Birisi maaşı hacizli müzik öğretmeni, biri kurye, ikisi işsiz dört kardeş İstanbul’un göbeğinde, Fatih’te faturasını ödeyemedikleri için elektriği kesik evde siyanür içerek yoksulluktan, yoksunluktan, umutsuzluktan intihar etti.
Kapıya ‘içeride siyanür var’ uyarı yazısı asacak kadar insancıldılar.
Sözün bitti yer tam da burasıdır.
İçimiz yandı…
Tam bir toplumsal travma yaşıyoruz.
Aynı durumda olan milyonlar var.
Her evin hali benzer.
TÜİK verilerine göre, 2002 – 2018 yılları arasında Türkiye’de günde ortalama 8 kişi, 17 yılda 50 bin 378 kişi intihar etti.
Vahşi kapitalizmin acımasızlığını gösteren en dramatik tablodur bu.
Toplu intiharlar başladı.
Sosyal devletin çöktüğünün kanıtıdır.
Haramilerin saltanatı sürüyor.
Adaletsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlik, har vurup harman savurma boğuyor ülkemizi.
Bunu görmemek, karşı çıkmamak, değiştirmemek aymazlıktır.
Utanmadan, sıkılmadan çıkıp şimdi ‘ekonomi uçuyor, dış güçler, psikolojik sorunları vardı’ filan diyecekler.
Ve inandırmaya devam edecekler bu milleti.
Acı olan da bu.
Ruhları şad olsun.
Rabia işareti benim için artık 4 kardeşi ifade ediyor.
Yere batsın insanları ölüm çizgisine getiren bu düzen.
***
İnsanlarımız kiralarını, elektrik paralarını ödeyemedikleri evlerinde yoksulluktan intihar edip ölüyor, Damat Beraat Paşa çıkmış bilmem kaç TV’nin canlı yayınında kav çakıyor.
Düşük faizle ev sahibi yapacakmış!
Basın mı…Siyanürü önce kimin içtiğini tartışıyor…