DURAN ADAM…
Günlerdir Türkiye ayakta.
Her şey Taksim’deki Gezi Parkı’nın 3-5 ağacını kurtarmak için başladı. Sonra da ağaçlar gölgede kaldı.
Adına ”Türk milleti” denen ulus bir araya geldi.
Ateist, devrimci Müslüman, feminist, Komünist, çevreci, türbanlı, ulusalcı, Beşiktaşlı, Fenerli, Cimbomlu, Türk-Kürt-Alevi-Laz, Çerkez, hangi inançta, hangi etnik kimlikte olursa olsun, herkes sokaklara, alanlara çıktı,
Herkes kendine bu eylemlere katılma nedeni buldu.
Tencere- tava, misket, taş, ateş, barikat, biber gazı, maskeler, jop, plastik mermi, TOMA… Türkiye’nin bütün kentlerini ayaklandıran, yangın yerine döndüren eylemler…
Ve şiddet…En orantısızı, en acımasızı, en zalimcesi.
Ölümler, yaralanmalar, yerlerde sürüklenen çocuklar, kadınlar, gençler…
Gözaltılar, tutuklanmalar.
On binlerin yürüyüşü…
Şarkılar, sloganlar, pankartlar, gençlerin zekalarının ürünü olan mizahi söylemler, tweetler, Facebook’tan paylaşımlar…
Kaos ortamıdır bu.
Taraflarından biri halk olan adı konmamış bir iç savaş yaşanıyor. Öfke, kin nefretin alfabesiyle kurulan cümleler, toplumu gerdikçe geriyor.
Kimse geri adım atmıyor, bir durup düşünmüyor.
Biri hariç: Duran Adam…
Benim adamım ”Duran Adam”…Kahramanım.
O, ”Gezi”nin en demokratik eylemini yaptı. Susarak anlattı herşeyi.
İçinde iki şişe su, pötibör bisküvi olan sırt çantası ile geldi Taksim’in orta yerine; elini cebine soktu ve taş gibi durdu. Karşıya, Atatürk Kültür Merkezi’ne, polislerin astığı Türk bayraklarına ve Atatürk posterine bakmaya başladı.
Duruşundan sonra başladım izlemeye. En son 7 saat olmuştu.
O adamın durma eylemi sürüyordu.
Polis bu eylemi durduramadı. Çünkü zaten polis günlerdir ‘dur’ ihtarı yapıyordu. Duran bir adamı gözaltına almak da yanlıştı.
Çünkü adam zaten duruyordu. Durduğu için durdurulamayan bir adamdı…
Duran adamın sadece durarak yapılınca anlam kazanan eylemi, ona destek veren adamların da etrafında durmasıyla ‘duran adamlar’ eylemine dönüşünce polis harekete geçti ve topluca durma eylemi olduğu gerekçesiyle duruşlarını bozarak çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Duran adam da eylemini bitirdi.
Adı baştan bilinmiyordu. Sonra dünyaca ünlü bir performans sanatçısı, Erdem Gündüz olduğu anlaşıldı.
Gündüz, bir duruş sergiledi tek başına.
Günlerdir durmayanlara, idrak yolları hastalığı olanlara mesaj verdi: Bir yerde durmak lazım…
Duran adamlar, duran kadınlar, duran çocuklar, duran siyasetçiler, duran yöneticiler… Bugün Türkiye’de herkes bir an da olsa dursun ve bayrağımıza, Atatürk’e bakıp bir düşünsün.
Çünkü şimdi durup düşünme zamanı. Buna ihtiyaç var.
Yollarını dura dura gidenler kazanırlar.
Yazıyı Beatles’ın üyesi John Lennon’un sözleriyle bitirelim: “Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete baş vurduktan sonra, sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilemedikleri tek şey; şiddet dışı eylemler ve mizahtır.”