Avrupa Birliği (AB) Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu’nun 16’ncı toplantısı Giresun Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, konukları “bu tarihi toplantıya ev sahipliği yapmaktan onur duyuyorum. Yaşayan ve Yaşatan Kent Giresun’a Hepiniz Hoş Geldiniz” diye selamladı.
LEHMANN TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASINI TAKDİR ETTİ
AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Heinz Lehmann, açılış konuşmasında, Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesinin kendilerini çok mutlu ettiğini, yerel yönetimler olarak bu sürece katkı sağlamak adına burada olduklarını söyledi.
“Türkiye’nin ifade özgürlüğü, sosyal medya ve toplanma özgürlüğü konularındaki kısıtlı durumunun, AB standartlarına uyumlu olmadığı konusunda eleştiriler var” diyen Lehmann, “Ancak AB katılım süreci, özellikle hukukun özgürlüğü ve temel özgürlükler bağlamında ülkeleri ileriye götürmeyi hedefliyor. AB-Türkiye ilişkilerinin bir sonraki önemli noktası vize özgürleşmesi olabilir. 1 Ekim’de kabul edilmiş olan katılım anlaşmasıyla Türkiye bu vize yol haritasını da onaylamış durumunda her iki taraf için de sonuç yararlar getirecektir” dedi.
Türkiye’nin bir buçuk milyon kadar Suriyeliyi ülkesinde ağırlamasını takdir ettiklerini söyleyen Heinz Lehmann, “ Avrupa Komisyonu da bu noktada ilave bir finansal destek paketi göz önünde bulunduruyor. Aynı zamanda Türkiye’nin dinamik ekonomisi de bu noktada refaha ve Avrupa kıtasının genel anlamdaki refahına büyük bir katkıda bulunmaktadır” diye konuştu.
Lehmann, AB ve Türkiye arasındaki diyalogların bölgesel ve yerel düzeyde devam ettirilmesinin de önemli olduğunu sözlerine ekledi.
BAŞKAN AKSU: AB’NİN ÖZGÜRLÜKLERİNİ, İNSAN HAKLARINI İSTİYORUZ
Giresun’un CHP’li Belediye Başkanı Kerim Aksu da, müzakereler sürecinde 2005 yılından 2013 yılına kadar hiçbir başlık açılmadığını ancak son açılan başlığın belediyeleri çok ilgilendirdiğini söyledi. Aksu, “Müzakere başlığının, yerel yönetimlerin hizmet kalitesinin artırmak amacıyla belediyelerin, gelir kaynaklarından yetki alanlarına kadar çeşitli düzenlemeler gerektirdiğini biliyoruz. Ümit ederiz ki bu başlıkta müzakereler sorunsuz tamamlanır, mevzuat ve uygulamalarımız AB ile uyumlu hale getirilir. Biz AB’nin fabrikalarını, ekonomisini istemiyoruz. İnsan haklarını, özgürlüklerini, şeffaflığını istiyor, bunların gerçekleştiği bir ülkede yaşamayı hayal ediyoruz. AB yolundaki çabamız devam edecek. Sadece ekonomik kazanımlar için bir çaba değil bu. Bağımsız yargı, insana saygılı bir toplum için AB direncimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
SCHMİDT: KADINLAR YEREL YÖNETİMLERE KATILMALI
AB Türkiye Delegasyonu adına söz alan İkinci Katip Andreea Schmidt ise, şunları söyledi: “Yüksek kalitede hizmetlerin sağlanması için yerel idarelerin güçlendirilmesi gerekiyor. AB delegasyonu ve AB Komisyonu, Türkiye’deki yerel gelişmeleri takip etmektedir. Düzenli olarak ilerleme raporu hazırlanmakta ve 2013-2014 ilerleme raporu bazı eleştiriler içermektedir. Büyükşehir belediyeleriyle ilgili olarak kabul edilen bir kanunda, belediyelerin sınırları genişletmekte ve artan yetkiler sunulmaktadır. Bu, küçük belediyelerin kamu hizmetleri gerçekleştirmesini zorlaştırmaktadır. Mali bağımsızlığın bütün ülkeye yayılmadığı görülmektedir. Yerel idareye kadınların katılımı konusunda iyileştirmeler olsa da kadınların katılımı az görülüyor. Yerel yönetimlere kadınların katılması gerekir. Kadınların ve erkeklerin eşit olarak temsil edilmesi AB değerlerinden biridir. Bunun tersini iddia etmek bu çağda olanaklı değildir. Kadınların oy hakkı çok önceden verildi Türkiye’de ama bunun daha da ileriye taşınması gerekiyor. Kadınların iş gücüne katılımı Türkiye’de yeterli düzeyde değil. Kadınların iş hayatına katılması konusunda ne yapıldığını görmek istiyoruz. Kadın cinayetleri var ve bunun için neler yapıldığını tartışmak istiyoruz. Türkiye bu konuda üye ülkelerin deneyimlerinden yararlanmalıdır.”
AĞBABA: İKTİDAR PARTİSİNDEN OLURSANIZ HİZMET GELİR
Toplantının, ‘Katılımcı yerel demokrasi’konulu oturumunda konuşan CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da, Türkiye’de seçim döneminde başlayan baskının seçim döneminden sonra da devam ettiğini belirterek şöyle konuştu:
“Maalesef Türkiye’ye özel bir uygulamadır ve geçmişten beri devam ediyor. Sadece AKP’ye mahsus değildir. İktidar partisinden olursanız hizmet gelir, olmazsanız hizmet gelmez. Muhalefetteki belediye başkanlarıı seçimlerde sadece rakiplerine ve siyasi partilere karşı mücadele vermezler. O kentin valisine, kaymakamına, sağlık müdürüne, emniyet teşkilatına karşı da mücadele ederler. Böyle haksızca bir durum vardır. CHP, katılımcı demokrasi konusunda çeşitli projeler geliştiriyor, örneğin kent konseyleriyle. Tüm belediyelerin de katılımcı demokrasi anlamında sivil toplum kuruluşlarını meslek örgütlerini çok önemsemesi gerekiyor.”
Türk Halkının AB’ye olan güveni her geçen gün azalıyor. İlk dönemlerde halkın büyük bölümü AB’ye girmeyi destekliyordu. Bu oyalama politikaları, bu güvene zarar vermektedir. Türk Halkı AB’ye girsede girmese de çağdaş yaşamı yakalayacaktır. Türk Halkının Müslüman olması ve bazı AB ülkeleri tarafından tepki görmesini anlamak mümkün değildir. Avrupa ile Asya’yı bir birine bağlayan Türkiye’nin AB’ye alınmaması AB için de büyük kayıptır.
Toplantılarda ayrıca; Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili,Avcılar Belediye Başkanı Dr. H.Handan Toprak Benli, Londra Hillingdon Meclis Üyesi AB Bölgeler Kom. Üyesi David Simmon,Newcastle Belediye Meclisi Üyesi Doreen Huddart , Kadıköy Eski Bel.Baş. Selami Öztürk, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, , Giresun Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Demirci görüşlerini açıkladı.