Bulancak’ta düzenlenmek istenen fındık fiyatlarına tepki yürüyüşü, Kaymakamlık tarafından yasaklanınca, bir gurup Sarayburnu Camisi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. CHP önceki dönem milletvekili Basri Gürsoy burada yaptığı açıklamada, üreticilerin yabancı firmaların önüne atıldığını ifade ederek, “hangi ülkede yabancı bir şirketin boyunduruğuna bırakılan bir bölge halkı vardır. Siyasilerin halkın yüzde sekseni bu fiyatlardan memnundur demesi bu millete yapılan en büyük haksızlıktır .Yine işbirlikçilerin vatandaş işine baksın demesi de tam bir talihsizlik ve ihanettir. Fındığın dünya piyasasını %75ini üreten bir ülke olarak Ferrero ya bırakılması bunu getiren işbilikçiler ve ortakları kimlerdir bölge halkınca sorgulanmalı ve cezalandırılmalıdır” dedi.
Ferrero isimli firmayı sert cümlelerle eleştiren Basri Gürsoy, şunları söyledi: “Hedefinde fındık bahçelerini satın almak ve topraksız kalan köylüleri ucuz işgücü olarak satın aldığı topraklarda çalıştırmak var. Fındığın 8TL’ye satılabildiği bir düzende üretici çıkış bulamamakta, borçlarını ödeyebilmek için fındık üretiminden vaz geçerek fındık bahçelerini gıda tekellerine satmak zorunda kalmaktadır. AKP diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi fındık üreticilerinin de kaderini gıda tekellerinin , emperyalist merkezlerin eline vermiştir. Fındık fiyatlarındaki bu büyük gerilemeye geçici çözümler aramak, üreticinin tepkisini dindirmek için ara formül arayışlarına bel bağlamak fındığın ve fındık üreticilerinin sonu olacaktır.
Çözüm olarak: “Fındık üreticilerinin örgütlenmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır. Sendikal örgütlenmesini sağlayacak, yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sözleşmeli çiftçilik uygulamasının önünü açacak, toprak satışını zorunlu kılacak yasalar kaldırılmalıdır. Kooperatifleşme teşvik edilmeli, Fiskobirlik ve kooperatifler üreticilerin doğrudan yönetimlerine katılacağı, söz ve karar hakkına sahip olacağı bir biçimde demokratikleştirilmelidir. Üreticilerin üretimden pazarlamaya kadar olan zincir de etkin olmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. üreticilerle değil, onun örgütlü gücüyle (sendika ve kooperatif, oda v.b) pazarlığa oturmak zorunda olmalıdır. Fındık ta taban fiyatı uygulamalısına dönülmeli, fındık fiyatları maliyet+%25 kar payı +insanca yaşam payı üzerinden belirlenerek Fiskobirlik devreye sokulmalı, devlet tarafından gerekli finansal destek sağlanmalıdır. Fındık üreticileri sosyal haklara kavuşturulmalıdır.” Dünya pazarında 135
milyar dolar mamul madde satışına sahip bir üretime sahip olan Karadeniz fındığı basit bir tarım ürünü değil ilaç ham madde ürünü gibi bir ihraç ürünüdür.Bu ürün başkaca bir Avrupa Ükesi olsa ilaç ham maddesi gibi patent hakkı alsa sadece pantent fiyatı %10 olarak 13.5 milyar dolar patent fiyatı ödenmesi lazım Türkiye ye .Ama amaç bölge halkı üzerinden sömürü düzenini devam ettirmek.2004 Yılında DİFİP in Fındık üreticilerine o yıl fındığın olmaması ve don olması sebebiyle üreticiye göndermiş olduğu 196 milyon doları dağıtmayıp hala uhdeside tutanda bu hükümettir.Artık fındığın sömürü aracı olmasından ve bu fındık politikalarından vaz geçilmelidir”.