ATA PARTİ İL BAŞKANI TURGUT: “8 MART EŞİTLİK GÜNÜ OLMALI”

HomeAnasayfa

ATA PARTİ İL BAŞKANI TURGUT: “8 MART EŞİTLİK GÜNÜ OLMALI”

Giresun’un tek kadın muhalefet partisi il başkanı olan ATA Parti İl Başkanı  Ümran Haliloğlu Turgut, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptı

Giresun’da okullar tatil, üniversiteden haber yok
Basın Konseyi’nden Ordu’da gazetecilere eğitim
Necmi Sıbıç’tan İstanbul’da önemli ziyaretler

Giresun’un tek kadın muhalefet partisi il başkanı olan ATA Parti İl Başkanı  Ümran Haliloğlu Turgut, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında tarihten örnekler de vererek Türk toplumlarının kadına verdiği öneme vurgu yaptı. Partisinin cinsiyetler arası ayrımcılığa redettiğini ve bütün organlarda kadın-erkek eşitliğini sağladığını belirten Turgut, “8 Mart’ın eşitlik günü olmasını diliyorum” dedi.

“KADINLAR KAZANIMLARINI HEP MÜCADELE İLE ELDE ETTİ”

Başkan Turgut açıklamasında Kadın, dalından kopartılarak kısa ömrünü birkaç güne indirdiğimiz, bir demet çiçekle “değerli” olduğunu hissettirmeye çalıştığımız bir varlık mıdır sizce?  Solmaya mecbur bırakılmış çiçekler gibi henüz ömrünün baharında ya bir eş ya bir baba ya kardeş ya da hiç tanımadığı karanlık yüzlü bir yabancı tarafından hayattan kopartılan kadınların günü ne olacak?” diye sordu. Turgut,” Senede bir güne sığdırılan Kadının Günü bile, emek mücadelesi verirken patron tarafından fabrikaya kapatılıp, çıkan yangın sonucu yanarak can veren 129 kadının yok oluşuyla var olmuştur! Kadın tarihler boyunca kazanımlarını hep mücadele ile elde etmiştir.” dedi.

“KADIN TÜRK KÜLTÜRÜNDE ERKEĞİN TAMAMLAYICISI”

ATA Parti İl Başkanı Ümran Haliloğlu Turgut, açıklamasında Türk kadınına tarihsel perspektiften bakarak, şunları söyledi:” Avrupa’da ve Orta Doğu’da kadınların köle olarak pazarlarda alınıp satıldığı tarihlerde Türk toplumlarında kadın; birleştirici, eşine destek olan, koruyucu, dostluk ve barışın sağlanmasında büyük rol üstlenen bir bireydi. Kazak Türklerinde bir atasözü der ki “Birinci zenginlik sağlık, ikinci zenginlik ise kadındır”.  Türklerin bereket kaynağı olarak gördüğü kadının önünde hanlar, hakanlar, cengaverler saygıyla eğilirdi. Böyle olduğu içindir ki bütün hanları toplantıya çağıran Cengiz Han, bir halka şeklinde oturmuş olan hanların sırayla kendisini tanıtmasından sonra sözü alarak “Ben sizin hanınız Cengiz Han. Sağ yanında oturan eşi Börte’yi göstererek bu da benin hanımdır” der. Hanım kelimesinin işte buradan geldiği söylenmektedir. Kadın kadim Türk kültüründe erkeğin tamamlayıcısı konumundadır. Orta Çağ gezginlerinden İbni Batuta seyahatnamesinde Türklerde kadının statüsünü “Bu yörede gördüğüm ilginç tutumlardan biri de erkeklerin kadınlara gösterdikleri aşırı saygıdır. Bu memlekette kadınlar erkeklerden üstün sayılıyor!”  sözleriyle anlatmaktadır.

