Cumhuriyet döneminin efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel…
Türk siyasi hayatında takdirle anılan, ülkemize ve ilimize yaptığı hizmetlerle akıllarda yer eden, SEKA’nın, FİSKOBİRLİK’in, Limanın, yolların, köprülerin gördüğünüz, bildiğiniz bütün hizmetlerin mimarları Mehmet İzmen, Hayrettin Erkmen, Nizamettin Erkmen… 80’ler sonrasında İbrahim Özdemir, son olarak Burhan Kara…
Şimdi de 15 yıl aradan sonra Nurettin Canikli…
Artık bir Bakanımız var…
Sayın Canikli, Genel Başkan Yardımcılığı, KİT Komisyonu Başkanlığı, Avrupa Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Üyeliği ve Gurup Başkan Vekilliği'nden sonra Ahmet Davutoğlu Başbakanlığında kurulan 62. Hükümette Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak görev yapacak.
Hep Bakan olmasını isteyen ve yazdığım yazılarla destek olan bir gazeteci olarak kendisini kutluyorum. Bu yeni görevinin sorumluluyla hareket ederek, şimdiye kadarı bir tarafa bırakıp, hırssız,uzlaşmacı, toplumsal menfaatleri düşünerek davranmasını, yanında, yakındakilere daha çok dikkat ederek Giresun'a faydalı olmasını, ileride iyi anılmasını diliyorum.
Ancak…Şimdi bu saatten sonra yapılan bu görevlendirmeyi, düğün dernek yapılacak, zil takıp oynayacak, sevinçten göklere uçurak kutlanacak kadar önemli bulmuyorum.
Çünkü 12 yıl sonra seçimlere 9 ay kala, Sayın Canikli’nin milletvekilliğinin, belki de siyasi hayatının sona erdiği bir dönemde Bakan yapılması, sadece geç kalmış bir hakkın iadesidir.
Canikli’nin AKP’ye hizmetlerinin bir takdiri, O’nu onure etmeye, bize “Giresunlu bir Bakanımız var” dedirtmeye yönelik bir jesttir.
Yani hakkımız bu değildir. En azından kabul etmiş gibi görünmemeliyiz. Alınmalıyız, zorumuza gitmeli…
Ama bakıyorum da daha ilk günden kutlamalarla birlikte ölçü kaçtı, abartılı mesajlar yayımlandı.
Sanki Canikli mehdi olmuş gibi ondan inayet bekleniyor, kudretini gösterecek, sihirli değneğini değdirecek bütün sorunları çözecek gibi çağrılar yapıyorlar, medet umuyorlar.
Oysa herkes biliyoru ki; icracı olmayan bir bakanlığın, üstelik de bu kadar kısa sürede Giresun’a, Giresunlulara hiçbir faydası olmayacak.
Ben hangi hizmeti getirebilir dedim araştırdım yok bulamadım.
Bırakın hizmeti, bu kadar kısa sürede gümrük kapılarını, Bakanlığın ilgili birimlerini gezme, inceleme fırsatı dahi olmayacak.
Kutlama ve iadeyi ziyaretlerle zaman dolacak, belki de 2 kez kırmızı plakalı araçla, korumalarla Giresun’a, Alucra’ya gelecek, karşılanacak, uğurlanacak o kadar.
Canikli’nin madem o kadar bilgisi, görgüsü, deneyimi vardı da, neden mesela Maliye Bakanı yapılmadı?..
Düşünün…
Giresun AKP’ye, 12 yılda yapılan 9 seçimde %50-%60 arasında destek verdi. Bu partinin oyları 90 binlerden başlayıp 170 binlere çıktı.
Bu süre içinde kurulan 4 hükümette onunla birlikte görev yapan herkes Bakan oldu. Canikli’ye ise sanki bir kusuru, ayıbı varmış, o makama yakışmıyormuş gibi görev verilmedi.
Hep mutfakta tutuldu, hükümetin işlerini halletti, bize de ‘2.adam’ diye yutturuldu.Her Hükümet kuruluşunda ‘bu sefer tamam, kesin oluyor’ diye manşetler attırdılar.
Olmadı…
Hadi Bakan olmadı tamam da, bu sürede aldıkları oyun karşılığı olan Tirebolu’ya demiryolu, Güney Çevre Yolu, Tıp Fakültesi Hastanesi, stadyum veya ulaşım, sağlık, çevre gibi alanlarda projeli, ödenekli, yatırım programına alınan özel hizmetler de Giresun’a layık görülmedi.
Komşu illerin 2-3 tane Bakanı oldu. Siyaset yoluyla kalkındılar, geliştiler. 3 tane büyükşehir arasında sıkıştık.
Yani Giresun’un 12 yılı heba oldu.
Canikli hep ‘bakan’dı. Sonra ‘daimi bakan’ oldu
Şimdi de 9 aylık Gümrük ve Ticaret Bakanı.
Yani Nöbetçi Bakan…Hatırın Kalmasın Bakanlığı…Seçim rüşveti…
Hakkımız bu değildi.
Ama yine de hayırlı ve de uğurlu olsun.
Ne yapalım; AKP’nin takdiri bu. Değerimiz bu kadar. Zat-ı devletleri köşke çıkarken bunu bahşettiler, ayıp olmasın diye…