Ufuk Kekül Distopik- ütopik bir romanı yaşıyoruz. Herşey kurgusal. Birgüne ne çok akıl dışı şey sığdı. En sonuncusu en düşündürücü olanı. Haç
Ufuk Kekül
Distopik- ütopik bir romanı yaşıyoruz.
Herşey kurgusal.
Birgüne ne çok akıl dışı şey sığdı.
En sonuncusu en düşündürücü olanı.
Haçlı seferleri üzerinden tespit yaptı diye bir siyasi partinin genel başkanı, bir akademisyen, eski milletvekili sokak kuşatılıp yemek yediği lokantadan gözaltına alınıp İstanbul’a götürülüyor. Saatlerdir yargı karşısına çıkarılmadı.
Suç Cumhurbaşkanı’na hakaret, halkı kin ve nefret duygusuyla tahrik etmek, kışkırtmak…
Ne yapacak bir siyasetçi tabi siyasi söylemlerle eleştirecek, sorgulayacak politika yapacak. Yemek tarifi mi yapsaydı?
Ne yapacak bir siyasetçi tabi siyasi söylemlerle eleştirecek, sorgulayacak politika yapacak. Yemek tarifi mi yapsaydı?
Ümit Özdağ, dikkatlice takip edilen bir genel başkan. Örgütü, il-ilçe başkanlıkları yok. Zafer Partisi’nin kurumsal kimliği ile bir siyasal çalışması yok. Son dönemde Avrupa’daki ‘katı, radikal milliyetçilik’ ‘düzen muhalifliği’ akımlarından etkilenen bir proje yürütüyor eylem ve söylemleriyle Özdağ. Bu yeni bir siyasi anlayış gibi görülüyor, kitleler benimsiyor, toplumda karşılık buluyor, partinin oyları artıyor. Oy kaynağı AKP-MHP…İktidarın rahatsızlığı da bu noktada başlıyor.
Özdağ durdurulması gereken bir adam olarak görülüyor.
Ama sadece o değil…
Bir savcı her şeyi kontrolden çıkardı. Tutuklama, gözaltı, hapis…Yasalar sadece muhaliflere, muhalefet edene, gazetecileri, aktivistlere uygulanıyor. Muhalefeti ellerini kaldırtarak duvara dayatmak istiyorlar. Yargı aparat, payanda…
Ama bundan iktidar yanlıları da rahatsız.
Çünkü bu kimseye yararı olmayan hatta devlete güvensizliği daha da arttan hukuk dışı bir uygulamadır. Siyasi literatürde ekonomi-politikte bu düzenin karşılığı yok, sadece bu ülkeye özgü bir ‘oloji’‘ yargı marifetiyle derinleştiriliyor, erkleştiriliyor.
Bu bir beka sorunu yaratacaktır. Söz, karar ve yetkinin bir kişiden talimat alan yargının elinde olduğu yönetim yapıları bir ülkeyi geri dönüşsüz süreçlere götürür.
Hafızayı., aklı, dili kullanmak, iletişim kurmak ne zaman suç sayılacak?
Ülkem nereye gidiyorsun, dur artık…
* * *
Yazıyı bu günlerde yeniden okuduğum Hitler’in Probaganda Bakanı Goebels’in öğütleriyle bitirelim.
Yazıyı bu günlerde yeniden okuduğum Hitler’in Probaganda Bakanı Goebels’in öğütleriyle bitirelim.
* “Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır”
* “Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”
* “Düşünce özgürlüğü kötülüklerin anasıdır”
* “En iyi savunma hep saldırıdır”
* “Diktatör bisiklete binen adama benzer; pedal çevirmeyi durdurursa, devrilir”
COMMENTS