Evvel giden DERYA'ya selam olsun erenler…
Derya Sayın… Nam-ı diğer Derya Kuzusu… Giresunlu güzel insan… Gırgır, Leman, L-Manyak gibi mizah dergilerinin çizeri. “Derya Kuzuları” ve “Derya Kuzularının Sessizliği” adlı köşesiyle tanınan karikatürist arkadaşımız… O bizden, içimizden biriydi. Hem aynı şehrin insanıydık, hem de aynı iyilik toplumunun…
Bir arkadaşımın sık kullandığı deyimle, "Bizim mahallenin çocuklarından" biriydi Derya… Yazım, çizim dünyasının sessiz ama derin kıymetlerinden biri. Hep içinde gezen, görüntüsü verirdi Derya. Sanki bilerek saçak altlarından yürürdü. Sanki; bir cümle kurmak için yıllarca bekler, buluşulduğunda o cümleyi söyler ve yine susardı. Çizgilerle konuşan birinin susmasından doğal ne olabilir. Benim söylemek istediğim, Derya'nın çizgileriyle de susan bir çizer oluşudur. Söz fazlalığının olduğu bir dünyada onun payına Kuzuların sessizliği düşmüştü ya da o sessizliği bir yaşam tarzı olarak seçmişti…
Derya’yı kuşkusuz kendine özgü çizimlerinden tanıyorum. Yıllardır takip ettiğim dergilerdeki muhalif çizgileri hayatının özetiydi. Bizim mahallenin çocuklarının birbirlerine gecikme geleneği bizim tanışmamız için de geçerli. Aynı yörenin insanı olmamıza rağmen son üç yıldır samimi olabilmiştim. En uzun muhabbetimizi önceki yıl Giresun Belediyesi’nin daveti üzerine Giresun’a geldiğinde yapmıştık. Aksu Festivali’ne gelen Derya, Sanat Sokağı’nın açılışına da katılmış, Giresun’un kültürel mekanlarından Masal Sanatevi’nde Gürsel Ekmekçi, Altan Yamak ve diğer bazı arkadaşlarla aynı masanın etrafında toplanarak sözcüklerimizi, hatıralarımızı tanıştırmıştık.
Hayatından, yazıp çizdiklerinden dolayı ödediği bedellerden söz etmişti bize. Festivale davet edilmek, belediye tarafından kullanılan Fındıkkale Otobüsü karikatürünün bedelini almış olmaktan, Belediye Başkanı Kerim Aksu tarafından bundan böyle her yıl festivalin özel davetlisi olarak çağrılı olacağından son derece mutluydu… Artık Giresun’a daha sık geleceğini, şehrini, hatıralarını ihmal etmiş olmaktan üzüntü duyduğunu ifade etmişti. Kaldığı günlerde Hanedan Kafe, Sokak Kafe ve Baçhce Kafe’de oturduk. Gecikmiş bir tanışmanın telafisiydi bu muhabbetler. Atatürk Meydanı’nda karikatürleri, çizdiği resimler sergilenmiş, bana çizdiği bir resmin de sergide olması beni mutlu etmişti. Karadeniz'in hırçın dalgalarının tersine Derya sakin, anlaşılır konuşuyordu. Konuşurken insanın not tutası geliyordu. Hayat bilgisinden damıtılmış cümleleri kıymetliydi. Yaşamı boyunca muhalif olan özel insanlardan biriydi. Son görüşmemiz Temmuz başında İstanbul’da elbette mesken tuttuğu Cihangir’de olmuştu… Memleket meselelerinden söz etmiştik daha çok. Sonra da festivalde Giresun’da görüşmek üzere ayrılmıştık…
Kara haber tez yayılırmış… İstanbul Cihangir’de Firuzağa Kahvesi’ni mesken tutan sevgili Derya’nın 53 yaşında hayata veda ettiğini Gürsel Ekmekçi arkadaşın face paylaşımından öğrendim. Kalakaldım. Hatıralarımızla, aklımda kalan cümleleriyle kalakaldım. Şairin dediği gibi “her ölüm erken ölümdü…" Mecaz bir kenara gerçekten de çok erken ayrıldı aramızdan sevgili Derya…
Nedense iyi insanlar, hem iyi hem de muhalif insanlar erken veda ediyordu dünyaya. Cenazesinin Giresun’a getirilmesini öyle arzu etmiştik ki… Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu sevdiklerinin bu isteğini aileye ilettiyse de o ömrünü geçirdiği İstanbul’da gömülmeyi vasiyet etmişti… Vasiyetine uyularak Firuzağa Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Kilyos Mezarlığı'nda toprağa verilen Derya için başka ne diyebilirim ki… Birbirini geç bulan erken ayrılan iki arkadaşın hikayesiydi bizim hikayemiz… Kendisinden önce çizgilerinden tanıdığım Derya, bizim kucağımıza çizgilerini ve o dingin sesini bırakarak doğaya yatıya gitti. Bir teselli olarak; iyi ki geçti bu dünyadan, demek, onu hiç unutmayacağımızı dünyaya ilan etmek önemli ama acımızı dindirmeye yetmiyor.
Şimdi; çizgileriyle dünyayı güzelleştirmeye çalışan içimizden biri Derya’nın adının Giresun’da ona yakışan bir yere vererek ölümsüzleştirilmesini istiyoruz. Başkan Aksu’nun bu konuda duyarlı olacağına inanıyoruz. Bir de kuşkusuz "Fındıkkale" adını taşıyan Giresun ile özdeşleşen otobüs karikatürünün bir makete dönüştürülerek kentin uygun bir alanına yerleştirilmesini talep ediyoruz…
"Evvel giden ahbaba selam olsun erenler" şarkısı geliyor aklıma…
Derya doğanın kucağına yatıya gitti, çizgileri kaldı yadigar..