AK Parti Giresun İl Başkanı Hasan Aydın, il başkanlığı koltuğunu oturur oturmaz temizlik şirketi çalışanları üzerinden belediye çalışanlarının maaşına tartışmaya açtı.
En yüce değer olan emeği siyasete malzeme yaptı.
Bu doğru değildi.
Nitekim şimdi de tabiri caizse ‘çark ettl’…
Giresun Belediyesi’ni kazanmaları halinde hiçbir işçiyi çıkarmayacaklarını söyledi.
Bu açıklama, Ak Parti’nin her fırsatta dile getirdiği ‘belediyeye çok işçi alınıyor’ söyleminin iflası, dolaylı yollardan da olsa Kerim Aksu’nun kadro yönetimi politikasının takdiridir.
Demek ki hani olur ya; Ak Parti seçimi kazanır belediyeyi alırsa aynı politikayı sürdürecek!..
Zaten aklın yolu bir
Çalışan nüfusu çok olan bir kenttin insanları mutlu olurlar.
Her evde bir çalışanın olması o evin bacasının tütmesi demektir.
Aile birliği, bütünlüğü o zaman korunur.
Düşünün…
Giresun’un üniversiteden sonra en çok işçi çalıştırarak istihdam ve katma değer yaratan kurumu belediye…
900 dolayında çalışan…
Bugüne kadar olmadı ya… Hani eğer Kerim Aksu bir ay çalışanlarına maaş ödemesin, Giresun ekonomisi batar.
Keşke belediye daha çok işçi çalıştırsa…
İş, işçi, çalışan, istihdam ekonomi ve buna benzer kavramlar konusunda Ak Parti ak değil.
En son konuşması gereken de Hasan Aydın.
Çünkü Sayın Aydın’ın mensubu olduğu Ak Parti uyguladığı politikalarla tüm Türkiye’yi olduğu gibi Giresun’u da, yoksul ve yoksunlaştırıldı.
Ne kadar özel-tüzel iş ve istihdam yaratan kurumumuz varsa hepsi birer birer kapandı.
Kesin rakamları bilmek mümkün değil ancak; Giresun’un 12 yıl önce 5-6 bin dolayında sendikalı, sosyal güvenceli hak ve menfaatleri korunan, geliştirilen yani gerçek çalışan emekçisi vardı.
Sadece SEKA ve Fiskobirlik bile bu kente yetiyordu.
Ama şimdi ne yazık ki Giresun ekonomisinin çarkı, belediyede ve diğer kurumlarda hizmet sektörü üzerinden işe girerek çalışanların maaş diye aldığı 3-5 kuruşla dönüyor.
İşsizlerimiz boğaz tokluğuna girip çalışacakları evine ekmek götürecekleri iş arıyor. Ne iş olsa yapmak zorundalar.
Giresun ucuz işgücü cenneti oldu.
Yerel seçim öncesinde hazır böyle bir tartışma başlamışken…
Mevcudun, Kerim Aksu’nun yaptıkları ortada.
Yapacaklarını da anlatır.
O’na da soruyorum.
Ama ben asıl O’na rakip olanlarınkini merak ediyorum.
Billboardlarda kelli felli fotoğraflarıyla sırıtan bu kenti yönetmeye talip adayların hepsine birden soruyorum…
Hadi ötekileri geçtik; (çevre,ulaşım, kültür-sanat, turizm, imar vesaire..)hanginizin bu kentin işsizlik gibi makus talihini tersine çevirecek politikanız var?..
Yok…
Bırakın politikayı vaatleri dahi yok.
Hepsini izliyorum. Kav çakıyorlar. Tuzları kuru nasılsa. Halleri vakitleri iyi.
İşsiz için niye kafa yorsunlar ki…
Aslında politikaya molitikaya gerek yok… Seçmen eli sıkmakla, kucaklayıp öpmekle oy alacakları bir seçmen kitlesi var nasıl olsa.
Onlar da biliyorlar.
İşsiz bırakılan, yoksullaştırılan, üretmeyen, muhtaç durumdaki, bulgur, prinç, makarna kömür, ayni ve nakdi yardımlarla iradesi tecelli eden bir halkın oyunu almak daha kolaydır.
Kim ne derse desin; Türkiye’ye demokrasi ne anayasayla ne babayasayla; seçenle seçilen arasındaki menfaat ilişkisi bittiğinde gelecektir.
Önümüzdeki seçimde alınan ve geçerli olan oyların toplamına bu ilişki ne kadar yansıyacak, bekleyip göreceğiz.