Biliyorsunuz ki; Mayıs ayında Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası gibi, hem temsil ettikleri kitle sayısı, hem de kentin ekonomik sosyal, siyasal yaşamını etkileme özellikleri itibarıyla önemli görülen STK'ların genel kurulları yapılacak, yönetim kurulları yeniden belirlenecek.
Bu kuruluşların hepsinin bir mevcut, bir de onlara rakip olan adayları var.
Hepsi bugünlerde karış karış gezerek kampanya yürütüyorlar. Sıkılmadık el öpülmedik yüz, sıvazlamadık sırt, yakılmadık yağ bırakmıyorlar.
Bu kampanyalar seçim yaklaştıkça daha da hızlanacak.
Adaylar, delegeleri etkilemek, birbirlerine üstünlük kurmak, diğerine göre farklı olduğunu göstermek için her şeyi yapacaklar.
Yürüttükleri bu mücadeleyi takdir ediyorum, doğru buluyorum.
Ancak ben bugüne kadar hiçbir adaydan aday olduğu makamın onun için ne ifade ettiğine, nasıl bir yönetim ve temsil özelliği taşıyacağına, hangi planları, hedefleri, öngörüleri ve politikaları olduğuna dair tek bir kelam duymadım.
Oysa merak ettiğimiz bunlar. Oy kullanacaklar da bunları merak etmeli. Sırıtarak elini sıkan adaya 'sen ne yapacaksın arkadaş' diye sormalı.
Bu kuruluşların başına, boyu posu yerinde olan, ağzı iyi laf yapan, parası çok olan ekabirler değil de, tüm bu özelliklerle birlikte; tabiri caizse masaya yumruk vurarak hak ve menfaatlerimizi savunacak insanlar gelmeli.
Makus talih diye özetlediğimiz mahrumiyet bölgesi olan ilimizin bir çok şeye ama en başta önderlik vasfı taşıyan yöneticilere ihtiyacı var.
iktidarların arka bahçesi, yedek lastiği gibi davranan değil, ancak onlarla hizmet noktasında birlikte hareket eden, yeri geldiği zaman da muhalif duruş sergileyecek güçlü STK'lara ihtiyacı var.
Giresun'da hemen hemen her alanda bir değişim ve dönüşüme ihtiyaç var. Ben STK'ların genel kurullarının buna vesile olmasını diliyorum.
Ne demiş eskiler: Tebdil-i mekanda ferahlık vardır…