30 MARTIN KAYBEDENİ
Aradan zaman geçti. Artık yazabiliriz…
30 Mart yerel seçimlerinin değerlendirmesi rakamlar, yüzdeler ve bir önceki seçimlerle kıyaslanarak yapılıyor.
Maşallah siyasetçilerimiz, genel başkanlarından aşağıya doğru silsile yoluyla sinekten yağ çıkarır gibi rakamlardan başarı çıkarıyor.
Hepsi başarılı… Zaten onlardan başka bir şey de beklenemez.
Malum, Türkiye’deki siyasetçi sosyolojisi başarısızlığı ve özeleştiriyi asla kabul etmiyor.
Oy oranlarını bir irade yansıması, seçmenin takdiri, tensibi, yargısı, cezası, verdiği mesaj olarak görmüyor.
Bugüne kadar hiç duymadım ‘kaybettik’ diyen siyasetçiyi. Maşallah uçuyorlar, ayakları yerden kesik, yerçekimine karşı koyuyorlar.
Haklılar da… Çünkü gerçeği söyleseler hepsi gidecekler. Vazgeçemiyorlar; koltuk tadı bir başka!..
Giresun’da da böyle. Günlerdir onların başarı hikayelerini dinliyoruz. Pişkinlikle rakamları, yüzdeleri sıralayıp duruyorlar.
Ama işin doğrusu ve özeti şu…
AKP Giresun’da sadece Piraziz’i kaybederek 2 MHP’den 1 CHP’den geri aldıklarıyla belediye sayısını artırdı, 13 ilçe, 6 beldede belediye başkanlığını kazandı.
CHP ise ilçeler içinde Piraziz’i, MHP ise sadece Doğankent’i aldı.
Bu açıdan baktığımızda AKP, seçimin kazananı gibi görülebilir.
Ancak bir partinin seçimdeki başarısı il merkezindeki sonuca göre değerlendirilmelidir.
Bu açıdan bakınca Giresun’da seçimin galibi CHP ve O’nun aday Kerim Aksu’dur.
Aksu sadece kendisi değil, partisi CHP’ye ve O’nun genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da gurur duyacağı bir başarı kazandırmıştır.
Ege’deki bazı iller ve Eskişehir dışında bütün İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de, Türkiye haritasının tam ortasındaki tek kırmızı il Giresun’dur.
Hal böyle olunca seçimin Türkiye’deki tek mağlubu ve mağduru da bu ilden olan AKP Gurup Başkan Vekili Nurettin Canikli’dir.
Sayın Canikli, seçim sürecinde iktidar olanaklarını, kendine göre önemli STK’ların desteklerini, işadamlarını, medya gücünü yanına alarak bir güç oluşturmuş, kaynağı, rakamı belli olmayan, ancak ‘hatırı sayılır bir meblağ’ diye konuşulan bir bütçeyi kullanarak hırs ve ihtirasla bir seçim kampanyası yürütmüştür.
Buna rağmen, kefil olup yanında getirdiği arkadaşının yerine geçerek, O'na sanki kendisi adaymış gibi oy istediği halde seçtirmeyi başaramamıştır. Kendisi daha önce de böyle bir ‘hezimet’ yaşamıştır ama bu her haliyle özel sonuçla AKP’nin tek kaybedeni olarak tarihe geçmiş, siyasi kariyerinin sonunda kimliğinde önemli bir gedik açılmıştır.
Güneş çarığı, çarık ayağı sıkar…Başbakanı Canikli'ye nasıl bir fatura kesecek bilemem. Ama mutlaka 'Nurettin neden kaybettin'diye soracaktır. O da önce kendine'sonra Hasan' ve diğer akılvericilerine sorar her halde..
Ancak bence O'nun bu sonuçtan sonra yapması gereken; Giresun'dan elini, eteğini çekmesi siyasi yaşamının son günlerinde mümkün olduğunca buralardan elini eteğini çekerek uzak durmasıdır.
Giresunlular Canikli’yi ve Can’ını istemiyor Ama o ısrarlı. İlla bir şey yapacak. Önce katakulli ile üniversite rektör vekilliği yaptırdı, son olarak da AKP Belediye Başkan Adayı Vekilliği…Aslı kendisiydi…
Bakalım bundan sonra Yılmaz Can’a başka hangi unvanı uygun görecek. O da hazır zaten, 'çağırırlarsa gelirim' demiştiya…
yahu insan düşünmeden edemiyor. yolda izde görsek, birileri tanıştırsa saygıdan elimizi neremize koyacağımızı bilemeyiz, adam koskoca profesör. ama ilkokul çocuğu gibi davranıyor. haydi oyuna der demez dersi, ilmi, irfanı bırakıyor evde, koşuyor spkağa. ben siyasetçiye tek kelime etmem şahsen, zira onun işi bu. maalesef ülkemizde ona verilebilecek bir karşılık yok, ama bu hoca bizden bir bilim insanına yaraşır saygı beklemesin. zira kendisini küçülttükçe küçültüyor. bakalım daha nereye kadar inecek.