Giresun'a gelen ilk Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tü.
Atatürk, eşi Latife Hanımla beraber Hamidiye Kruvazörü ile çıktığı yurt gezisi programı kapsamında, 19 Eylül 1924 yılında limize geldi.
"Giresun Uşakları" O'nu şanına yaraşır biçimde mahşeri bir kalabalıkla, aba,zıpka,başlıkla, elde bayrakla, kemençe, gırnata, davulla, düğün yapar gibi karşıladı.
89 yıldır bizim onur kaynağımız olan bu ziyaretten geriye pek çok şey kaldı. Onu siyaset tarihçileri hatırlatsın.
Ama herkesin bildiği, aklında, yüreğinde tuttuğu sözü bir kez daha herkese hatırlatalım: " Afyonkarahisar ve Dumlupınar’da sizin uşaklar da vardı. Bundan dolayı müsterih ve memnun olabilirsiniz"…
Bu güne kadar Giresun'u bundan daha iyi tanımlayan, Giresunluları bundan daha iyi açıklayan böylesine güçlü cümleyi başka hiçbir lider kuramadı.
Ne mutlu bize!
Atatürk Emperyalizme karşı savaşa iki gönüllü alayla katılan,cumhuriyetin kuruluşunda can ve kan veren silah arkadaşlarını, onların yaşadığı kenti bu sözlerle hem payelendiriyor, hem de cumhuriyeti koruma, kollama ve yüceltme görevi veriyordu.
Giresunlular istisnalar hariç hep bu vasiyet gibi sözün anlamına uygun davrandı.
Öyle de davranacak…
Ne demiştim; "Giresunlular oldukça Cumhuriyet yıkılmaz"…
Cumhuriyetin hizmetlerinden, nimetlerinden yararlanamasa da, işsiz, aç, açıkta,yokluk ve yoksulluk içinde olsa da, kalkınma ve gelişmeden nasibini almamış olsa da…
* * *
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'e gösterilen ilgi, sevgi, coşkulu kalabalıklarla karşılama törenlerinin özünde yatan budur.
Bunda yadırganacak, şaşıracak ne var?
Cumhuriyeti kuranların torunlarının yaşadığı kentte cumhuriyetin başkanı, cumhuriyetin en üst makamında oturan kişi böyle karşılanır.
Adettendir.
Ders olsun…
Cuntacı Kenan Evren'i saymıyorum; Sayın Abdullah Gül, merhum Fahri Korutürk'ten 35 yıl sonra Giresun'u onurlandıran ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Ancak kısmet değilmiş…Gül'ün geldiği gün il dışındaydım.
Bu tarihi ana ne yazık ki tanık olamadım, ama uzaklardan hemşerilerimin heyecanlarını paylaştım.
Sayın Gül'ün Giresun'da kaldığı süre içindeki ziyaretlerini çeşitli kaynaklardan yararlanarak özenli cümlelerle haberleştirerek okuyucularımıza ulaştırdım.
En azından böylesi bir katkı sundum.
Gül'ün ziyaretinin yorumuna gelince…Bu uzun sürer.
Ancak özetlemek gerekirse; nasıl Atatürk'ün o sözü akılda kaldıysa Gül'ün ziyaretinden de geriye hınca hınç dolu meydanlar kaldı. (Vali Hasan Karahan'ı, Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu'yu kutlarım),
Bir de Giresun Üniversitesi'ndeki o beni çok duygulandıran karşılama töreni…
Ellerinde Türk bayraklarıyla kendi ülkelerini bayraklarını dalgalandıran o öğrenciler, Cumhuriyetin gelişmişlik düzeyini ve Giresun Üniversitesi'nin bir dünya üniversitesi olduğunu gösterdi.
Sanıyorum Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün de aklında o kaldı.
Teşekkürler Rektör Prof.Dr.Sayın Aygün Attar; böyle gurur duyacağımız bir üniversite yarattığınız için…
* * *
Merak bu ya…
Acaba 2 yıldır gelmedikleri, gelmeyi bırak her fırsatta yerden vurdukları, karalayıp kötüledikleri, gelişmesini büyümesini engelledikleri illerinin üniversitesine, Cumhurbaşkanının peşine takılarak gelen 'Giresun Milletvekilleri' olarak bilinen zat-ı muhteremler ne düşündüler, bu tabloyu görünce…
Umarız fikirleri değişmiştir. Ayakları alışır. Bundan sonra Giresun'un üniversitesini de temsil etmeye karar verirler. Sıksık ilgi duyup, bilgi alıp görev ve sorumluluklarının gereğine uygun davranırlar.
Çatışmayla ne elde edilir. Kocaman bir hiç…
İyi ki Sayın Cumhurbaşkanı yoklama yapmadı. Yoksa adı Canikli olanın orada olmadığı anlaşılacaktı.
Son söz…
Bu ziyaret öncesi ve sonrasında; Vali, Belediye Başkanı ve Üniversite Rektörünün uyum ve işbirliği içinde olduğunu gördük.
İdari üst yapıdaki bu birlik Giresun'a çok şey kazandıracaktır.
Gerisi hikaye…
(İSTANBUL-27.11.2013)