Türk töresinde kadına verilen değeri anlamak için yer isimlerine bakmak bile yeterlidir. Altay Türklerinin Altay Dağı’nın en yüksek tepesine “Kadın Başı” ismini vermesi bu değerin bir göstergesidir. Türk destanlarında ve Türk felsefesinde kadın çok üstün bir konumdaydı. Türklerde acunun yaratılışına ilham olarak gösterilen Ak Ana adında bir kadındır. Manas Destanına baktığımızda Türk kadınlarının yalnızca çocuk doğurup onlarla ilgilenmekle sınırlandırılmadığını, ata binip, ok kullandıkları gerektiğinde yurtlarını koruyacak silah becerilerine sahip olduklarını dolayısıyla hayatın her alanında yer aldıklarını görürüz.  Dede Korkut hikayelerinde de Türk kadınları yiğittir, çeviktir, korkusuzdur, bilgelik atfedilen yüce varlıklardır.

Türk töresinde kadın ve erkek evlendiklerinde “eş” olur. Eşim kelimesi “eşitliğin” kısaltılmış halinden, “yârim” kelimesi ise yarımın kısaltılmasından oluşmuştur. Sonuç olarak kadın erkeğin tamamlayıcısıdır, sürekli erkeğin yanındadır, onun güç ve ilham kaynağıdır.  Türk kadını erkeğin dört adım arkasında değil, gururla yanında yürüdüğü diğer yarısıdır! Böyle olduğu içindir ki törenlerde hatun daima hakanın yanında oturur, siyasi ve idari alanlarda görüşlerini beyan ederdi. Hatunlara da hakana verildiği gibi “Bilge” unvanı verilir, tıpkı hakan gibi töreyle bu makama oturur ve ülkeyi birlikte yönetirlerdi. Devlet yönetiminde hakanın kararı hatun bu karara katılmadıkça geçerli sayılmazdı. Orhun Kitabelerinde de yer yer “Hakan ve Hatun’un buyruğu” sözüyle başlayan ifadeleri görürüz. Türklerde kadın erkek eşitliğini 6’ıncı yüzyılda, Göktürklerin Hakan ve Hatun’un yan yana portrelerinin yer aldığı madeni paralarında dahi görebiliriz. Kutadgu Bilig’de Ay Toldı oğlu Ögdilmiş’e öğüt verirken “oğul ve kız hakikatte gören gözün nurudur” derken Türklerin cinsiyet ayrımı bilmediklerini

anlarız”.

“KADININ BİREY OLMASINA KARŞI ÇIKAN ZİHNİYETLERLE MÜCADELE EDİLİYOR”

Cumhuriyet dönemiyle şimdiki kadınları siyasal haklar bakımından kıyaslayan ATA Parti İl Başkanı Turgut, partisinin kadına verdiği öneme dikkat çekti.

Turgut, “Türk töresinde devlet yönetiminde bulunan, Kurtuluş Savaşı sırasında kucağında bebesi ile cepheye mermi taşıyan, koskoca bir devletin kuruluşuna katkı sağlayan Türk kadını, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte dünyadaki birçok devletten önce seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur.  Ama ne acıdır ki bugün kadın bir yandan şiddet, taciz, ayrımcılık, baskı, ötekileştirme ve hor görülme gibi insanlık dışı sorunlarla mücadele ederken, bir yandan da toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının karşılığı olarak kadın ve aile kavramını dayatan, kadının birey olmasına karşı çıkan zihniyetlerle mücadele etmektedir.Gerek aile yaşamında gerek kamusal alanda her türlü ayrımcılığa maruz kalan kadınlarımız siyasette ise “kadın kotası” gibi ilkel bir pozitif ayrımcılıkla sözüm ona ödüllendirilmektedir! “dedi.

Ümran Haliloğlu Turgut, açıklamasında partisinin görüşlerini de açıklayarak “Özellikle belirtmek isterim ki Ata Parti cinsiyetler arası ayrımcılığı kuruluş tasarımında toptan reddetmiş; üst kurullarından başlayarak tüm yönetim kadrolarında kadın-erkek eşitliğini sağlamış, parti tüzüğünde il ve ilçe yönetimlerinde “kadın kolları” , “gençlik kolları” şeklinde ayrıma gitmeksizin kadın-erkek, genç-yaşlı  toplumdaki bireyleri eşit temsil edecek bir yönetim şeklini benimsemiştir. Bu duygu ve düşüncelerle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kutlanacak bir gün değil, tüm toplumlarda kadın-erkek cinsiyet ayrımına son verecek “eşitlik günü” olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.”ifadesini kullandı.

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: