2002 yılında Ak Parti’nin kurucu il başkanlığı görevini yapan ve ardından ilk seçimde Giresun milletvekili olan Hasan Aydın, 11 yıl sonra 11. İl başkanı olarak başladığı yere döndü.
Geçtiğimiz hafta ataması yapılan Aydın, ilk iş olarak basın yayın kuruluşlarına koltuğuna oturduğu anın fotoğraflarını yolladı.
Bu davranışını o koltuğa verdiği önemin bir göstergesi olarak algıladık.
Umarız öyle olur.
Sayın Aydın’ın o koltuğu sadece oturulan bir araç değil, ilimizin sorunlarının çözümü ve hizmet için Ankara ile bağ kurarak iktidar partisini doğru biçimde temsil etme makamı olarak görmesini diliyor ve bekliyoruz.
Aydın ilimize hayırlı olsun.
Kendisinin neden tercih edildiğini, hangi pazarlıklarla üzerinde uzlaşıldığını bilemeyiz. Bize karanlık.
Zaten Aydın’ın, nasıl bir il başkanı olacağını bugünlerde hazırlayıp (Kerim Aksu'yu eleştirmekten fırsat bulursa) kamuoyuna açıklayacağı yönetim kurulu listesiyle anlayacağız.
İki olasılık var…
Ya listesini milletvekillerinin, teşkilatların, partinin önde gidenlerinin görüşlerini dikkate alarak kendi tercihleriyle belirleyip, iradesini kullanarak son kararı verecek…
Ya da; Ak Parti Gurup Başkan Vekili Nurettin Canikli’nin eline verdiği listeyi kabul edip kamuoyuna açıklayacak.
Sayın Hasan Aydın’a bu noktada nasihat vermek haddimize değil. Hatta bizi de ilgilendirmez, “ne hali varsa görsün” de diyebiliriz.
Ama bunları yapmak yerine gazeteci sorumluluğu ile beklentilerimizi ve uyarılarımızı sıralamak daha doğru olacaktır.
Aslında Sayın Hasan Aydın’ın ne bizim ne de hiç kimsenin tek bir kelamına bile ihtiyacı yok.
Çünkü Türk siyasi tarihine örnek olacak bir görev dönemine sahip Sabri Öztürk gibi bir selefi var.
Cümle alem gördü… Öztürk delegeler tarafından seçilmiş bir il başkanıydı.
Ak Parti Gurup Başkan Vekili Nurettin Canikli ve birlikte politika yaptığı ‘yandaşları’ tarafından nedense istenmeyen adam ilan edilerek görev yapmasına engel olundu, pasifize edilerek yetkileri başkasına kullandırılmaya çalışıldı.
Sonra da istifa ettirildi.
Aydın O’nun gibi olur mu, dik durup kimseye taviz vermeden görev yapar mı?…
Gaza getirmek için demiyorum ama kendisini tanırız, inşallah değişmemiştir.
Dirayetini, kudretini, iradesini görmek isteriz.
Öyle ya; il başkanı dediğin önce dik durmasını bilecek.
Hele de o il başkanını Başbakan bizzat kendi atamışsa…
Kimsenin, onun, bunun, ötekinin, berikinin adamı olmasına gerek yoktur.
Böyle olursa Giresun’a hizmet eder.
Yok eğer Sabri Öztürk’ün yaptıklarını yapmayan, her denileni yapan bir başkan olması hem kendisine, hem de Giresun’a çok şey kaybettirecektir.
Ak Parti, il- ilçe başkanı sorununu kısmen de olsa çözmüş gibi görünüyor. Ama bitmeyecek ve yine tekrarlanacaktır. Çünkü partide krize neden olanlar sorun yaratanlar, bunu ilin bütününe yayarak, kurumlar, kişiler arasında yapay söz ve eylemlerle gerginlik ve çatışma yaratarak bundan nemalananlar, sonra da bunu Giresun’a hizmet yapamamanın kılıfı olarak gören o ‘malum’ kişiler söz, karar, yetki makamlarında hala duruyor ve muteber görülüyorlar.
Giresun siyasetinin temizlenmesi, arınması gerekiyor. Giresun’un kurtuluşu, hangi partide olursa olsun bu afralı, tafralı ve safralı, siyaseti menfaat için yapan kişilerden kurtulmaya bağlı.
Ak Parti bunu Hasan Aydın'la birlikte yaparak aklanabilecek mi; bana göre çok zor…İnşallah yanılırız.
Bekleyip göreceğiz…