Biden’ın, Türkiye’yi; nezaket ve teamüllere aykırı olarak, müttefikliği, Ortadoğu’daki önemini de görmezden gelerek görevde bulunduğu 93 gün boyunca muhatap kabul etmemesi, ilişki kurmaması garipti. Bu tavrın 24 Nisan’ın arefesinde değişmesi ise tesadüf değil. Çünkü muhtemelen ABD bugün 1914 tehcirini ‘Ermeni Soykırımı’ olarak tanıyacak. Biden, konuşmasında bu cümleyle vurgu yapacak.
F-35, S-400, Suriye, Rusya, Halkbank davası, Kıbrıs ve diğer konuları bilemem ama Biden-Erdoğan görüşmesinde en azından bu konuda bir uzlaşıya varıldığı görülüyor. Aranmayı bile referans alarak iç politikada güçlenmeyi bekleyen Cumhurbaşkanı, zaten iknaya hazırdı. İtiraz ettiğini sanmıyorum.
Keşke etseydi ‘sen kim oluyorsun, haddini bil’ deseydi. İncirlik’i Küreciği kapatırım’, ‘Ben de seni Soykırımcı ilan ederim’ diye tehdit etseydi.
“Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır” denmesini beklemiyorduk ama en azından bir itiraz beklerdik. Etmiş midir?..
Muhalefet en üst perdeden karşı çıktı, açıklamalarıyla çağrı yaptı böyle bir karar alınmasın diye.
İktidar kanadından tık yok.
Diyemezler, karşı duramazlar çünkü Büyük Ortadoğu projesi böyle bir kabulü gerektiriyor!
Hatırlıyoruz…
Başına çuval geçirilen askerler olayında, PKK’nın, PYD’nın ABD silahlarıyla giderek devletleşmesinde, FETÖ’da, Zarrab dolandırıcılığında, rahip olayında, Trump’ın aşağılayıcı tehditlerinde, Irak’ta son olarak askerlerimizin katledilmesinde ve daha pek çok konuda sustuk. Soykırım iddiasında da susacağız.
Yeni yönetimden de umutlu değiliz, Biden da kalınan yerden devam ediyor. Türkiye’ye bakış açısı değişmeyecek. Kurtuluş savaşından beri değişmedi Sevr kafalıların.
Zaten ABD sermayesini oluşturan güç ve dolayısıyla emperyalist politikaların en önemli unsuru Ermeni lobilerinin yıllardır süren talepleri ve baskıları var.
Öteki başkanlar ‘talihsiz acı’ filan gibi laflarla yarım ağız bunu söyledilerdi.
Biden’ın da eğilimleri bu yönde, senatörler ve temsilciler meclisi de istiyor. Çıkıp diyecekler 1-15 milyon, artık sayı tercihi onların Ermeni katledildi diye.
Böyle bir karar çıkarsa ne olacak?
Bunun ekonomik-siyasal, hukuki, diplomatik ve diğer alanlarda pek çok etkiler yaratacağını biliyoruz.
Bunları yarından sonra değerlendiririz ama Türkiye’nin, kendi geçmişine ve günümüzdeki yaptıklarına bakmayan ABD gibi katilliği tescilli bir ülke tarafından ataları katil ilan edilen ulusumuzun bu ‘tanımadan’ ağır yara alacağı, imaj ve prestij kaybedeceği, şimdiye kadar dünyaya sunduğu bütün tarihi bilgi ve belgelerden oluşan sentezlerin, teorilerin çökeceği muhakkak.
Ben bunları ve en çok da saray şürekasından sayılan ve o merkezin etrafında dönen fırıldak, güya dış politika uzmanlarının, akademisyenlerin, yıllardır ulusal ve uluslararası arenada soykırım iddialarına karşı mücadele verenlerin tavrını, tepkisini, değerlendirmelerini merak ediyorum.
Ne olacak tarihte kalan ortak acılarımız. Tehcirden kalan Anadolu’daki toplu Türk mezarları. Ermeni çetelerin, komitacıların İngiliz, Rus silahlarıyla katlettikleri insanlar, yakılan köyler.
Asala’nın katlettiği diplomatlar…Tarihin yüzüne nasıl bakacağız?
En üzücü olanı da Azerbaycan’ın cephelerde şehitler vererek kazandığı savaşın zaferinden sonra biz Ermenilerle masaya bile oturmadan kaybedeceğiz.
Bir kere daha siyasetçilerin kendi çıkarlarını korumaları önem kazanıyor.
Aynı coğrafyanın parçası, kültür mozaiğinin unsuru halklar hesaplaşmadan, helalleşmeden, yüzleşmeden düşmanlaşmaya, ötekileştirilmeye devam edecek. Barış hala çok uzakta kalacak. Osmanlı Devlet yöneticilerinin o dönemdeki koşullara göre aldıkları bugün olmasa iyi olurdu, şöyle olsa daha iyi olurdu dediğimiz tartışmalı kimi kararların suçlusu ilan edileceğiz. İnşallah böyle olmaz, Biden Türkiye’yi kaybetmeyi göze almaz. Söylemine dikkat ederek bugünkü konuşmasını yapar. Bekleyip göreceğiz.
Yeni gündemimiz Ermeni Soykırımı…Hayırlı olsun diyemeceğim. Ama sloganım hep hazır: Katil ABD, Ortadoğu’dan defol. Yaşasın tam bağımsız Türkiye…