması gereken üniversite yönetimi de bir açıklama yaparak bu linç kampanyasına katılıp onları suçlu ilan ediyor. Dans gurubu üniversitenin bilgisi dışında kurulmuş, eğlence için izin alınmamış, etkinlikten haberleri yokmuş. Asla tasvip etmiyorlarmış ve bu nedenle gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmış…
Kim, hangi yasa, yönetmelik veriyor bu hakkı onlara? Üniversite öğrencilerinin bireysel tutum ve davranışlarını kontrol ve disipline etme, onların hayatlarını yaşama hakkını nasıl kendilerinde görüyorlar?
Eğlenceyle ahlak arasında bir bağ kurup,eğlenceyi ahlaksızlık gibi görüp nasıl böyle bir yargılamaya kalkışıyorlar.
Kimdir bu soruşturmanın tarafları? Ne soracaklar soruşturma komisyonu öğrencilere; niye böyle eğlendiniz mi diyecekler?Öğretmenlere ne soracaklar: Niye öğrencinizin böyle eğlenmesine izin verdiniz mi diyecekler?
Başka ülkede bırakın başka ilde böyle bir şey olmaz.
O çocuklar travma yaşıyorlar. Ve Giresun’dan kötü anılarla ayrılacaklar. Onların ülkeye olan güveni daha hayatlarının ilk adımında sarsıldı. Kaybettik onları.
Yazık, hatta yazıklar olsun. Başka işiniz yok mu sizin. Mesela Giresun Üniversitesi’nin yerlerde sürünen eğitim-öğretim kalitesini düzeltmek, yükseltmek gibi…Üniversitenin şehirle bütünleşmesini sağlamak, ekonomik, sosyal, kültürel katkısını artırmak gibi.
Ben çok üzüldüm.
Ama siz utanın…