“Arbede ile öldü” alavere daleveradır, koca bir yalandır.Arbedede kılıç kullanılıp adam kesilir mi?
Apaçık ortada…
18 Suudi devlet görevlisi Başkonsolostan başlayarak herkesin bilgisi dahilinde uçaklarla gelerek göstere göstere, bir gazeteciyi kılıçlarla katletmişler cesetini bile yok etmişlerdir.
Zaten bunu da inkar etmiyorlar.
Hatta pişkinlikle açıklıyorlar.
Dolayısıyla gazetecinin konsoloslukta öldürüldüğünü kabul eden Suudi devleti katildir.
Şimdi ABD, İsrail ekonomik, siyasi ve Ortadoğu’nun paylaşımına dayalı projelerinin, silah pazarlarını korumanın bir gereği olarak bu cinayeti örtbas etmeye, basitleştirmeye, böylece paydaşları Kral Selman ve Prens’i kurtarma derdine düşmüşlerdir.
Bu noktada işi yavaştan alarak, ikircikli davranarak bu çıkarlara hizmet edilmemelidir.
Türkiye, kırıntıları da kalsa demokratik bir hukuk devleti olarak, eldeki bilgi ve belgeler ışığında gerçeği ortaya çıkarmalı ve bütün dünyaya duyurmalıdır.
Topraklarımızda yaşanan ve ülkemizin güvenlik sorununu bir kez daha tartışmaya açan bu cinayetle ilgili yöneticiler tarafını belirlemeli, böylece aklanmalıdırlar. Yoksa bizi suç ortağı gibi göreceklerdir.
* * *
Milyonlarca Müslüman her yıl hac farizası için bu devletin, daha doğrusu kralın kasalarına milyonlarca dolar aktarıyor.
Onlar da masum insanları kılıçtan geçiriyor.
Bu ilk değil.
Bugüne kadar benzer yöntemlerle Suudi istihbarat örgütleri tarafından sayısız cinayet işlenmiştir. Ne kadar ‘cihatçı’ eli kanlı terör örgütü varsa, bu devletin himayesinde.
Dolayısıyla artık Mekke ve Medine gibi İslam Ümmetinin ortak değeri olan kutsal kentler, Kabe gibi mekanlar, katil çetelere tarafından yönetilen bu devletin sorumluluğundan kurtarılmalıdır.
Bu durum İslamiyetle, Kuran’la, akılla, bilimle ve gerçeğin her türüyle çelişmektedir.