HER FIRSATTA GİRESUN'U VE ÜNİVERSİTEMİZİ ANLATIYOR
Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, TRT HD TV’de canlı olarak yayınlanan “BURAK GERÇEK’LE KAHVE İÇERKEN” programına konuk oldu.
Aynı programnın diğer konukları ise; Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Uğur Özdemir ve Diyetisyen Derya Şahin’di.
Aktuel konuları içeren programda, Giresun’u ve Giresun Üniversitesi’nin yanı sıra; hayata, sevgiye, eğitime dair görüşlerini anlatan Attar, “Bizi hayata bağlayan en önemli şey sevgidir. Aslında hiçbir şey bize ait değildir. Önemli olan Mülkiyet ve aidiyet duygusudur. Sahip olduklarınızla ve yaşadığınız yerde mutlu olabilmek önemlidir. Samimi olabilme, sevebilme, karşındaki insanı anlayabilmek ve empati kurabilmek çok önemlidir “dedi.
" KADIN REKTÖR OLMANIN SORUMLULUKLARI VAR
Bir Kadın Rektör ve Anne kimliğiyle her zaman öğrencilerle birlikte olmaya, onların her türlü sorun ve dertleriyle yakından ilgilenmeye gayret ettiklerini söyleyen Attar, “Sadece açılışlarda ve mezuniyet törenlerinde değil her zaman öğrencilerimle birlikte olmaya gayret gösteriyorum. Bunun da mükâfatını da fazlasıyla alıyorum. Öğrencilerimin bana verdiği “Rektör Anne” ve “Canım Hocam” unvanları en değerli mükafatlar olmuştur. Bende hayatta en çok öğrencilerimi ve kitaplarımı seviyorum.
diye konuştu.
Türkiye’deki 200 üniversitedeki 7 kadın rektörden birisi olduğunu ve bu durumun kendisine sorumluluklar yüklediğini söyleyen Attar,çalışmalarını şu cümlelerle anlattı: “Bir kere dünyanın her yerinde kadın olmak ve görev yapmak zordur. Bundan 2 ay önce Giresun Üniversitesi olarak dünyanın 17 ülkesinden katılımcıların yer aldığı, “Kadına şiddetin önlenmesi ve Devlet Politikaları Sempozyumu ile Sanat Çalıştayını gerçekleştirdik. Yine üniversite olarak Kadın Sorunları araştırma merkezini oluşturarak kadına yönelik çalışmalara ağırlık verdik. Kadına bakışın değişmesi için eğitim şart. Bu dünyanın her yerinde aynı. Biliyor musunuz; gerçekleştirdiğimiz Kadın Sempozyumunda UNESCO temsilcisinin yaptığı konuşmasında Fransa gibi kadına ve sanata en fazla değer veren bir ülkede bile kadına şiddetin önemli boyutlarda olduğunu söyledi. Ben buna şaşırdım. Kadının toplumdaki yeri ve uğradığı şiddetin önlenmesi eğitimden geçer ve benim gibi önemli görevlere gelmiş kadın yöneticilerin sorumluluğu çok fazladır. Bizde bunun bilincinde olarak çok gayret göstermek zorundayız. Giresun Üniversitesinde son dört yıldır Üniversite 1.lerinin hep kız öğrenciler olması ve öğrenci toplamının yüzde 51’inin kız öğrenci olması, yani kızlar tarafından tercih edilmesi ve başarılı olmaları benim için gurur vericidir. Kızlarıma ve kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığı her zaman yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Bunda da onlara rol model olmaya gayret ediyorum”
“ÜNİVERSİTE SEÇKİNLER İÇİN DEĞİL TOPLUMU
SEÇKİNLEŞTİRMEK İÇİN VARDIR
Giresun Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Aygün Attar, üniversitelerin toplumsal işlevini şu cümlelerle anlattı: “Üniversiteler hayatın bir parçasıdır ve toplumları eğitmek, aydınlatmak için kurulmuş bilim yuvalarıdır. Üniversiteler aslında seçkinlerden oluşan bir kurum değil, toplumu seçkinleştirmek için oluşturulmuş kurumlardır. Ve Üniversiteler bu bilinçle hareket etmeli görevlerini en iyi şekilde yerine getirmelidirler. Vatanını en çok sevenler görevlerini en iyi yapanlardır. Üniversitlerde bu anlayışla topluma ve vatana hizmet vermelidir” dedi.
Programın sonunda Burak Gerçek’in sorusu üzerine Ermenistan’ın işgali altında bulunan Karabağ’ı ve kabri Karabağ’da bulunan babası ile ilgili duygu ve düşüncelerini de dile getiren Rektör Attar, “Hayat rağmenlerden oluşur.Ve her türlü acıya rağmen devam eder. Her evlat anne babasının mezarını ziyaret etmek başında dua etmek ister. Ancak önemli olan hayatın size sunduklarıyla özgüven ve saygıyla pes etmeden mücadele etmektir. Bu mücadeleyi dramatize ederek ve ağlayarak değil onurlu bir şekilde sürdürmek önemlidir… Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Allah nur içinde yatırsın… Onların acıları yüreklerimizde ilk günkü gibi her zaman taze. Onurlu mücadelemizde son nefesimize kadar devam edecektir” diye konuştu.
İlgiyle izlenen program, yeni yayın döneminde de sürmesi dilekleriyle sona erdi.