Manşet Üstü

ANLAYAMIYORUM(2)

Adı, arsası, binası, personeli, araç-alet edevatı, kurumsal kimliği olan Giresun Devlet Hastanesi, Prof. Dr. A.İlhan Özdemir Devlet Hastanesi, Kale Devlet Hastanesi diye varlığını sürdüren üç hastanemizi kapatıp bir hastanede birleştiren zihniyeti anlayamıyorum.

Kale Devlet Hastanesi’ni Tıp Fakültesi Hastanesi yapacağız diye alıp bundan vazgeçilmesini, o arsanın da TOKİ’ye konut için verilecek olmasını, 6 yıldır neredeyse bütün üniversitelerin tam teşekküllü hastanesi olduğu halde Giresun’da olmamasını, olmasının engellenmesini, Rektörün yapmasına (ki inşallah yapacak) destek olunmasını anlayamıyorum. 

Bakanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı nazarında özel bir öneme sahip olan ve bütün dünyada takdir edilen işler yapan  üniversitemizin Rektörünün, herşeyimiz, canımız, kanımız tek kurtuluşumuz üniversitemizin, daha da büyüyerek gelişmesi için gösterdiği çabaya destek olmayab,  başta yurt olmak üzere sorunlarının çözümüne katkı sunmayan, üniversitesine sahip çıkmayan, bundan geçtik; ‘‘Orayı temsil etmiyoruz’’ diyen, açıktan açığa, gizliden gizliye savaş yürüten, karalayan milletvekillerini anlayamıyorum.  

12 yılda irili ufaklı pek çok kamu, özel sektöre ait sanayi kuruluşlarının, KOBİ türü işletmelerin kapatılarak 15 bin dolayında kişinin işsiz kalmasını, 110 bin kişinin bu kentten göç etmesini, bu çok önemli sorunun sorun gibi görülüp kabul edilmemesini, çözüm aranmamasını görmezden gelinmesini anlayamıyorum.

Modern teknolojiye sahip Hekim Süt gibi bir sanayi kuruluşumuz olmasına rağmen süt hayvancılığını buna bağlı olarak tarımsal üretimi geliştirmeye yönelik tek bir devlet projesinin olmamasını, gelen kredilerin cip, bilgisayar, bina alımı ve bir sonraki yıl kurban pazarında satışa çıkarılan inekler için harcanmasını anlayamıyorum.     

Bu şehirde çoğu dış kaynaklı 70 market, 200’e yakın tavuk dönerci, 100 dolayında kafe,pastane, çay ocağı olmasını,buna benzer bir yılda 1.340 işyeri açılmasını, ama bir yılda 700 işyeri kapanmasını ,38 bin iş arayan kayıtlı işsiz varken ‘işsizlik azaldı’ diye açıklama yapılmasını, utanacak yerde ‘125 kişiyi çağrı merkezine işe soktuk’ diye övünülmesini anlayamıyorum. 

Giresun’un iktidar partisi milletvekillerinin, görev dönemlerinde TBMM kürsüsünden Giresun’un hak ve menfaatlerini savunan konuşmalar yapmamalarını, tek bir kanun teklifi, yazılı sözlü soru önergesi vermemelerini, yatırım programlarına kişisel çabalarıyla tek bir projeli, ödenekli bir yatırım koyduramamalarını, hizmete dönük vizyonları, misyonları, hayalleri değil, sadece arsa, AVM, TOKİ rüyaları olan, buna rağmen tekrar aday, aday adayı olmalarını ve onlara halkımızın oy vermelerini, her seçimde seçilip gitmelerini, siyasi tarihimizin bu şekilde tekerrür etmesini anlayamıyorum.

Bu kentin içinden deneyim, kültür, görgü, bilgi, vizyon, misyon sahibi, ufku geniş, öngörüleri, projeleri, yönetme kabiliyeti, önderlik vasıfları olan siyasetçiler çıkmamasını, olanların da siyaset kurumu tarafından kabul edilmemesini hep aynı kişilerin koltuk ve kimlik değiştirerek bazen il başkanı, bazen milletvekili adayı, bazen de meclis üyeliği gibi görevleri dönüşümlü olarak paylaşmalarını anlayamıyorum. 

Bu kentin AKP’ye her seçimde %50 ve üzerinde oy vermesine rağmen Giresun milletvekillerinin sanki bir kusurları varmış gibi, sanki olanlardan eksik bir tarafları varmış gibi neden bakan olarak değerlendirilmediğini, angarya işlerle avutulduklarını sonra da 12 yıl sonra bir tanesine 8 aylığına icraatları, hizmet olanakları sınırlı bir bakanlık vermelerini anlayamıyorum.

Bu kentte bazı istisnalar dışındaki STK’ların ve özellikle Ticaret Borsası ve Ticaret Sanayi Odası gibi kuruluşların ilin hiçbir sorununu gündeme getirmemelerini, önderlik vasfı taşımamalarını sadece ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden iktidara tavsiyelerde bulunmalarını anlayamıyorum.

Bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir