Taşbaşı Parkı (2)

Yarın, Pazartesi 12.30’da Taşbaşı Parkı için adliyeye yürüyeceğiz. Gasp edilen parkımızı hukuk yoluyla geri istiyoruz. Cumhuriyetimizin en önemli kazanımı olan mülkiyet hakkımızı vermeyeceğiz. Bugün bir kişi parkımızı alır, yarın o kişi fındık bahçelerimize, arsalarımıza, evlerimize el koyar.
Başkan Fuat Köse’nin arkasındayız, bu yüzden orada olacağım. Partiler, anlayışlar, inançlar üstü bir mevzu bu. Bakacağım kim orada olacak. Giresunluların yoklama günü bugün. 

Cami işin bahanesi. Bir şeylerin önünü açmaya çalışıyorlar.

Fotoğralarda da görüldüğü gibi caminin büyük bölümü liman sahasında. O zaman Taşbaşı Parkl’na çökeceğinize limana çöküp, valinin evinin dibine fabrika kuranların, orada mamul üretimi yapanların arazisine çökün de görelim sizi. Madem çöktünüz de o zaman liman sahasıyla Ticaret ve Sanayi Odası binası parkın merdivenleri ve Karadeniz Sahil Yolu da aynı yerleşke içinde, hepsine çökün oldu olacak.

Cami değil, musalla taşı bile yapamazsınız oralara. Hem Taşbaşındaki caminin yeri belli değil ama mezarlığın yeri belli; havuzun kuzeyi…Camicilerden sonra mezarcılar da çıkabilir. Mezarımızı istiyoruz diye. Mezar ölü yatırım, onu kimse istemez…

Hükmü şahsiyeti sona ermiş, akrabi talugatı kalmamış bir vakfın varlığından hiç bir eser kalmamış, sırf atasının camisini yapma hevesinde olanlara Allah akıl fikir versin.

Beytulmala el uzatarak alınan bir alana cami yapmak caiz midir? 10 tane caminin arasına cami sıkıştırmak şatafat değil midir?

Ayıptır, yazıktır ve de günahtır.

Diyelim ki başardılar…

Yarın Matos Ağa’nın akrabaları mülkünü, Andon usta kazancılardaki bıçakçı dükkanını,  Giresun’da 14 yıl belediye başkanı yapmış Kaptan Yorgi’nin İtalya’daki akrabaları mezarını, evini, Anastas ağa’nın üçüncü kuşak torunu Aksu vadisindeki bahçelerini, Hasan Dede’nin soyundan gelenler cami yaptığınız Cem evini ve arazilerini, papaz Aleksi’nin yakınları Gogara kilisesini, Rumlar mekteplerini, Ermeniler tiyatrolarını, bir vakıf kurup camiyi emsal gösterip isterlerse ne yapacaksınız?

Demem o ki; amacınız bu kadim kenti tarihiyle hesaplaşmaksa, bunun sonu Miletoslulara, Cenevizlilere kadar gider. Tarihi Rektörlük binasının eteklerinde kurulu Aretias’daki otelleri, şarap evlerini, dans evlerini balıkçı meyhanelerini de ben isterim. 

Pontıs kralı Farnakyas’ın dıdısının dığdısı Giresun Kalesi’ni dedem yaptırdı da geri alacam da diyebilir. Amazon kadınlar adalarını isterler. Siz Osmanlı torunusunuz da onları Leylekler getirmedi ki!
Giresun kadim bir şehir, 14.yüzyıldan sonra buralardayız. Ondan öncekilerin eserlerini sahiplenip korumuşuz, üzerinde medeniyetimizi kurmuşuz. Sadece cami yok bu geçmişte.  Bir kültür var. 

Elinize cami harabesi fotoğrafı alıp hakkımızda ve tarihi eserlerimiz konusunda hiç iyi rüyya görmeyen Trabzon Anıtlar bilmem ne kuruluna bir takım güç odaklarını devreye sokarak tescil ettirip   parkımızı elimizden almamızı sağlayanların ortak adı Giresun hainleridir. Giresunlunun parkını alıp İstanbul’da kadük bir vakıf üzerine kaydettirenlere ne denir? Giresunlu denmez. Onlarla ortak akıl filan üretmeye kalkanlar, girişimlerinde iyi niyet arayıp kapılarını açanları da aynı görüyorum.

Son 23 yılda SEKA, Adel Kalem, Sunta fabrikası, Petrol Ofisi dolum tesisi, TMO siloları, Petma, Liman, Başkan Gıda son olarak da Hekim Süt gibi bu şehre katma değer ve istihdam yaratan, iş aş demek olan pek kuruluş, irili ufaklı küçük-ortaboy işletmeler kapandı. Üniversitemiz tökezliyor. Fiskobirlik kapanma tartışması yaşıyor. Hangisini elinde bu kuruluşların fotoğraflarını gördünüz.
1 milyon Giresunlu göç etmiş. Yatak denkli bir gurbetçiye sahip çıktılar mı?
Yollarımız 1950-60’lardan kalma. Köprü istiyor köylü, okul, elektrik yok.  Dile getiren var mı?
Fındığımız uluslararası trostlere peşkeş çekildi. Irgat olduk bahçelerde.
Yokluktan, yoksulluktan geberiyoruz.
Sorun çok, ama STK yok. Var da kendilerine STK. Partiler sadece aday üretim merkezi. Milletvekilleri cicilik yarışında. Masaya yumruk vuran yok. Bunları değiştirmeden Giresun değişmez.

Ulan sizin ilinizin tabelası yolllardan kaldırılmış. Ankara’dan çık yola, Samsun’a, Ordu’ya, Trabzon’a gidersin. Sana vilayet gözüyle bakılmıyor. Köy olmuşsun, köy…

Var mısınız Samsun çıkışına tabela koymaya?

Bi gisiptirip gitmediniz,düşmediniz Giresunu’un yakasından.