UFUK KEKÜL
————————
Seçmenler aynı, adaylar aynı, sandık kurulları aynı, şimdi karar aldılar; soruşturma geçirmiş olsalar bile ilçe seçim kurulu başkanları ve seçim müdürleri aynı.
Çalan yok, çalınan sadece mazbata…
O zaman biz bu seçimi niye yapıyoruz?
Değişilk şekillerde anlatılan ama bu durumu açıklayan, cuk diye oturan bir hikaye var…
Bir ağa ve kahyası atla kasabaya alışverişe gidiyorlar. Uzun yol boyunca sıkılan ağa, yolun kenarında bulunan henüz dumanı üzerinde taze bir inek dışkısını fark ediyor. arabayı durduruyor. Kahyasına sesleniyor:”Kahya hadi seninle bir anlaşma yapalım. Bu dışkıdan bir parmak yersen sen ağa olacaksın, at senin olacak, ben de kahya. kabul mü “diyor.
Kahya şaşkın bir dışkıya bakıyor bir ağaya.
Ucunda ağa olup tüm bu sefaletten kurtulmak olduğu için kabul diyor ve pislikten bir parmak alıp yiyor. Böylece kahya alıp ata biniyor.. Bu şekilde yola devam ediyorlar. Kasabaya inip alışverişlerini yapıyorlar. Köye dönmek üzere tekrar yola koyuluyorlar. Fakat kahyanın aklı karışık. köye gittiklerinde kahyaya arkadaşları soracak nasıl oldu da ağa oldun diye…
O da mecburen pisliği yediğini söyleyecek. kahya sıkılıyor bunalıyor. Ağa da yaptığından pişman, tükürdüğünü yalamamak için sesini çıkarmıyor.
Derken sabah karşılaştıkları pisliği görüyorlar. Ağa olan kahya atı tam pisliğin yanında durduruyor. Eski ağasına diyor ki” bak ağam seninle bir anlaşma yapalım. bu iş böyle olmaz. şu pislikten bir parmak ye sen tekrar ağa ol ben de kahya, atını al, kabul mü?”
Ağa dünden razı. Tamam deyip pislikten bir parmak alıyor. Eski ağa tekrar oluyor ağa atına kavuşuyor, eski kahya tekrar oluyor kahya.
Yolculuğun sonunda ağa kahyasına yaklaşıyor. Utanarak ve kısık bir sesle hikâyenin hulasası olan cümleyi söylüyor:“Yahu kahya yolculuktan önce bu at benimdi ben ağa idim sen kahya idin. Sen boku yedin oldun ağa. dönüşte ben kahya idim sen ağa. Ben boku yedim tekrar oldum ağa. Giderken de bu at benimdi, şimdi de. Peki o zaman biz bu boku niye yedik?
Ucunda ağa olup tüm bu sefaletten kurtulmak olduğu için kabul diyor ve pislikten bir parmak alıp yiyor. Böylece kahya alıp ata biniyor.. Bu şekilde yola devam ediyorlar. Kasabaya inip alışverişlerini yapıyorlar. Köye dönmek üzere tekrar yola koyuluyorlar. Fakat kahyanın aklı karışık. köye gittiklerinde kahyaya arkadaşları soracak nasıl oldu da ağa oldun diye…
O da mecburen pisliği yediğini söyleyecek. kahya sıkılıyor bunalıyor. Ağa da yaptığından pişman, tükürdüğünü yalamamak için sesini çıkarmıyor.
Derken sabah karşılaştıkları pisliği görüyorlar. Ağa olan kahya atı tam pisliğin yanında durduruyor. Eski ağasına diyor ki” bak ağam seninle bir anlaşma yapalım. bu iş böyle olmaz. şu pislikten bir parmak ye sen tekrar ağa ol ben de kahya, atını al, kabul mü?”
Ağa dünden razı. Tamam deyip pislikten bir parmak alıyor. Eski ağa tekrar oluyor ağa atına kavuşuyor, eski kahya tekrar oluyor kahya.
Yolculuğun sonunda ağa kahyasına yaklaşıyor. Utanarak ve kısık bir sesle hikâyenin hulasası olan cümleyi söylüyor:“Yahu kahya yolculuktan önce bu at benimdi ben ağa idim sen kahya idin. Sen boku yedin oldun ağa. dönüşte ben kahya idim sen ağa. Ben boku yedim tekrar oldum ağa. Giderken de bu at benimdi, şimdi de. Peki o zaman biz bu boku niye yedik?
Kıssadan hisse: YSK bu seçimi niye yeniliyor?
Binali Yıldırım kazansın diye mi, seçime ne gerek var, verin mazbatasını olsun bitsin.
Herkese iyi bayramlar, nice güzel günler bizlerin olsun.