Özellikle birinci ana üretim bölgesi olarak adlandırılan Ordu’nun Ünye ilçesinin doğusunda kalan yaşlı bahçelerde yeniden dikim ile verim ve kalitenin arttırılmasına gerek duyulan fındıkta, ihtiyaç duyulan kaliteli ve sertifikalı fidanların üretimi için yapılan çalışmalar son aşamaya geldi.
Karadeniz ile İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliklerinin Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) bünyesinde yer alan Türkiye Tanıtım Grubu kanalıyla finanse edilerek yapılacak doku kültürü laboratuvarı tamamlanarak yakında hizmete girecek. Böylelikle yeniden dikim için gerekli olan sağlıklı, verimli ve kaliteli fidanlar üreticilere temin edilmiş olunacak.
Konu ile ilgili olarak yapılan açıklamada; ülkemizin dünya fındık üretiminde lider ülke olmasına karşın, diğer ülkelerle kıyaslandığında, dekara verimin çok düşük olduğu görüldüğüne dikkat çekilerek şu görüşlere yer verildi:“Ortalama verilere göre, önemli fındık üreticisi ülkelerden ABD’de fındık verimi dekarda 265 kg, Gürcistan’da 220 kg, İtalya’da 166 kg, düzeyindedir. Ülkemizde ise verim ortalaması 88 kg olmakla birlikte, toplam fındık üretimimizin yaklaşık %70’ini sağlayan eski üretim bölgesi olarak adlandırılan I. Standart Bölgede yer alan Giresun, Trabzon ve Ordu illerinde 78 kg’a kadar düşmektedir. Esasen; dünya fındık üretiminde hala ilk sırada yer almamızın nedeni de en fazla üretim alanına sahip olmamızdır. Bölgede bahçeler çok yaşlı olduğundan, eski üretim bölgesi dediğimiz alanlara, yeni araştırma bulgularının aktarılması ve yaygınlaştırılması çok önemlidir. İlerleyen yıllarda fındık üretimi yapan diğer ülkeler dikim alanlarını genişlettiği takdirde ülkemizin üretimdeki payı azalmaya devam edecek ve dünya üretiminin talebin üzerinde olduğu dönemlerde ülkemiz açısından olumsuz sonuçların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.”
-Fidan üretimi zorunluluk oldu
Açıklamada; bu çerçevede, özellikle yeni bir üretim tekniği olan mikro çoğaltımla fidan üretimi altyapısının Fındık Araştırma Enstitüsü (FAE) bünyesinde kurulmasının büyük önem taşıdığı belirtilerek şöyle denildi: “Fındıkta yaşanan bir diğer sorun ise çeşit standardizasyonunun olmamasıdır. Verim ve kalite düşüklüğüne neden olan çeşit karmaşasının giderilebilmesi, yeni geliştirilen üstün özellikteki fındık çeşitlerinden ihtiyacı karşılayabilmek için hızlı ve fazla miktarda üretimin yapılabilmesi ve yaşlı bahçelerin modern ve standart bahçeler şeklinde yenilenebilmesi amacıyla, ülkemizde standart fındık fidanı üretilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
Standart fındık fidanı elde etmedeki bu zorluklar, çeşitli araştırma çalışmaları haricinde, fındık tarımıyla uğraşan üreticileri kök ve dip sürgünlerinden elde ettikleri fidanları kullanmaya yönlendirmiştir. Bu şekilde temin edilen fidanlar, gelişme dönemlerinde zayıf kök gelişim özelliği göstermeleri nedeniyle, istenilen verim düzeyine ulaşamamakta ve verim kayıplarına yol açmaktadırlar. Bahsedilen geleneksel fidan üretimi yöntemi, fındık tarımında verimliliğin ve kalitenin her geçen gün azalmasına neden olmakta ve bunun sonucunda ülkemizde birim alandan elde edilen verimin değil, fındık üretimi yapılan alanların artırılmasına gidilmektedir.” FAE’de başlatılan melezleme, kontrollü verim ile seleksiyon çalışmaları sonucunda, hem üstün verim ve kalite özelliklerine sahip fidanların yetiştirileceği belirtilerek, “ Bu fidanlar özellikle Mart sonu, Nisan ayı başlarında gerçekleşen yaprak açım zamanı nedeniyle de ilkbahar geç donlarından korunmak için üreticilere önemli avantajlar sağlayacak fındık çeşitleri geliştirilmiş olup, bu çeşitlerin ivedilikle fındık tarımındaki yerini alarak, üretimdeki verim ve kalite kayıplarına neden olan olumsuz etkenlerin bu yolla azaltılması ve verim düşüklüğünün başlıca nedeni olan yaşlı fındık bahçelerinin de yenilenmesi sağlanabilecektir” denildi.
Açıklamada; doku kültürü laboratuvarı altyapısının kurulması ve işletilmesi çalışmaları sonucunda elde edilecek fidanlar kullanılarak tesis edilecek yeni bahçelerin yanı sıra eski bahçelerin de gençleştirilmesi ile üstün özelliklere sahip standart fındık çeşitlerinden oluşan bahçeler yaygınlaşacağı, böylelikle verim ve kalitede artışların sağlanması mümkün olurken,, fındık üreticilerinin üretimden elde ettikleri gelir artacak ve ülke ekonomisi bundan olumlu etkileneceği de ifade edildi.