9 yıl önce bugündü…
Ankara’da Barış Mitingi için Gar mevkinde toplananlara IŞİD’in canlı bomba giymiş hainleri saldırdı,kendilerini patlattılar. En küçüğü henüz 8 yaşında olan 109 canı orada kurban verdik. 500’ü aşkın yaralı vardı.
O gün parçalanan canları, acı ve çaresizliği, kulakları sağır eden çığlıkları, TOMA’larla biber gazı sıkılan hastaneye gitmeleri engellenen yaralıları unutmadık.
10 Ekim Türkiye’nin en kanlı, en kara günü olarak tarihe geçti. Ve saldırının failleri, arkasındaki güçler, karanlık noktalar bugüne kadar hala aydınlanmadı. O eylemin önceden bilindiği iddiaları ortada duruyor. İki canlı bombanın Ankara’ya girişi, eylemi planlama süreçleri biliniyordu. İstihbarat zafiyetine neden olanlar bulunamadı. Hiç bir kamu görevlisi ihmalli bulunmadı, yargı karşısına çıkmadı, siyasi iktidar yargılanmalarına izin verilmedi. Mahkeme bu eylemi insanlığa karşı suç olarak kabul etmedi. Dolayısıyla adalet de hala yerini bulmadı.
Dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanlığı töhmet altında kaldı. Ölenler öldükleriyle kaldı.
O güne gidelim. Hatırlayalım…7 Haziran seçimi sonrası oluşan siyasal uzlaşı anlayışı ve barış ortamının sürdüğü günlerdi. AKP yenilmişti. Parlementer demokratik sistem vardı. Hiç bir parti tek başına hükümet kuramadığı için koalisyon görüşmeleri sürüyordu.
Yeni bir dönem başlayacaktı. İşte buna izin verilmedi.
Amaç bu günlerin ekonomik, siyasal, yeni toplumsal düzenini kurmak, tek adamlı yönetim sistemini şekillendirmekti. Coğrafyamızdaki paylaşım, işgal, stratejik planların, Emperyal emellerin gerçekleşmesi gerekiyordu. AKP ve Erdoğan’ın rolü sürmeliydi. Bu nedenle orta yerimize, Türkiye’nin kalbi Ankara’ya bomba konuldu. Ortalık karıştırıldı. Güvenli ortamı bozuldu ve halkta güvensizlik, kaygı ve endişe yaratma planı devreye girdi. Türk halkı güvenlikle tehdit edildi.
Tam o sırada Bahçeli çıktı ‘yeniden seçim’ dedi. Partiler arası görüşmeler sona erdi. Seçim oldu, AKP’li yıllar kaldığı yerden devam etti, Erdoğan’ın saraya giden yolunun taşları döşendi.
Dönemin Başbakanı bomba sonrasında “oylarımız %49.5’a çıktı demedi mi?”
10 Ekim aslında sadece insan katliamı için gerçekleştirilmiş bir terör eylemi olarak görülmemelidir. O eylem bir devir başlatmak için tezgahlandı. Sonuçlarını gördük, patlayan bomba Cumhuriyet rejimini, demokrasiyi de yaraladı.
Katliamı unutmadık. Ama IŞİD’le ortaklaşarak siyasi güç ve iktidar kudreti elde edenleri, kanla tarihin akışını değiştirenleri de unutmadık.