Bütün verilere, ulusal ve uluslararası rapor, bilgi ve belgelere göre; Türkiye’de basın, ifade ve düşünce özgürlüğü kısıtlanmış durumda.
Aksini sadece bu özgürlüğü yok edenler düşünüyor.
Onlara göre Türkiye özgürlükler cenneti.
Kendilerine göre kıyaslıyorlar.
Tepe tepe kullanıyor o kesim özgürlüğünü.
Çalıyor, çırpıyor, sömürüyor, halkın geleceğine, çevreye, ekonomiye, eğitime, sanata, bilime ve laik, demokratik cumhuriyete giderilmesi güç zararlar veriyorlar.
Özgürce..
Engel olan, hesap soran, dur diyen yok.
Son olarak; organize suç örgütü üyesi bile çıkıp ülkede kötü giden şeyler olduğunu söyleyenlere ‘pezevenk’ diyebiliyor.
O bile özgür!
Neyse biz yine basına dönelim.
Türkiye’de gerçekleri, görmeyen, duymayan, söylemeyen, sadece iktidarı öven geride kalan herkese söven, ahlak ve etik değerleri, insani erdemleri yok sayan, inanılmayan, güvenilmeyen, manşetleri aynı tek sesli bir basın var artık.
İhale nemalarıyla, rantlarıyla tekelleşen ve gücüne güç katan bu basın da özgür.
Ama öteki tarafta gazeteler kapanıyor, yazdıklarından, yaptığı haberlerden dolayı soruşturmalara tabi tutulan para ve onlarca yıl hapis cezalarına çarptırılan, mesleğini sürdürecek gazete, yayın organı bulamayan gazeteciler var.
Hele de Anadolu’daysan gazeteciliğin doğasındaki muhalifliğin kalmaz. Hiçbir kurumu, kişiyi, siyasetçiyi eleştiremezsin, yoksa ilan,reklam ve mesajların kesilir.
Düzene uymadın mı baskı,sindirme tehdit altındasın, açlığa, yokluğa, işsizliğe mahkumsun demektir.
Türkiye gerçek gazeteciler için cehennemdir.
Sonuç olarak; 1908 yılında, Meşrutiyetin ilanıyla birlikte sansür edilmeme hakkı elde eden ve önemli bir özgürlüğe kavuşan basın, yıllar içinde bu hak da dahil her hakkından yoksun ve mahrum bırakıldı.
1908’den daha geriye düştük.
Basın demokrasinin güçlerinden birisi değil.
Gazeteciler kamu adına denetim görevini yerine getiremiyor. Vicdan ve kanaat oluşturan sorumlu yayıncılık anlayışı tamamen terk edildi.
Bir kara dönemden geçiyoruz.
Bu nedenle bize göre, her gün de bugün de bayram değil…
Türkü’deki gibi:”Bayram gelmiş neyime/kan damlar yüreğime”…
Basın özgürlüğü, halkın özgürlüğü için mücadele edenlere ve bedel ödeyenlere selam olsun.