HDP’li 3 belediyenin, #Diyarbakır, #Van ve #Mardin belediye başkanları görevden alındı ve yerine o illerin valileri #kayyım olarak atandı.
Gerekçe, teröre ve terör örgütlerine destek verilmesi…
HDP’yi ve görüşlerini, topluma sundukları görüntüyü, emperyalizmin faşist kara ordusu PKK’ya ‘övgülerini’, mesafeli, tarafsız olmamalarını, verdikleri mesajları asla onaylamıyorum ve desteklemiyorum.
Suçlularsa, hele de laik demokratik cumhuriyete karşı bir örgütlenme içinde olan varsa belgelerle, bilgilerle, yargılanmalarını isterim.
Ama şu soruyu sormak lazım: Bu başkanlara seçme ve seçilme haklarını sağlayan YSK’dır.
Madem terörle bağlantıları vardı neden başkanların o zaman aday olmaları, hatta daha ileri götürelim HDP’ nin bu illerde seçime girmesine imkan verildi?
Ortada bir suç varsa, bu suç ortaklığı değil midir?
Seçimden 4,5 ay sonra herhangi bir mahkumiyet, kesinleşmiş yargı kararı yokken, daha soruşturma aşamasındaki suçlar nedeniyle seçilmiş başkanları, genelgeyle görevden almak, hukuksuzluktur.
Teröre destek verdikleri var sayılan başkanları seçenleri de terörist yerine koymaktır.
Bunun adı belediyeye değil, seçmen iradesine el koymaktır.
Demokrasinin geri kalan kısmını da azaltmaktır.
Eğer bunun önü açılırsa aynı yöntemle, muhalif olan veya iktidarla fikirleri örtüşmeyen bütün belediye başkanlarının görevden alınabileceği olasılığı var demektir.
Seçimle gelen kim olursa olsun seçimle gitmelidir. Bunun dışındaki haller kanunlara göre düzenlenmiştir.
Kayyımla kentleri yönetmenin doğru olmadığı, kayyum başkanların hizmet yapamadıkları, sadece har vurup har savurdukları da kanıtlanmıştır.
İçişleri Bakanlığı bu kararını inandırıcı gerekçelerle bu partiye oy veren 6 milyon seçmene ve Türkiye’ye dünyaya anlatmalıdır.
Yoksa daha da yalnızlaşacağız, ötekileşeceğiz.
Ekonomik ve siyasi çalkantılarla süren hayatımız normalleşmeyecek, daha da kötü günlere, kaosa doğru sürükleneceğiz.
En önemlisi bu yöntemle sivil siyaseti, demokratik zeminde siyaseti seçen insanlar yok sayılacak, bu durum giderek sıkışan terör örgütünün güçlenmesine yol açacaktır.
Acaba bu mu sağlanmaya çalışılıyor?
Terör örgütünün cezaevindeki ‘liderlerinin’ mektuplarını, kaçak teröristin devletin televizyonunda söyleşilerini yayınlamak da dahil, her türlü kaba ve kirli propaganda bir işe yaramadı.
31 Mart başarısızlıkla sonuçlandı. Çoğu il, büyükşehir kaybedildi.
Şimdi sandıkta kazanılamayan makamlar el koymayla güya kazanılıyor.
Umarım yaygınlaşmaz.
Umarım yeni bir süreç başlamaz.