Bakan Nurettin Canikli, göreve geldikten sonra, Mersin Gümrüğü’nden sahte gümrük belgeleriyle 28 milyon lira değerindeki bin 44 ton kırmızı etin piyasaya sürüldüğünü tespit etti.
Yurtdışına çıkması gereken bu etlerin kilo karşılığı yerine ekonomik değeri olmayan tavuk parçaları, tavuk kıyması konulmuş. Depolarda onlar tutulmuş.
Ancak Türkiye 2014 yılı içinde 100 bin ton kırmızı etin transit ticareti güzergahında. Ne kadar tavuk etinin yurtdışına ne kadar kırmızı etin bu yöntemle piyasaya sürüldüğü belli değil. .2 Milyar dolarlardan bahesediliyor. Bu ithalat ve ihracatı gerçekleştiren 7 firmanın kayıtları incelemede.
Ardından da sağlığa zararlı, kanserojen içerdikleri için depolarda imha için bekletilen 33 bin çift ayakkabının da sahte belgelerle çıkışının yapılarak piyasada satıldığı ortaya çıktı
Bu günlerde de bu konu konuşuluyor.
Bu önemli bir başarıdır. ülkemizi mali kayba uğratarak haksız kazanç elde eden ve halkın sağlığına kasteden canilere yönelik bu operasyonlar nedeniyle Bakan Sayın Canikli’yi kutlarız.
Başarısını gölgelemek istemem.
Ama Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Canikli’den önce de vardı. 3 yıl o koltukta da Hayati Yazıcı görev yaptı.
Anladığım kadarıyla et ve ayakkabıların gümrük işlemleri kendisinin selefi olan Yazıcı’nın görev döneminde gerçekleştirilmiş. Veya kurulu düzen o zaman başlamış.
Dolayısıyla Sayın Canikli, Yazıcı ve bürokratlarının, çalışma arkadaşlarının görev ihmalini, AKP hükümeti döneminde yapılan önemli bir yolsuzluğu ortaya çıkarmış olmuyor mu?
Tabi gerçekler idari ve adli soruşturma sonucunda ortaya çıkacak.
Umarız üstü kapatılmaz ve hesabı sorulur.
Ama bu olay bir kere daha gösterdi ki; sınırları, PKK, IŞID, ve terör örgütlerinin, silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılarının, ajanların adeta yol geçen hanına dönen Türkiye’nin, gümrüklerinde de hakimiyeti ve güvenliği yok.
12 Eyül öncesinde sigara kaçakçıları Ordu-Giresun kumsallarına motorlarla koliler indiririr, sevkiyat oradan yapılırdı. O gece elektrikler kesilirdi. Herkes bilirdi ki sigara geldi.
2-3 ayda bir b jandarma birkaç motoru göstermelik olarak yakalardı.
O günler aklıma geldi. Bu et-tavuk ve ayakkabı işi de ona benziyor. Acaba asıl büyük vurgunu saklamak için bir yem mi, diye insan sormadan edemiyor.
Ne kadar ne geçti, başka neler sürüldü piyasaya…
Mesela altın…
Ayrıca…
Eti-tavuk ve ayakkabıyı yakalayan Sayın Nurettin Canikli’nin özellikle IŞİD’in Kuzey Irak’tan kaçırdığı ve Türkiye üzerinden sattığı söylenen petrolleri ve diğer kayıtdışı malları da yakalamasını dileriz.
O yapmazsa kendinden sonra gelen bakan yakalar, bu sefer de o töhmet altında kalır.
Devamını bekliyoruz Sayın Canikli devamını…
Bu arada gümrüklerden fırsat buldukça Sayın Canikli bir de dönüp Giresun’a da bakmalı.
Ki; artık o bir Bakan ve böyle yolsuzlukla mücadele ederken onunla kader birliği yapmış, her fırsatta O’nu temsil ettiğini söyleyen siyasi yoldaşları onun yüzünü kara çıkarmasın.
Mesela hemen bir açıklama yapıp ‘benimle siyaset yapanlar devlet ihalesine girmesin, rantı yasaklıyorum, siyaset yoluyla zenginleşmek yok’ gibi lafları hiç olmazsa şimdi kendisinden bekliyoruz.
Gümrükteki fakir, fukara, guraba, doğmamış yetimin hakkıysa buradaki de öyle…Korumak da hepimizin görevi.