Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü" nedeniyle yayımladığı mesajda, kız çocuklarının sünnet ettirilmesini aile içi şiddet olarak nitelendirdi.
Rektör Attar, yaptığı değerlendirmede, 25 Kasım 1960 tarihinin, Dominik Cumhuriyeti’nde, Trojillo Diktatörlüğü’ne karşı direnişi sergileyen Mirabel Kardeşlerin, cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret ettikten sonra tecavüz edilerek öldürülmelerinin tarihi olduğunu hatırlattıktan sonra, "25 Kasım, dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların ve kız çocuklarının giderek artan ve çeşitli biçimlerde maruz kaldıkları cinsiyete dayalı şiddete dur demek için, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü”dür"dedi.
Gün nedeniyle aynı zamanda Giresun Üniversitesi tarafından düzenlenen II. Uluslararası Kadın Sempozyumu ve Sanat Çalıştayı Onursal Başkanı olarak da görüşlerini açıklayan Aygün Attar, açıklamasında şunları kaydetti: "BM Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne göre, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, “bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen” şiddettir.
"KIZ ÇOCUKLARIN SÜNNETİ AİLE İÇİ ŞİDDETTİR"
Kadına yönelik şiddet, ister kamusal alanda ister özel yaşamda meydana gelsin, kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine, acı çekmesine, onurunun zedelenmesine, kadının özgüvenini yitirmesine ve kadınlara karşı ayrımcılığın sürmesine yol açan bir eylemdir. Kadına yönelik şiddet olaylarına işyerinde, sokakta, okulda, gözaltında, savaşlarda rastlanmaktadır. Ancak, kadınlar, en korunduğu yer diye düşünülen “aile içinde” kendi evinde sevgi, saygı beklediği insanlar tarafından da yaygın bir şekilde şiddete uğramaktadır. Bunun en çarpıcı ve kabul edilemez örneği, kız çocuklarının sünnet edilmesidir.
"KAMUSAL NİTELİĞİ OLAN BİR SORUN"
Kız çocuklarının sünnet edilmesi, çocuk gelinler, ensest ilişkiler… ne yazik ki insanlık tarihiyle yaşıt, kimi zaman da yüzleşmesi çok zor gerçeklerin gölgesinde durmaktadır. Başta Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezimiz GÜKAM olmak üzere, Giresun Üniversitesi olarak; cinsiyet ayrımının tam karşısında durmak için, eğitim ve sağlik gibi temel hakların ve özgürlüklerin birer yaşam hakkı olduğunu aktarmak için, çalışmalarımız aralıksız devam edecektir. Çünkü kadına karşı uygulanan şiddet, taşıdığı özellikler ve yaygınlığı nedeniyle hukuk sisteminin görmezden gelemeyeceği, kamusal niteliği olan bir sorundur".