Kurtuluşun ve kuruluşun partisi, 96 yıllık cumhuriyet çınarı CHP, Atatürk’ün askerleri Osman Ağa ve Gönüllü Alay kahramanlarının kenti Giresun’da eğer merkez ilçe-il başkanlığı ve yönetimlerine; CHP’nin taşıdığı değerleri, ilkeleri doğru biçimde temsil edecek, siyaseti menfaat için değil, hizmet için yapan, liyakatlı, ahlaklı, erdemli, güven veren, toparlayıcı, uzlaşmacı, nitelikli, düzeyli, vizyon ve misyon sahibi, yaşamıyla, geçmişiyle, başarılarıyla, hizmetleriyle örnek, kimlikli, kişilikli devrimci, demokrat, sol kültüre sahip, mücadele içinden gelen adaylar çıkaramıyorsa, ya kapatıp gidilmeli, ya da anahtarlar orta yere konulmalı.
Neden mi…
Kongreler yaklaştı.
Hala yukarıdaki özelliklerde biri çıkıp da adayım, adayız demedi.
Hedeflerini, kendini anlatmadı.
Buna gerek yok mu?
Üyeler, kentte yaşayanlar önemli değil mi?
Alınan icazetler yeterli mi olacak?
Bir kaç kişinin iradesiyle 2-3 gün kala masa başında, karanlık odalarda siyaset mimarları tarafından ‘seçilen’ kişi kendi iradesiyle bu partiyi nasıl yönetecek?
10-15 gün, 1 ay içinde bu partiyi yönetmeye aday, yakışan 3-5 kişi, cesaretli yiğitler çıkmazsa, kimse sokaklarda ‘CHP’liyim’ diye gezmesin.
Bir arayış içinde olanları, kaygı ve endişe duyanları iyi niyetle çözüm arayanları tenziih ediyorum.
Ama ya geri kalan güruh?
Ayıptır, insan biraz utanır bu durumdan.
Bu parti hiç bu kadar saldırılar altında savunmasız, itirazsız, itibarsız, her şeyi kabullenmiş gibi sahipsiz kalmamıştı.
CHP hiç bu kadar başka özelliklerle anılmamıştı. Bu partililerin başı hiç bu kadar yere düşürülmemişti.
Yazıklar olsun!
CHP’yi, bu duruma düşürenlerden kurtarmadan, CHP’nin kurtulması mümkün değil. Aslında başkan filan değil, kurtarıcı aranıyor, kurtarıcı…